Eğer bilseydim tradutor Português
428 parallel translation
Eğer bilseydim başlamışken senin de işini bitirirdim.
Se tivesse sabido, de passagem liquidava a ti.
Eğer bilseydim...
Se eu soubesse...
- Tabii, eğer bilseydim...
- Naturalmente, se eu soubesse...
Eğer bilseydim.., Anlamanı istiyorum... o zaman geri dönmem için nedenim olmazdı.
Se conhecesse o meu homem, perceberia que ele teria um motivo para não ir atrás de mim.
Burada söylenenleri bilmiyorum, eğer bilseydim bile...
Eu não sei o que é dito aqui, e mesmo que soubesse...
Eğer bilseydim ona daha iyi bir şeyler ayarlardım.
Se soubesse, ter-lhe-ia arranjado melhor.
Eğer bilseydim beni özlediğini söyleme fikri aklına bile gelmezdi.
Se eu percebesse, tu não dirias isso.
Eğer bilseydim ben kendim bildirirdim...
Eu mesmo o teria reportado, se soubesse que havia...
Eğer bilseydim...
Se ao menos eu soubesse...
Eğer bilseydim.
Se eu soubesse.
Eğer bilseydim, onu tutuklatmış olurdum.
Se soubesse, mandava-a prender.
Eğer bilseydim sana söylerdim.
Se soubesse, eu dizia-lhe...
Eğer bilseydim, burada olmazdım.
Se soubesse, não estava aqui.
Eğer bilseydim size söylerdim.
Se eu soubesse, diria.
Ve eğer bilseydim... bana ne kazandırırdı?
E se soubesse... qual é a parte para o moi?
Eğer bilseydim bile bu beni zerre kadar rahatsız etmezdi.
Mas se o soubesse não ficaria minimamente perturbado.
Yemin ederim, eğer bilseydim, sana da söylerdim.
Juro que, se soubesse, dir-lhe-ia.
Eğer 20 dakika süreceğini bilseydim...
Se eu tivesse sabido que demorava 20 minutos...
Eğer büyüleyici eşinin burada olmadığını bilseydim, bu kadar acele etmezdim.
Se soubesse que sua mulher não está, não teria pressa.
Eğer sizin geleceğinizi bilseydim, özel yemekler pişirirdim.
Se eu soubesse que você vinha, teria cozinhado alguma coisa melhor.
Sonunun nereye varacağını bilseydim, bu işe hiç girişmezdim. Eğer aklım başımda olsaydı...
Se soubesse como iria acabar, nunca teria deixado que começasse, se estivesse no meu juízo perfeito.
Eğer geleceğini bilseydim biraz temizlerdim ortalığı.
Se soubesse que vinhas, tinha limpo um pouco o sítio.
Eğer bunu bilseydim...
Se eu soubesse disto...
Eğer Kimbrough'u peşine Mary için düştüğünü bilseydim buraya gelmene engel olurdum.
Se soubesse que procurava o Kimbrough por causa de Mary, tinha tentado evitar que viesse.
Eğer onların kötü adamlar olduğunu bilseydim, asla onlarla birlikte olmazdım.
Se conhecesse homens assim, não me teria envolvido com gente má.
Eğer böyle olacağını bilseydim sana hemen söylerdim.
Se eu soubesse, tinha-te dito logo que estou a morrer.
Eğer senin ne düşündüğünü bilseydim.
Se eu soubesse o que tu pensas.
Eğer evet diyeceğini bilseydim, milyonlarca kez seninle evlenmek isterdim.
Casaria contigo um milhão de vezes se dissesse que sim ao menos uma vez.
Eğer kung fu bilseydim onlara bunu tattırırdım!
Se soubesse boxe chinês, mostrava-lhes como é.
İstemem. eğer yakında bir kedi olduğunu bilseydim.
Não cantaria se soubesse que há um gato por perto.
Sevmemekte haklı olduğunu söyleyebilirim ama eğer neden olduğunu bilseydim, biraz yardımı olurdu, acım biraz daha azalırdı.
Atrevo-me a dizer que está no seu direito não o fazer mas ajudaría um pouco, doería um pouco menos, se eu entendesse o porquê.
Eğer senin kafayı bu olaya taktığını.. ... bilseydim. Seninle konuşmazdım bile.
Se soubesse que ias ficar assim, não teria dito nada.
Eğer o zamanlar, şimdi bildiklerimi bilseydim, bu küçük kaza başıma gelmezdi.
E se eu soubesse o que sei hoje, não teria morrido também.
Eğer'Gevşek Mesane'yi ve tazı pisliğini kastettiğini bilseydim, muhtemelen, onları kendi sularında kaynamaya bırakırdım.
Se eu soubesse que se referia ao velho Slack Bladder e o cão dos Baskervilles, provavelmente teria-os deixado a guisar no seu próprio molho.
Eğer senin benimle ilgileneceğini bilseydim, yıllar önce gelirdim.
Se soubesse que você era... Se soubesse que me ia fazer isto, já tinha vindo há anos.
Eğer yaşadığı yeri bilseydim Tabi ki giderdim.
Eu ia, se soubesse onde ela mora.
Eğer mutluluğunuzun söz konusu olduğunu bilseydim... onu becermezdim.
- Se ela fosse feliz, eu não a comia. - Pois.
Eğer polislerin neler bildiğini bilseydim daha iyi hissederdim.
Eu sinto melhor Se eu conhecia a polícia Tinha alguém, você sabe.
Eğer bu dünyada bu kadar kısa kalacağını bilseydim, seninle evlenmek için çalardım.
Se soubesse que viverias tão pouco, teria roubado para casar contigo.
Eğer onu bir daha görmeyeceğini bilseydim, birşey söylemezdim.
Não teria dito nada se soubesse que ias deixar de sair com ela.
Eğer evinin bu kadar şehirden uzak olduğunu bilseydim, Bir arabacı tutardım.
Se eu soubesse que vivias tão longe da cidade, teria vindo numa carruagem.
Eğer burada olduğunu bilseydim hediye getirirdim.
Se soubesse que estavas aqui, teria batido à porta.
Önceleri onu öldürmek istedim. Eğer bir şeylerin değişeceğini bilseydim kesinlikle öldürürdüm.
Primeiro queria matá-lo... e teria-o feito se isso mudasse alguma coisa.
Eğer böyle gözükeceğimi bilseydim Barneys'ten bu elbiseyi alır mıydım?
Acham que comprava este vestido, se me ficasse assim na Barneys?
Eğer Victor benim kardeşim olsaydı ve senin bildiklerini bilseydim. bütün hayatım cehenneme dönerdi.
Se o Victor fosse meu irmão e eu soubesse o que tu sabes, a minha vida seria um inferno.
Şef düşündüm de, eğer gelecek tatbikatta seni yakalamalarının ne kadar süreceğini önceden bilseydim eh, şey diyelim sen ve ben önemli miktarda karı bölüşebiliriz.
Condestável, ocorreu-me que se eu soubesse de antemão o tempo que demoravam a apanhá-lo durante o próximo exercício, digamos que podíamos partilhar um lucro substancial.
Eğer sana vereceğini bilseydim ona hiçbir zaman o gardrobu vermezdim! - Sana mı?
Você?
Eğer burada neler olduğunu bilseydim, sizi buraya getirtmezdim.
Se eu soubesse que seria tão... - não me atrevia a pedir que viesse para aqui.
Eğer evinin bu kadar şehirden uzak olduğunu bilseydim, Bir arabacı tutardım.
se eu soubesse que vivias tão longe da cidade, teria vindo numa carruagem.
Ben bilseydim eğer bu kadar medenice ayrılacağınızı Buna tanık olmayı kabul etmezdim
Nunca teria aceitado ser testemunha se soubesse que iam ser tão civilizados.
Eğer bana ne olduğunu bilseydim bunu...
Não lhe parece que se eu soubesse o que me está a acontecer eu não tentava...
bilseydim 57
eğer istersen 206
eğer öyleyse 172
eğer sen 63
eğer beni seviyorsan 30
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer o 55
eğer izin verirsen 26
eğer istersen 206
eğer öyleyse 172
eğer sen 63
eğer beni seviyorsan 30
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer o 55
eğer izin verirsen 26
eğer yanılmıyorsam 39
eğer öyle olsaydı 20
eğer sakıncası yoksa 54
eğer ben 51
eğer ölürsem 16
eğer varsa 60
eğer olursa 24
eğer isterseniz 86
eğer mümkünse 45
eğer yapabilirsen 22
eğer öyle olsaydı 20
eğer sakıncası yoksa 54
eğer ben 51
eğer ölürsem 16
eğer varsa 60
eğer olursa 24
eğer isterseniz 86
eğer mümkünse 45
eğer yapabilirsen 22