Dediğim gibi tradutor Português
5,426 parallel translation
Her zaman dediğim gibi geri dönüp korkaklar gibi kaçmak için çok geç değil.
Como sempre digo, nunca é tarde para virar as costas e fugir como cob ardes.
Dediğim gibi büyük yelkenli yarışına hazırlanıyorduk.
Como estava a dizer, estávamos a prepara-nos para a grande regatta.
Dediğim gibi, yeni başlıyorum.
Como já disse, estava apenas a começar.
Nike'a da dediğim gibi, "Sadece yap."
Bem, como disse à Nike : "Faça-o apenas".
Pekala, az önce de dediğim gibi.
Então, como estava a dizer.
Az önce de dediğim gibi baba. Olumsuz sonuçları olabilir.
Como te disse, pai, muita coisa pode voltar para te morder.
Dediğim gibi, onlarca ülkede onlarca Noel yaşadım.
Como eu disse, vi uma dúzia de natais numa dúzia de países.
- Dediğim gibi,
- Como eu disse,
Dediğim gibi, bu benim işim.
Como lhe disse, é o meu dever.
Her zaman dediğim gibi, madem içinden atacaksın, bari attığın yer şık olsun!
Como costumo dizer, se tem de fazer, faça com estilo!
Bolivya'ya özgü görünmeliydi ve dediğim gibi efekt bütçemiz düşüktü.
Tinha de parecer boliviano e não havia dinheiro para efeitos especiais.
Dediğim gibi, muazzam bir ekip.
Tal como disso, uma equipa e peras.
Dediğim gibi yarım blok uzaktaydım ama neler olduğu ortadaydı.
Como disse, eu estava noutro quarteirão, mas era evidente o que se passava.
Dediğim gibi, bazen ne kadar az soru sorarsan o kadar iyi olur.
Não, senhor, como eu disse, às vezes quanto menos perguntas, melhor.
Dediğim gibi, senin ve işverenlerin için çalışmayı bıraktım.
Já te disse que não vou trabalhar mais para ti nem para os teus empregadores.
Dediğim gibi, o, şirketimiz için değerli biriydi.
Como eu disse, ele era um grande, grande, trunfo para a empresa.
- Dediğim gibi, konut departmanımız...
- Dizia que o departamento residencial...
- Dediğim gibi biraz radyasyona maruz kalmışsın.
Bem, tal como lhe disse, você apanhou alguma radiação.
Dediğim gibi benden büyük aile babalarıydılar.
Eles eram mais velhos, homens de família, como disse.
Dediğim gibi, kazandığımız en kolay para. Trink!
Tal como eu disse, é o dinheiro mais fácil que já fizemos.
Dediğim gibi, olmaz öyle şey.
Como eu disse, nem penses.
Hayır, dediğim gibi, sözlerinin şairaneliğiyle akor dizisinin şairaneliğinin birbirine geçmesi.
Como estava a dizer... a poesia entrelaçou-se na música das canções...
- Dediğim gibi. Ağır kanlısın.
Como eu disse, lento.
Dediğim gibi son zamanlarda Sergio Martinez ama Carlos Melzon da çok sağlamdı. Fakat bu çocuk çok hızlı, çok güçlü bir boksör. Gözden kaçırılmayacak bir şey Jim.
Recentemente falei do Sergio Martinez, mas o Carlos Melzon foi uma fera, mas este miúdo é um pugilista com grande rapidez, grande força, algo que valerá a pena ver, Jim.
Dediğim gibi "iman varsa görünmeyen bir güç"...
O que eu disse foi, " Se você tem fé, o poder invisível...
Dediğim gibi burası Zerdüştlerin ölülerini akbabalara bıraktıkları yer.
Como lhe disse, aqui é onde os Zoroastrianos deixavam os seus mortos para os abutres.
Ama dediğim gibi söylemene gerek yoktu.
Mas não precisas de o dizer.
Evet ama dediğim gibi, asla zevk almadım.
Sim, sim, mas como disse, nunca obtive prazer deles.
Dediğim gibi... geçen her saniyeyle daha çok yaklaşıyoruz...
Como estava a dizer, a cada segundo que passa estamos cada vez mais perto...
Dediğim gibi, ölüm değil kurtarma operasyonu istiyorlar.
Já te disse, vieram ver uma captura, não um assassinato.
Dediğim gibi, toplayıcılar hep ayvayı yer.
Como disse, os coletores sempre se dão mal.
Şimdi lütfen, önceden dediğim gibi birlikte yürüyelim.
Por favor, como já disse, acompanha-me.
Dediğim gibi ikimiz de bir şekilde dönülmez kararlar vermeden önce tekrar konuşalım.
Como eu disse, voltemos a falar antes de tomarmos decisões de uma forma ou de outra.
Dediğim gibi, güneyde işler biraz farklıdır. Tarihin keskin çizgileri yoktur.
É o que eu te disse, o Sul nunca foi só uma coisa, a história nunca foi clara.
Dediğim gibi de oldu.
E é.
Neyse, dediğim gibi Bay Waters'ın cinayetiyle ilgili şeyleri araştırıyorum.
Como eu disse, ando a verificar coisas relacionadas ao assassinato do Sr. Waters.
Dediğim gibi!
Estou a dizer!
Dediğim gibi, orada "Meksika" demiyorlar.
Digo-te, por aqueles lados, não lhe chamam "México".
Az önce de dediğim gibi üstümde silah yok.
Como lhe disse, não tenho nenhuma arma.
Dediğim gibi, süper.
Fixe, como eu tinha dito.
Dediğim gibi, her banyodan sonra dilimlenmiş avokado, kayısılı yulaf rulosu ve Aveeno nemlendirici.
Então, é o abacate laminado, os flocos de aveia com alperce, e hidratante Aveeno depois de cada banho.
Dediğim gibi, öyle arkadaşlar değiliz biz.
Mas, como eu disse, não somos propriamente amigos...
Ama dediğim gibi seni görmek çok güzel eski dostum.
Mas, como eu disse, foi bom ver-te, velho amigo.
Az önce de dediğim gibi bu yılı önemli hale getirelim.
É como eu disse... Tornemos este ano excepcional.
Dediğim gibi, ben herkese eşitim.
- Não tem sinais vitais.
Dediğim gibi, hayatımın en kötü günüydü.
Como eu disse, foi o pior dia da minha vida.
Ama dediğim gibi, istediğiniz kadar kalabilirsiniz, rahatınıza bakın.
Mas podes ficar aqui. Fica à vontade.
Aynen dediğim gibi.
Tal como eu disse.
Dediğim gibi bu tehlikeli değil.
- Tal como eu disse... Isto não é perigoso, é um evento.
Ama her zaman dediğim gibi...
Mas costumo dizer :
Dün büyükbaşları sürdüler, dün de dediğim gibi.
Foram mudar o gado ontem.
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
dediğin gibi olsun 64
dediğimi anladın mı 22
dediğinde 40
dediği gibi 26
dediğin gibi 139
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
dediğin gibi olsun 64
dediğimi anladın mı 22
dediğinde 40
dediği gibi 26
dediğin gibi 139