Dediğini duydum tradutor Português
383 parallel translation
Ve onun şöyle dediğini duydum.
Parecia-me que ele dizia,
Sonra Hercules'in Cleo'ya "Venus çok şey biliyor" dediğini duydum.
Depois, ouço o Hercules a dizer à Cleo : "A Venus sabe demasiado."
Roger Byam'ın "Bana güvenebilirsin." Dediğini duydum.
Ouvi Roger Byam dizer : "Pode contar comigo."
Adamın dediğini duydun, değil mi? Ne dediğini duydum.
Tu ouviste o que ele disse.
"Guillermo, sevgili kocacığım, bekle ben de geliyorum" dediğini duydum.
Eu ouvi-a gritar : "Guilherme, meu querido, espera, eu vou contigo!"
- Ne dediğini duydum.
- Ouvi o que ele disse.
Bir sabah onun Phil Mackey'e yaklaşıp bir cocker spaniel gibi kalçalarını kıvırdığını ve şöyle dediğini duydum :
Eu a vi caminhar em Phil Mackey uma manhã... ela mexia os quadris como um "cocker spaniel" e ela disse :
Şöyle dediğini duydum : " Bahse girdim mi, herşeyi, hatta...
" Vou beijar qualquer coisa num desafio...
Ne dediğini duydum, ne kastettiğini de biliyorum.
- A Mae só disse... Eu sei o que ela quis insinuar.
Neredeyse tam öldüğü anda şöyle dediğini duydum :
Quase no momento em que Ele morreu ouvi-O dizer :
Ben de böyle şeyler dediğini duydum.
Eu também ouvi.
Evet. Dediğini duydum, evet.
Sim, ouvi o que disseste, sim.
Birden Katarina'nın "Neden gelmiyorsun?" dediğini duydum.
De repente a Katerina disse : "Tu não vens para aqui?"
Tanrı'ya inanmıyorum dediğini duydum Luke.
Ouvi dizer que não acreditas em Deus.
Neden biliyor musun? Bayan Belle'nin ona Beau dediğini duydum ve Bay Max ona Bennet dedi.
Miss Belle chama-o de Beau e o Sr. Max chama-o Bennet.
Bana piç dediğini duydum mu, duymadım mı?
Julga que não a ouvi chamar-me sacana?
Ne dediğini duydum, Moureen Cassidy!
Eu ouvi, Moureen Cassidy.
- Ne dediğini duydum.
- Ouvi o que disseste.
Dediğini duydum!
Ouvi o que você disse!
Birinin... giyineyim dediğini duydum.
Eu ouvi uma voz dizendo algo sobre se vestir....
Doktorun dediğini duydum.
Ouvi o que o médico disse.
Bir şekilde dolabın içine girmiş olmalıyım çünkü babamın şey dediğini duydum :
Devo ter recuperado os sentidos, porque me lembro de ouvir o meu pai.
Ne dediğini duydum.
Ouvi o que perguntou.
Ne dediğini duydum.
Ouvi o que disse.
"Silahına davran, beyim!" dediğini duydum. Arkamı döndüm.
"Saca o revólver!" Voltei-me.
Neredeyse herkesin "Benin yapabileceğim bir şey yok" dediğini duydum.
Quase com a mesma freqüência alguém diz, "não há nada que eu possa fazer".
Sahiple Washington Kasabası'nı geçerken sisko bir serifin şöyle dediğini duydum :
Estava a atravessar o condado de Washington com o mestre... E ouvi o que o xerife lhe disse :
Ona ne dediğini duydum.
Ouvi o que lhe disse.
Rüyamda... bir sesin ağlayarak bana şöyle dediğini duydum :
Em um sonho, uma voz me d ¡ z ¡ a vhorando :
- Sana, gel, dedim. - Dediğini duydum.
- Disse-te que viesses comigo.
Tanya Walker dediğini duydum.
Falaste na Tanya Walker.
Ne dediğini duydum.
Ouvi o que disseste.
Hırlıyor ve homurduyorlardı, ve bir sesin "Zuul" dediğini duydum.
Estavam a grunhir e a rosnar e ouvi uma voz a dizer "Zuul".
- Bana komik bir şey dediğini duydum.
- Ouvi-te chamar-me algo esquisito.
- Ne dediğini duydum.
- Eu sei o que ele disse.
- Ne dediğini duydum!
- Ouvi tudo. - Já sei.
Cubs'u seviyorum dediğini duydum.
Já o ouvi dizer : "Amo os Cubs."
2 litrelik iç malzeme, Böyle dediğini duydum.
Dois litros de recheio. Ouvi-a dizer.
Ne dediğini duydum, neden dinlediğini bilmediğini söyledin!
- Ouvi o que disseste. Que não sabes porque o ouves!
Neyse, caddede yürüyordum... ve o sesin şöyle dediğini duydum...
Estava a descer a rua... e ouvi uma voz dizer :
- Dediğini duydum küçük kız.
- Eu ouvi isso, saia.
Ne dediğini duydum.
Eu ouvi o que disse.
Ne dediğini duydum.
Eu ouvi isso.
- Onu "Freddy" dediğini duydum.
- Ouvi-o chamá-lo Freddy.
- Bunlardan birini nasıl- - - Ne dediğini duydum!
- Como é que se carrega uma coisa destas?
Hz.Elijah Muhammed'in çocukların babası olduğunu,... ve benim için, en iyisi dediğini duydum.
O Elijah Muhammad Ilustre é o pai de minhas crianças. .. e que O HonourabIe EIijah Muhammad teve told que eles que eu era seu melhor,..
Dediğini duydum!
Ouvi isso!
Dediğini duydum.
Eu ouvi isso.
Dün ona "lanet olsun," dediğini bile duydum
E ontem eu a ouvi dizer pra ele, "Dane-se".
Hayir, ne dedigini duydum.
- Não, eu ouvi.
Bir şey dediğini duydum.
Ouvi-te dizer algo.
duydum 657
duydum ki 65
duydum seni 20
dediğim gibi 696
dediğin gibi olsun 64
dediğimi anladın mı 22
dediğinde 40
dediği gibi 26
dediğin gibi 139
dediğine göre 48
duydum ki 65
duydum seni 20
dediğim gibi 696
dediğin gibi olsun 64
dediğimi anladın mı 22
dediğinde 40
dediği gibi 26
dediğin gibi 139
dediğine göre 48