Eğer beni seviyorsan tradutor Português
91 parallel translation
Eğer beni seviyorsan, peşimden gelme.
Se te importas comigo, não me sigas!
Eğer beni seviyorsan, oyunu bozma. Yoksa mahvolurum. - Nedenmiş?
Se gostas de mim, entra no jogo.
Mark, eğer beni seviyorsan, gitmeme izin verirsin.
Mark, se me amas, deixa-me fugir.
Eğer beni seviyorsan, ne demek istediğimi anlarsın.
Se me amas, entenderás o que quero dizer.
Eğer beni seviyorsan, demek istediğimi anlarsın.
Se me amas, entenderás o que quero dizer.
Babacığım, yalvarırım, eğer beni seviyorsanız...
Meu pai, peço-vos pelo amor que me tendes...
Eddie, eğer beni seviyorsan... beni seviyorsan!
Se me amas, Eddie, se me amas!
- Sesini kes! - Eğer beni seviyorsan, buraya gel ve beni al!
Se me amas, vem cá fora buscar-me.
Eğer beni seviyorsan sorunun ne olduğunu anlatırsın.
Se me amas, vais dizer o que está a acontecer.
Eğer beni seviyorsan - -
Se me amas...
Eğer beni seviyorsan, yumuşak başlı halimi gördüğün zaman aşkımızı, evliliğin kutsal bağıyla pekiştirmek isteyeceksin.
Se me amas, a minha simpatia incitar-te-á a unir os nossos amores pelo sagrado laço.
Eğer beni seviyorsanız.
Se me amares.
eğer beni seviyorsan, Hank, bunu yaparsın.
Se gostas de mim, Hank, fá-lo-ás.
- Haydi. Haydi. # Eğer beni seviyorsan #
Vem... vem...
Eğer beni seviyorsan, eğer beni hiç sevdinse, yalan söyle.
Se me amar, se alguma vez me amou, então, minta. "
Eğer beni seviyorsan, o zaman anlarsın.
Se ma ama, então entenda.
- Eğer beni seviyorsan ya şimdi ya hiçbir zaman.
- Si me quiseres é agora ou nunca.
- Chandler, orada seni ilgilendirecek bir şey Eğer beni seviyorsan, boşver gitsin.
Não há nada que te diga respeito. Se me amas, isto morre já aqui.
Eğer beni seviyorsan, benim için bunu yaparsın.
Se me amas, farás isto por mim.
Eğer beni seviyorsan bunu içersin.
Se tu me amas, vais beber isto.
Eğer beni seviyorsan...
Se alguma vez me amaste...
Eğer beni seviyorsan, ihtiyacım olan her şeye sahibim demektir.
Se me amas, tenho tudo o que preciso.
Michael, Michael, eğer beni seviyorsan, eğer sende şefkatin kıvılcımı varsa, o katı kalbinde, bırak da bir şişe bira içeyim.
Adoro tripas de cebolada. Michael, se me amas, se te resta um laivo de ternura nesse coração gélido, dá-me uma cerveja.
- Eğer beni seviyorsan, bunu ondan isteme.
- Se me amas, não lhe vais pedir.
Pekala, eğer beni seviyorsan, bana neden hiç bir şey getirmedin?
Se me amas, por que nunca me trazes nada?
Tabii ki öyle, eğer beni seviyorsan.
- Claro que é, se me amas.
Eğer beni seviyorsan, neden söylemiyorsun?
Se é verdade, se me amas, porque não o dizes?
Eğer beni seviyorsan vur.
Bate-me se me amas.
Eğer beni seviyorsan bu gerçeği anlayacaksın
Se você realmente me ama, sabe que isso é verdade.
Gel ve yanıma otur, eğer beni seviyorsan
Vem sentar-te a meu lado, se me amas
Eğer beni seviyorsan onu sevmiyorsundur.
Se me amas, não amas ela.
Nanny, sevgilim... bizim için tek makul yol ama şimdi var, eğer beni yeterince seviyorsan.
Nanny, querida... se ao menos houvesse uma maneira razoável de nós... - Mas agora, há, se me amas mesmo. - Como?
Sinuhe, eğer beni seviyorsan..
Se me amas, Sinuhé,
Eğer gerçekten, söylediğin kadar beni seviyorsan buna minnet duyarım.
- É isso mesmo que quero dizer. Se acha mesmo que me ama como diz, então... juro... - que a minha gratidão...
Çünkü eğer gerçekten beni seviyorsan, sevmeye devam edersin.
Porque se amas verdadeiramente, tens de continuar a viver.
Eğer beni gerçekten seviyorsan, başkasını bulmalısın.
Se me amaste, terás de encontrar outra pessoa.
Eğer babamsan, beni seviyorsan onu vurursun.
Se és meu pai, se me amas, vais matá-lo.
Ah. nazik Romeo. beni seviyorsan eğer, inanarak söyle.
Gentil Romeu, se amais, dizei-mo com lealdade.
Eğer beni biraz seviyorsan... bunu benden isteme.
Se gosta mesmo de mim... não me peça para fazer isso.
Ve eğer sen de beni seviyorsan, yapmam gerekeni yapmak için bana izin ver.
E se me ama, vai deixar-me fazer o que tenho que fazer.
Eğer beni seviyorsan, aç bana düşüncelerini.
Se me amas, reveIa-me teu pensamento.
- Eğer beni gerçekten seviyorsan... benim sağduyuma güveneceksin.
Se me amasses mesmo, confiarias no meu julgamento.
Biliyorsun, Max, Eğer beni gerçekten seviyorsan, Gitmeme izin vermelisin.
Sabes Max, SE... Se tu realmente me amares tu vais deixar-me ir.
Eğer onu değil de beni seviyorsan o zaman öyle davran.
Se não a amas e amas a mim, então age como tal.
Eğer beni gerçekten seviyorsan bu kemeri takarım, tepeyi çıkarız, çadıra gideriz ve bu işi hallederiz.
Se me amas de verdade, eu ponho o laço e subo aquela colina para nos casarmos.
Eğer filmlerde görmüş olduğun teşhirci avukat karakterini ya da People dergisindeki beni değil, gerçek Lucy Lui'u seviyorsan o zaman o robotu silersin.
Se amas a verdadeira Lucy Liu e não a que vês nos filmes, nas séries de advogados e nos artigos da People, apagarás essa robô.
Eğer beni gerçekten seviyorsan, geri dönme.
E se realmente me amas, não voltes mais.
- Eğer beni gerçekten seviyorsan.
Só se me amares mesmo.
Şey, Donna, eğer beni gerçekten seviyorsan, yani diğer adamla çıkarsın.
Bem, Donna... se me amasses mesmo, sairias com outros homens.
Eğer o kızı seviyorsan beni terket, onunla Venedik'e git, boşanma davası açacağım.
Se amas essa pequena, deixa-me, vai com ela a Veneza, eu vou pedir o divorcio.
Eğer beni gerçekten seviyorsan, git.
Se me amas mesmo, vai.
beni seviyorsan 33
eğer istersen 206
eğer öyleyse 172
eğer sen 63
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer bilseydim 25
eğer izin verirsen 26
eğer o 55
eğer istersen 206
eğer öyleyse 172
eğer sen 63
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer bilseydim 25
eğer izin verirsen 26
eğer o 55
eğer yanılmıyorsam 39
eğer sakıncası yoksa 54
eğer öyle olsaydı 20
eğer ben 51
eğer ölürsem 16
eğer olursa 24
eğer isterseniz 86
eğer varsa 60
eğer mümkünse 45
eğer yapabilirsen 22
eğer sakıncası yoksa 54
eğer öyle olsaydı 20
eğer ben 51
eğer ölürsem 16
eğer olursa 24
eğer isterseniz 86
eğer varsa 60
eğer mümkünse 45
eğer yapabilirsen 22