English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ D ] / Dans ediyor

Dans ediyor tradutor Português

641 parallel translation
Baksana, herkes dans ediyor. Müzik çalıyor şu eğlenceye bak.
Mas olhe, todos dançam, e há música e tudo.
Kız onunla konuşmuyor ama onunla dans ediyor, ha?
Talvez seja um palhaço, Bill, mas sabe dançar.
Minik kabarcıklar neşeyle dans ediyor.
Dançam, divertidos como bolhinhas.
Kim dans ediyor?
Quem está dançando?
Okula gidiyor, şarkı söylüyor, dans ediyor.
Ela estuda, canta e dança.
Bu ne biçim parti, bir bayan yalnız dans ediyor.
Ir a uma festa, e deixar que uma garota dance sozinha.
Bir yıldızın üzerinde dans ediyor olabilirsin
E poderia estar cantando em uma estrela
Büyük bir gayret sarf ediyor. Gülüyor, dans ediyor eğleniyormuş gibi görünüyor.
Pobrezinha, a rir e a dançar, a fingir estar a divertir-se.
Bu haliyle harika, salık, özgür ve rüzgarla dans ediyor.
Está maravilhoso como está. Todo solto e livre, agitado pelo vento. Que faço?
İşte orada, dans ediyor.
Está ali, a dançar.
- Melek gibi dans ediyor, hoş...
- Dança como um anjo, sabe vestir-se...
İyi ve Kötü Ruhlar dans ediyor.
Os espíritos do Bem e do Mal estão a dançar.
O, prensle dans ediyor.
Ela, dançar com o príncipe.
Dans ediyor olmalıyız.
Supomos que estamos dançando.
Filmin konusunun alındığı romanda çocuk dans ediyor.
No romance em que o filme se baseia, a menina dança.
Evet öyle ve çocuk, doğum gününde masanın etrafında dans ediyor.
Sim, e com a menina a dançar à volta da mesa no seu aniversário.
- Yani kitaptaki çocuk dans ediyor.
- No livro, a menina dança!
Bak şuradaki ne güzel dans ediyor.
Olha como aquela ali dança bem.
Çok iyi dans ediyor.
Até dança muito bem.
- David'le mi dans ediyor?
- Dança com o David?
- Kötü dans ediyor, değil mi?
- É um dançarino péssimo, não é?
Sen dans ediyor, bense konser veriyor olacağım.
Eu estarei a dançar, e você, a dar um concerto.
Şu ilerde siyah elbiseli, hoş bir tane vardı. Ama şimdi dans ediyor.
Aquela ali, de vestido preto e colar é bonita, mas está a dançar.
Madge ile dans ediyor.
Ele está dançando com Madge.
Barbar Philip cesetlerinizin üzerinde dans ediyor, sizi Atinalılar sizi!
Felipe, o bárbaro! Dançando sobre os mortos, atenienses.
Topsy, mutluluktan dans ediyor.
Topsy dança de alegria.
Onlar da mı dans ediyor?
Elas também dançam?
Dilinin ucunda bir melek dans ediyor sanırsın.
É como um anjo dançando sobre a língua.
Sahnede şarkı söylüyor, dans ediyor, rol filan yapıyorsunuz.
Sobe ao palco e dança, representa, faz tudo.
- Evet, onlarla dans ediyor.
- Sim, ela dança com eles.
"Ölüm kıyıda dans ediyor"
A Negra dança na margem...
Şarkı söylüyor, dans ediyor ve kutlama yapıyorlar.
Estão a cantar, a dançar, a beber e a festejar.
- İhtiyar iyi dans ediyor.
- O velho sabe mesmo dançar.
- Kesinlikle iyi dans ediyor.
- Sabe mesmo dançar.
- Dans ediyor muyuz?
- Sim! Vamos dançar?
Shanghay Tiyatrosu'nda çıplak dans ediyor.
Ela dança nua no Teatro Shanghai.
Onunla dans ediyor.
Está a dançar com a senhora.
Sanki dans ediyor!
Como um bailarino.
Senyorita, siz de bir pezo için dans ediyor musunuz?
Señorita, dança por um peso?
Program başladı, çocuklar dans ediyor görmüyor musun?
O programa já começou. Não vês os miúdos a dançar?
Olağanüstü dans ediyor olmalı.
Deve ser um óptimo dançarino.
Bu ordu ne dans ediyor... ne ilerliyor, ne savaşιyor.
O exército não dança, não marcha, não luta.
Televizyonda sürekli çocuklar dans ediyor.
Não se liga a TV sem se ver os rapazes dançando.
- Zenciler daha iyi dans ediyor.
- Os de cor dançam melhor.
Londra'da, Savoy Oteli'nde dans ediyor olurduk.
Estaríamos a dançar em Londres.
Islak çimentoda dans ediyor gibiyim.
É como dançar sobre cimento molhado.
Annenle dans ediyor gibisin herhalde.
Deve sentir-se como se estivesse a dançar com a sua mãe.
Hala dans ediyor musun?
Ainda dança?
Güzel dans ediyor muşsun!
Dança divinamente!
- Genç bir sarışınla dans ediyor.
- Está a dançar com uma jovem loira.
Dans da ediyor.
Ela também sabe dançar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]