Eğer haklıysam tradutor Português
237 parallel translation
Evet ve eğer haklıysam... Eğer haklıysam, ki buraya kadar tek bir örnekle geldik. Muhtemelen bir kaza oldu, iniş gerçekleşemedi ve hepsi öldü.
Pois e se eu estiver certo... se estiver certo... nós todos surgimos... por causa de um acidente, uma aterragem mal calculada em que todos morreram.
Eğer haklıysam onu bozuk para gibi harcayacağım.
Se estiver certo... faço-o cuspir todos os trocos.
Helena, eğer haklıysam, Maya, senin yapamayacağın bazı şeyleri yapabilir.
Há coisas que a Maya sabe fazer e tu não.
Eğer haklıysam, Adama, Galactica'yı tek bir atış yapmadan bana verecek.
Se estiver certo, o Adama vai entregar-me a Galactica sem disparar um único tiro.
Eğer haklıysam bu geceki partide, Uri, üniformaları saymak için yalnız olmayacak.
Se estiver certo... não será só o Uri que estará a contar uniformes... nessa festa esta noite.
Eğer haklıysam Süpermen " e dönüşeceksin.
Se tiver razão, tornas-te no Super-homem.
Ama Jennifer, eğer haklıysam, İçine düştüğü durum her ne ise bu uzun sürmeyecek.
Mas, Jennifer, se estiver certo aquilo que ele encontrou é que não se vai embora
KITT, eğer haklıysam, şu an Cole'un bürosundan dışarıya bir telefon görüşmesi yapılacak.
KITT, se eu estiver certo, Cole está a fazer uma ligação agora.
Eğer haklıysam Fenton bombayı yine kendi geçmişlerine bağlı bir yere koyacak gibi görünüyor.
Se estiver certo, o Fenton vai colocar a bomba num local representativo para a história destas três pessoas.
Bir teorim var. Eğer haklıysam..... Los Angeles'tan sonra profesyonel hale geldin.
Tenho uma teoria de certeza que ficas-te profissional em Los angeles.
Eğer haklıysam Watson, bir anda olaylar patlak veriyor, dizginlenemez bir hale ulaşıyor.
- Se eu estiver certo, Watson, num instante, este caso passa de normal a extraordinariamente fantástico.
Eğer haklıysam, bunlar adamlarıymış.
Ou muito me engano ou esta era a guarda pessoal dele.
- Eğer haklıysam bizimle bu açık alanda, saat 12'de buluşmak istiyorlar.
- Se estiver certo... eles querem nos encontrar nesta clareira às 1200 horas.
- Eğer haklıysam, iş çığırından çıkacak.
Vai ser o Inferno.
Eğer haklıysam, tüm programlamayı geri yüklemek çözümümüz olabilir.
Transferir a sua programação para fora da estação pode resolver os problemas.
Eğer haklıysam, gerçekten burada değilsiniz.
Se estiver certo, vocês não estão aqui.
Eğer haklıysam, onlar seni bulmak istemeyeceklerdir.
Se eu tiver razão, eles não vão querer encontrar-te.
Eğer haklıysam elimde Savunma Bakanlığı'nın orijinal UFO dosyaları var.
Se estou correcto, tenho os ficheiros originais de OVNIS do Ministério da Defesa.
- Bir de şöyle bak, Müdür Bey. Eğer haklıysam, listendeki şüpheli sayısı dörde düşecek.
Veja as coisas por este prisma, se eu tiver razão, a sua lista de suspeitos passa a quatro.
Başardım. - Çünkü eğer haklıysam... Zamanı geriye doğru sarabileceğim bütün bu olanlarla ilgili hiçbir şey hatırlamayacağım.
- Porque se eu estiver certo... eu puder, por momentos, inverter o fluxo do tempo, não terei nenhuma memória destes eventos.
Ama eğer haklıysam bu resimler. İnsanların gözlerini sonuna kadar açacak
Mas se estiver certo, estas imagens podiam abrir os olhos às pessoas.
Eğer haklıysam siz bedelini ödemeye hazırmısınız?
Estão dispostos a sofrer as consequências se eu estiver certa?
Ve eğer haklıysam, bir çok Klingon ailesi, geleneksel olarak Onur Gününde, kan turtası servis ederler.
E, se não me engano, muitas famílias klingons tradicionalmente servem torta de sangue no Dia de Honra.
Eğer haklıysam, daha önce hayal bile edemeyeceğin karanlık düşünceler paylaşacağım seninle.
Se estiver certo, terei pensamentos para trocar bem piores do que poderia imaginar.
Ve eğer haklıysam, bir ucu Voyager'a doğru, aralıklar halinde açılmakta.
Se eu estiver certa, um extremo está se abrindo intermitentemente dentro da Voyager.
Eğer haklıysam, bu üs onun yuvası olacaktır.
Se estiver correcto, esta base tornar-se-á o seu ninho.
Eğer haklıysam, sezgi.
É intuição se eu estiver certa
Eğer haklıysam, SG-2'nin kayıtları aynı elektronik izi taşımalı aynı solucan deliğinin yolunu değiştirdiği son seferki gibi.
Se estou certa, o registo do SG-2 teria a mesma assinatura electrónica que estava presente na última vez que a passagem foi aberta. Seja paciente comigo.
Ve eğer haklıysam... onu öldürmek için bir şansımız olacak.
E se tiver razão... temos uma hipótese para a matar.
Ve eğer haklıysam... onu öldürmek için bir şansımız olacak.
E se eu estiver correta... temos uma hipótese para a matar.
Bu yüzden sana tavsiyem beni dinlemen, çünkü, eğer haklıysam, bütün araştırman,
Pois se eu estiver certo, significa que toda a sua pesquisa
Eğer haklıysam, bu mesaj nerdeyse 9 saat önce, çok yavaş bir taşıyıcı dalga ile gönderilmiş. Hızlandırabilir misin?
Se estou correto, essa mensagem foi enviada há quase 9 horas atrás, em uma onda portadora extremamente lenta.
Ve eğer haklıysam, Tom ile konuşabileceksiniz.
E se eu estiver certo, pode ser uma chance de conversar com o Tom.
Eğer haklıysam, çok yakında uzayın bu bölgesi Federasyon-Cardasia kuvvetlerince istila edilecek.
Se eu estiver correta, esta região do espaço logo será ocupada por uma força de invasão Federação-Cardassiana.
Eğer haklıysam, onlara yardım edemeyiz.
Mas, se eu estiver correcta, não podemos ajudá-los.
Eğer haklıysam, Aberjian Kehanetleri.
- As Profecias de Aberjian, segundo creio.
Ama eğer haklıysam John, yakında senin ve herkesin söylediklerimi aynen yapması gerekebilir. Çabuk... ve sorgulamadan.
Mas se eu estiver certa... assim que eu estiver pronta, preciso que você e os demais... façam tudo o que eu mandar, rápido e sem perguntas.
Eğer haklıysam, o zaman, bana kulak verecek, başka bir Koruyucu vardır.
Se estiver correcto, então ele me ouvirá... de um protector para outro.
Eğer haklıysam, şu anda yabancı bir ekosistemin ilk yapı taşlarının oluşumuna tanık oluyoruz.
Se estou certa, estamos perante os tijolos de um ecossistema alienígena.
Şimdi, eğer haklıysam, burada tanık olduğumuz patlamalar çok daha şiddetli bir boşalmanın öncüleri.
Se eu estiver certa, as explosões que vimos aqui são precursoras de uma ejecção bastante mais violenta.
Eğer haklıysam onu nerede bulabileceğimi biliyorum.
Se estou certo, sei onde encontrá-lo.
Eğer haklıysam, buna karşı koyabilir misin?
Se eu estiver, como poderá resistir?
Eğer haklıysam, bu küçük robolar saç renklerimden fazlasını barındırıyor.
Se estiver correcta, estes pequenos robôs fizeram muito mais do que mudar a cor do meu cabelo.
Ve eğer haklıysan, ben taşıyıcıysam yani... öyleyse ben...
Assustou-me porque pensei que talvez tenhas razão.
Fakat eğer ben haklıysam ve o bir vampirse hepimizi oracıkta öldürür.
Mas se eu estou certo e você provar que ele é um vampiro... ele vai-nos matar.
Eğer dediklerimin hepsinde haklıysam ve sen gidip ona her şeyi anlatırsan babamı asla hapishaneden çıkartamam.
Se estiver certo sobre isto tudo e disseres a ele o que está a acontecer, não vou conseguir tirar o meu pai da prisão.
Tamam ama eğer ben haklıysam, sadece bir seri katil aramıyoruz. Biz bir tür genetik değişikliğe uğramış insan,... Amerika genelinde kim bilir kaç tane insanın kaybolmasından sorumlu olabilecek bir mahlûk arıyoruz.
Se tiver razão, não estamos só à procura de um assassino em série, mas de um ser humano geneticamente diferente que pode ser responsável pelo desaparecimento de sabe-se lá quantas pessoas em todo o país.
Eğer ben haklıysam sen benden bıkacaksın, sen haklıysan, ben bıkacağım.
Se estou certa fartas-te de mim, e se tu estás certo, farto-me de ti.
Eğer ben haklıysam, bu bant kasayla senin oynadığını gösterir.
Este vídeo vai provar que armadilhaste o cofre do Eddie.
Fakat eğer ben haklıysam... Tiger Claw şuan saldırı altında olabilir.
Mas se estiver certo... a Tiger Claw pode realmente estar sob fogo.
Peki, eğer ben haklıysam, bizim eve gitmemize izin vermelerinin tek yolu gece yarısından önce o bebeği buraya getirmemiz.
Mas, se estiver correta, só nos deixarão voltar para casa, se trouxermos o bebé para aqui antes da meia-noite.
eğer istersen 206
eğer öyleyse 172
eğer sen 63
eğer beni seviyorsan 30
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer bilseydim 25
eğer izin verirsen 26
eğer o 55
eğer öyleyse 172
eğer sen 63
eğer beni seviyorsan 30
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer bilseydim 25
eğer izin verirsen 26
eğer o 55