Dediğin gibi tradutor Português
2,111 parallel translation
Seni evde görmek bizim için çok büyük bir lütuf oldu. Senin dediğin gibi, hayatımı kolaylaştırdın.
Bem, tem sido uma grande... bênção ter-te lá por casa, tornando a minha vida mais fácil, como tu o dizes.
Dediğin gibi olsun.
Como queiras.
Dediğin gibi olsun.
Se tu o dizes.
Dediğin gibi.
Oh, sim!
Haklısın. Dediğin gibi olsun.
Bate aqui, querida ursinha.
Senin dediğin gibi, dostum.
É como disseste, meu.
Dediğin gibi.
Se assim o dizes.
Yani, senin de dediğin gibi diğer her tür şeyleri alıyor.
Como disseste há pouco, detecta um grande número de outras coisas.
Aynı dediğin gibi, eski CIA ajanı.
Tal como disseste, ex-CIA.
... ya da dediğin gibi.
Pelo menos, foi o que disseste.
Dediğin gibi, tehlikeli.
Tal como disseste, é perigoso.
Çünkü aynen dediğin gibi, tekrar bir araya geldik ve ben o 31'i çektirdiğim için kendimi felaket suçlu hissettim.
Por que me contaste isso? Porque disseste que somos outra vez uma família. E andava transtornado com culpa por causa da punheta.
Ben de öyle, ama dediğin gibi, birbirimizi daha iyi tanımalıyız.
Nem eu mas, como disseste, temos de nos conhecer melhor por isso...
- Peki, tamam. Dediğin gibi olsun.
- Está bem, fazemos a vossa maneira.
Senin de dediğin gibi cinayet hakkında hiçbir bilgim yok. Eğer söyleyecekleriniz bundan ibaretse, bunu gelecek vaadeden bir bir hayatın kestirme yolu olarak düşünceğim ve sonrasında işlerime devam edeceğim.
Você já disse que não sei nada sobre o homicídio, por isso, se não se importam, preciso de fazer um momento de reflexão por uma carreira promissora ceifada prematuramente e, depois, trabalhar.
Zaten senin dediğin gibi ihtiyacım olan bütün güce sahibim.
Já disse que tenho todo o poder de que preciso.
Senin de dediğin gibi, güvenli değiller.
Não. Como tu dizes, não é seguro.
Dediğin gibi biraz zorlamam gerekti.
Só precisava de um empurrão, como você disse.
Kardeşin, dediğin gibi sana verdiği sözleri tutuyormuş. Aslında bize haber verip seni kötü çocuklardan kurtaran da oydu.
A tua irmã disse, que se escondeu como tu disseste, e que nos mandou atrás dos bandidos, mas...
Bir keresinde dediğin gibi, esas önemli olan krizden sonra ne olduğudur.
Tal como disseste uma vez : "É o que acontece depois de uma crise que conta".
Dediğin gibi ona gerçeği anlattım.
Contei-lhe a verdade, tal como disseste.
Dediğin gibi bebeğim...
Como disseste, querida :
Dediğin gibi Guinevere sevdiğin kişi için her şeyi yaparsın.
É tal como disseste, Guinevere. É isso que fazemos quando amamos alguém.
Dediğin gibi bu aile işi.
Como eu disse, negócios de família.
Ve gerçekleşti, dediğin gibi.
E tornou-se real, como tu disseste.
Seni farklı sanıyordum ama hala aynı pisliksin benle dalga geçen ve çocukken Pissta dediğin gibi
Pensei que fosses diferente, mas continuas o mesmo estúpido que eras, que gozava comigo e me chamava Pissta quando eramos crianças.
Dediğin gibi, buna ihtiyacın var.
É como disseste, és necessário.
Aynen dediğin gibi.
É como dizes.
Evet, dediğin gibi.
Sim, tal como pediste.
Evet, tamam, dediğin gibi ya "keşfediyorlarsa"?
E se estiverem "a explorar"?
Aslında sen haklısın senin dediğin gibi Ben iğrenç aşağılık biriyim.
Na verdade, sou o que tu disseste. Sou um cão virilha do caralho.
Hatta dediğin gibi risk bile alamıyorum ama senin hiçbir şeyden korkmamanı seviyorum.
Não ouso arriscar nada, como realçaste, mas a ti nada assusta e adoro isso em ti!
Dediğin gibi Elmer'la birlikte gitmeliydim.
Devia ter ido com o Elmer, tal como disse.
Dediğin gibi, gerzekleri seven türden biri olmak istemezsin.
Como desses-te, não queres ser a rapariga que se apaixona por idiotas.
Bu tarz obsesif kompulsif bozuklukları taşıyan birkaç hastam var aslında. Aynı senin dediğin gibi vuruşun açısı yazılmış.
Olha, aqui está o ângulo do tiro, exactamente como tu disseste.
Aynı dediğin gibi yaptım.
Fiz tudo o que me pediste.
Dediğin gibi kapalısın.
Tal como disseste estão fechados.
Aynen dediğin gibi.
É exatamente o que é.
Evet, aynen dediğin gibi dostum.
Sim. Mesmo em cheio, companheiro.
Dediğin gibi sen sertifikalısın ama ben değilim.
Disse que era enfermeira, mas como vou saber?
Hayır, espri anlayışım yok, senin de daha önce dediğin gibi.
Não, não tenho sentido de humor, como te lembras.
Umarım dediğin gibi olur.
Que Deus te ouça.
Tamam. Dediğin gibi aradım.
Muito bem, eu liguei-lhe, tal como me pediu...
Her zaman dediğin gibi, Dave azıcık soğan erkeği. Ben her zaman öyle mi diyorum?
Uma segunda casa, mais filhos, um carro melhor, e tudo o que acha que o vai fazer feliz.
Onu dediğin gibi bloke edebilir miyiz?
Não pode ser bloqueado, conforme disse?
Senin dediğin gibi o bir katil.
Como disse, ele é um assassino.
Benim gibi, insanlardan nefret eden biri bile mutluluk şansını yakalıyorsa adına evlilik dediğin o kaybedenler arazisi bayağı ıssız olacak demektir.
E mesmo que um misantropo como eu tenha uma oportunidade de felicidade, será seguramente solitária naquela terra sem fim a que chamas de casamento.
Senin de dediğin gibi, zamanımız kısıtlı.
Tal como disse, temos pouco tempo.
Dediğin doğruysa birisi onu kırmış olmalı. Kaybolmuş gibi görünüyor.
Em sua defesa, parece que alguém quebrou, como se estivesse a faltar uma parte.
Hani şu, taş gibi dediğin asistanım internette DJ Corliss'i araştırmış. 1989'da uyuşturucu bulundurmaktan tutuklanmış. Mesa, Arizona'lı.
A minha assistente, aquela cujo número você quer estava a ler na Internet sobre um DJ Corliss, preso em 1989, sob acusações de droga na sua cidade natal de Mason, Arizona.
- David, başkan dediğin serseri mayın gibi dolanamaz.
- O Presidente não pode ser inconstante.
dediğin gibi olsun 64
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
dediğim gibi 696
dediğinde 40
dediğimi anladın mı 22
dediği gibi 26
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
dediğim gibi 696
dediğinde 40
dediğimi anladın mı 22
dediği gibi 26