Elbette isterim tradutor Português
121 parallel translation
Evlenmemi elbette isterim, bence evlenmelisin de.
Mas eu quero que você se case.
- Elbette isterim.
Sim, claro.
- Elbette isterim, fakat bahse girerim sen korkarsın.
- Claro, mas aposto que você se assustaria.
Elbette isterim!
- Claro que quero beber.
Elbette isterim.
Claro que quero.
Elbette isterim.
Que bom!
Elbette isterim.
Com certeza. Vou indo.
- Elbette isterim lan.
Tens aí um bom charro, por acaso?
Tabi, elbette isterim.
Claro que sim!
- Elbette isterim.
- Claro que sim.
- Elbette isterim.
- Claro que quero.
Elbette isterim.
Apoio isso.
Evet. Elbette isterim.
Claro que sim.
Elbette yardım etmek isterim ancak Ziggurat kutlaması bir hafta daha sürecek.
Claro que gostaria de poder ajudá-lo... mas os festejos da Ziggurat... vão durar por mais uma semana.
Bunu da isterim elbette.
Farei isso também.
Elbette, Kaliforniya'ya gittiklerini duyarsam, o avukatı isterim, hem de çok.
Quando já estiverem na Califórnia precisarei muito desse advogado.
Bir göz atmak isterim elbette.
Só para dar uma vista de olhos.
Kendisini üniversitedeki ofisime götürmek isterim elbette sizce bir mahsuru yoksa.
Gostava de o levar para o meu gabinete na universidade se não se importar.
Ben de "Elbette onlarla tanışmak isterim." dedim.
E eu respondi : "Claro que quero conhecê-los."
Elbette, her zaman isterim.
Sim, claro que me importei.
Yardım etmek isterim elbette.
Sente-se, detective.
Elbette, ordu daima sadıktır. Bilmenizi isterim, 500 birliğimiz var.
As tropas estão em estado de alerta, mas que são uns milhares?
Elbette buna karışmamam gerekir ama Başkanı ziyarete gideceğim ve eğer fırsatım olursa uranyum hakkında düşüncelerimi ve yapabilceklerimizi anlatmak isterim.
Podes dizer-me que não é nada que me diga respeito, mas vou visitar o presidente nesta viagem, e se a ocasião surgir, podias querer que eu oferecesse a minha valiosa opinião e lhe falasse qualquer coisa do urânio.
Elbette, ilk tavşanları görmek isterim!
Com prazer, dar-me-á prazer ver os seus primeiros coelhos.
Elbette görmeyeceğim ama şunu bilmeni isterim ki bundan sonra yatacağım güzel kadını sana adayacağım.
Claro que vou, Peg. - Vou para a cama. - Óptimo.
Elbette öyleydi, ama size birkaç test daha yapmak isterim Yüzbaşı.
Claro, porém gostaria de fazer mais alguns testes, Tenente.
Elbette arkadaşım olmak isterim.
Claro que quero ser meu amigo.
- Elbette artık oradan sıkılmadıysanız.. - Çok isterim, efendim.
- Eu adorava Sr....
Bayanlar ve baylar, belirtmek isterim ki Paul Deroulard'ın ölümünün, elbette ki bir trajedi de olsa, yalnızca kalp yetmezliğinden kaynaklandığına yeterince fazlasıyla tatmin oldum.
Senhoras e senhores, acredito que a morte de Paul Deroulard, embora tenha sido uma tragédia, se tenha devido apenas a uma insuficiência cardíaca.
Elbette. Ben isterim.
Claro, eu vou.
Elbette seni hayatta isterim.
Quero-te vivo, isso é certo.
Ama, burada bitirmem gerektiğini düşündüğüm bir şey var, ritüele devam etmek isterim. Elbette.
Mas a menos que haja alguma coisa que eu suponha acontecer aqui, eu gostaria de continuar com o ritual.
Elbette... elimden gelirse, yardım etmek isterim.
É claro, eu... eu gostaria de ajudar se eu puder.
İsterim. elbette.
Quero. Claro.
Elbette diğerleri gibi dışarı çıkmak ve gezmek isterim.
Mas tenho que trabalhar...
Elbette ki isterim.
Claro que sim!
Elbette, hepinizin orada olmasını çok isterim.
- Onde está?
Dalga mı geçiyorsun? Elbette kalp üfürümü dersine katılmayı isterim.
Adorava ir à tua palestra sobre sons cardíacos.
Teşekkür... Elbette gelmek isterim.
Sim, eu quero entrar.
Elbette, Başkanlık Kampanyası'nda çalışmak isterim.
Claro, eu adoraria trabalhar na campanha presidencial.
Elbette benimle gelmeni isterim.
Claro que quero que venhas.
Elbette Becky'yi görmek isterim.
É claro que quero vê-la. A Becky.
Elbette seninle bir çocuk yapmak isterim.
Se tivesse um filho, seria contigo.
Evet, Çaylak, zor bir gün geçiriyorum. Ve elbette eve gitmek isterim, fakat Jordan'ın satanist vampirleri dairemi ele geçirdi ve aklı başında herhangi bir erkek, o eve girmeye cesaret edemez.
Sim, novato, Estou a ter um mau dia e gostava de ir para casa, mas o grupo satânico da Jordan tomou o apartamento de assalto e nenhum homem no seu juízo perfeito se atrevia a entrar naquele lugar.
Beş para etmezler. - Elbette görmek isterim.
- São de morrer a rir.
Elbette. Bunu isterim.
Claro, quero.
Elbette sahne arkasına gitmek isterim, salak olma.
Bem, claro que quero ir aos bastidores. Não sejas parvo.
Şunu belirtmek isterim ki... Leavenworth'lü vatandaşların böyle bir yükü taşımasını... beklemiyorum elbette.
E quero deixar claro que não espero que os cidadãos do município de Leavenworth tenham de suportar esse fardo.
Elbette, almak isterim.
Porra, fico com ela!
Elbette. Çok isterim.
Adorava.
Yani, kulağa çok hoş geliyor. Ve sizinle elbette çalışmak isterim.
Sabes, quer dizer, isto parece-me bestial e adoraria fazer um filme com vocês, sem dúvida.
isterim 243
elbette 13408
elbet 35
elbette var 142
elbette ki 133
elbette benim 21
elbette istiyorum 43
elbette seviyorum 29
elbette yok 101
elbette iyiyim 21
elbette 13408
elbet 35
elbette var 142
elbette ki 133
elbette benim 21
elbette istiyorum 43
elbette seviyorum 29
elbette yok 101
elbette iyiyim 21
elbette öylesin 20
elbette canım 17
elbette biliyorum 55
elbette biliyorsun 19
elbette efendim 146
elbette doktor 21
elbette eminim 36
elbette hayır 359
elbette değilim 21
elbette olmaz 22
elbette canım 17
elbette biliyorum 55
elbette biliyorsun 19
elbette efendim 146
elbette doktor 21
elbette eminim 36
elbette hayır 359
elbette değilim 21
elbette olmaz 22