De ki tradutor Português
83,176 parallel translation
Konuklarımızın çalınan aracısını kurtarmak için Seattle Kolonisinde ki direnişi kırmak için kullanılan gözetleme protokolünün aynısını uygulamaya başladık.
Começámos a implementar o mesmo protocolo de vigilância usado pela Colónia de Seattle para acabar com esta rebelião e recuperar o veículo roubado ao nosso Hóspede.
Bilmediğim yasal bir sorunun varsa, ki varsa da bana söyleme, kendi kimliğini kullanıp ülkeyi terk edebilir ve ABD'ye suçlu iadesi yapmayan bir yere gidebilirsin.
Se tens um problema legal de que eu não saiba, não me digas, podes manter a tua identidade, sai do país, vai para algum sítio sem extradição para os EUA.
Hepimiz vücut bulmuş kötülüğün kölesi olup yalpalayan, katil beyinsizlere dönüşsek de olur yeter ki Yüce Rahip Maynard'ın kayıtlarındaki 15,782 sıçışın hepsi elimizde olsun!
Podemos tornar-nos todos assassinos escravizados e imbecis, nas mãos da encarnação do mal, desde que tenhamos acesso ao registo completo das 15,782 cagadelas do Alto Septão Maynard!
Kara borsada yaptığı anlaşmalar o kadar şaibeli ki bazı hükümetler onu kara listeye aldı.
Os negócios dele no mercado negro são tão obscuros que o colocaram numa lista de alvos de um determinado governo.
Ki içme sularının en büyük kaynağı orası oluyor.
Que, por acaso, são uma grande fonte de água potável. Água Mineral dos Grandes Lagos
Niye böyle dediniz ki şimdi?
Porque haviam de dizer isso?
Gerçek şu ki...
A realidade de...
Burada ki kızlar cemiyetin üyelerine karşı enstitünün can damarıdır, sense burada sadece bir kız ile ilgilendin.. ve onunda kontrolünü kaybettin.
O fluxo de raparigas na Sociedade é a base do instituto, ainda assim estás a gastar todo o teu tempo numa só rapariga, e perdeste o controle sobre ela.
Gitmeden önce, herkese hatırlatmak istiyorum ki, kapitalizmle demokrasinin temel ilkeleri birbiriyle çelişir.
Antes de irmos, queria recordar-vos que os princípios básicos do capitalismo e da democracia se contradizem.
Ama sonra bağırmaya başladı ve... Yani, tabii ki, ben de ona bağırdım.
E ela começou a gritar e claro que gritei de volta.
Neden iki yatağa ihtiyacımız olsun ki canımın içi?
Porque precisamos de duas camas, querido?
Kime daha büyük bir güç lazım ki?
Quem precisa de um poder maior?
Ama ikimizin de bildiği üzere daha fazlası varken neden fiziksel dünyamızda kalalım ki?
Mas porquê parar no mundo físico... quando os dois sabemos... que existe muito mais?
Bir çok insanın hayatını ileriye götürebilecek güce sahip olan tek kişi sensin ve tek endişe duyduğun hayat kendinin ki mi?
Tu sozinho tens o poder... de melhorar a vida de tantas pessoas e a única vida com quem estás preocupado é com a tua?
Bu bir özürse, korkarım ki hayal kırıklığına uğrayacaksın.
Se é um pedido de desculpas, receio que vás ficar desapontada.
Tabii ki biraz düzenlemeye ihtiyacı var. Burayı mor pankartlar, Duvarlarda resimler, modern mobilya,
Claro, precisa de uns pequenos arranjos, mas imagina estandartes roxos, obras de arte nas paredes, mobília moderna, sistema de luzes acolhedor.
Lindsey dedi ki, onun bir parçası olmak için... "Büyük Gün" e inanmalısın.
A Lindsey diz que tu tens de acreditar no Grande Dia para fazer parte dele.
Ordu'da ki son görevimde, konvoyumuz Musul dışında saldırıya uğradı.
Na minha última comissão no Exército, estava num comboio que foi atacado nos arredores de Monsul.
- İyi de burada değilsin ki Kara.
- Mas... não estás aqui, Kara.
- Öyle yapmıyorum ki.
- Não precisas de me tentar animar. Não estou.
Tabii ki, ben her zaman şüpheliyim.
Estou cheio de suspeitas.
Fazlasıyla hem de. Kovuldu ve... kampüs dışına kadar eşlik ederken bana dedi ki...
Foi despedida, e ao ser escoltada para fora do campus, disse que...
"Last Hope Options." Evet, tabi ki öyle. Periler bilmece bulmacaları sever.
Mas claro, as fadas adoram puzzles e enigmas, principalmente os que nos faz de estúpidos.
Neden vekil, işini yaptığın için sana geçiş belgesi versin ki?
Porque lhe daria o Governador documentos de trânsito, simplesmente por fazer o seu trabalho?
Apollo'da ki nakarat daha yavaştı. Ama araştırdıkça farkettim ki, İki kayıtta da aynı temel dalga yapısı var.
Os acordes da Apolo tinham um ritmo muito mais lento, mas aprofundando, ambas as gravações têm a mesma estrutura básica de ondas.
Bu arada, işimizi yapmaya devam etmeliyiz. Ki bu da kolonideki düzeni sürdürmek.
Entretanto, precisamos de continuar a fazer o nosso trabalho, que é manter a ordem nesta colónia.
Şunu söylemeliyim ki bay Bowman, Bunu yapabileceğini sanmıyordum.
Tenho que dizer, senhor Bowman, não pensei que fosse capaz de isto.
Ölmeden önce demişti ki beni büyük şeyler bekliyormuş.
Mesmo antes de morrer, ele disse que me aconteceriam grandes coisas.
Buraya uçakla gelmedik ki.
Nem viemos de avião.
Demişti ki, "bir hikaye anlatmanın en tembelce yolu görüntü üzerine konuşan anlatıcı tekniğini kullanmaktır."
Disse : a forma mais preguiçosa para contar uma história é através de uma narrativa contada por uma voz-off.
Okuduktan sonra anladım ki nezaket treni benim için çoktan kalkmıştı.
Depois de o ler, sabia que aquele tinha sido o meu último roubo.
Hangi kız sosyal bilince sahip bir davul grubuna hayır diyebilir ki?
Bem, que rapariga podia dizer que não a um círculo de tambores socialmente consciente?
O araba başkasının adıyla kiralandı ki aslında ben oluyorum.
O leasing deste carro em nome de outra pessoa é quem eu sou!
Şansım var ki caddenin karşısındaki iğne yastığı dükkanı topu attı.
Felizmente, a loja de almofadas para alfinetes do outro lado da rua fechou.
Lord Cthulhu'nun dokunaçlı ağzı ve tuzlu'shoggoth'ları üzerine yemin ederim ki senden intikamımı alacağım Jay G.
Juro pelo bico de lula do Lorde Cthulhu e de todos os seus shoggots salgados, que me vou vingar de ti, Jay G.
Bir domuzun arkasını toplamak ne kadar zor olabilir ki?
Quão difícil pode ser limparmo-nos depois de se tratar dele?
Demek ki anksiyete teşhisi koydurabilirsem Plopper her yere benimle gelebilir.
Então se eu conseguir o diagnóstico de ansiedade, o Plopper pode seguir-me para todo o lado.
Bundan dolayıdır ki, bugünden itibaren bu güzel yaratık benim can yoldaşım olacak.
A partir de hoje, esta bela criatura será o meu fiel companheiro.
Neyse ki güvenlik bölmeleri devreye girmiş ve oradan sağ çıkabilmemizin tek nedeni de bu.
Por sorte, os revestimentos de segurança aguentaram. Foi só por disso que conseguimos sair.
Ola ki bu bir silahsa, kesin olarak dengeyi Mars lehine çevirecektir.
É um arma que irá, conclusivamente, inclinar a balança do poder a favor de Marte.
Bu seferlik karışmıyorum, bir daha kızıma yaklaşırsan.. .. seni o kadar hızlı deliğe tıkarım ki ne olduğunu anlamazsın.
Aproxima-te dela de novo e dou-te tão forte que nem saberás o que te atinge.
O çift, bugün eve dönecek ve Carl dedi ki Gary gelmezse, ki gelmeyecek, en azından evi gezdirecek durumda olmaz, bizim gezdirmemizi istiyor.
Aquele casal vai voltar à casa hoje. O Carl disse que, se o Gary não aparecer, e não vai aparecer, pois não há Gary que chegue para mostrar uma casa, temos de ir nós.
- Tabii ki de olacak.
- Claro que vão.
Belki de Auggie'yi sağlıklı tutuyor taki ki, yiyene dek.
Talvez esteja a manter o Auggie saudável até... Até ele... jantar...
Yani sen "Noel Şarkısında" ki
Então és um personagem de "Um Conto de Natal".
Duydum ki, şeytanlarla savaşmanın tek yolu cehenneme bir yolculuk etmendir.
O único modo de expulsares os teus demónios é dares uma volta no inferno.
Aslında, gerçek şu ki biz sizi aradık Çünkü seninle başka bir şey konuşmamız gerek.
Na verdade, nós chamamo-lo... porque precisamos de conversar sobre outra coisa.
Evet, bir açıdan, tabii ki demektir ki... Bu konuşmanın... olması gerekiyordu.
Sim, de uma certa forma, o qual, claro, significa... que esta conversa devia acontecer.
Diyelim ki yarasa büyük bir hayranı değilim, Ölü veya başka türlü.
Não sou fã de morcegos, mortos ou não.
İyi ki de aramışız, ne öğrendik biliyor musun?
E ainda bem que o fiz, porque sabes o que descobrimos?
Dedim ki bu kadar şey ters gitmişken, bir şeyimizin de doğru gitmesi iyi olur.
Só pensei que depois de tudo o que correu mal, talvez fosse bom termos algo que corresse bem.