Henüz bir şey yok tradutor Português
320 parallel translation
Henüz bir şey yok.
Nada ainda.
Henüz bir şey yok, Peder.
Nada ainda, Padre.
Hayır John, henüz bir şey yok.
Não, John, ainda não aconteceu nada.
Henüz bir şey yok, efendim.
Ainda não, Almirante.
- Henüz bir şey yok.
- Nada ainda.
Henüz bir şey yok, efendim.
Ainda não há nada, senhor.
- Hayır, henüz bir şey yok.
- Ainda não há nada.
- Henüz bir şey yok.
Nada sério.
Henüz bir şey yok efendim.
- Até agora nada.
Henüz bir şey yok Komutan, ama araştırıyoruz.
Estamos a trabalhar nisso.
- Henüz bir şey yok.
- Ainda não.
Henüz bir şey yok.
Ainda não tenho nada.
- Henüz bir şey yok.
- Ainda nada.
Henüz bir şey yok mu?
Nada ainda?
- Henüz bir şey yok, Michael. Belki de Stevie yalan söyledi.
Ainda nada, Michael. talves o Stevie estivesse a mentir.
Henüz bir şey yok. Tutuklama, hasta kabul, morglar...
Até agora nenhum deles foi preso, admitido em hospitais nem examinado por legistas...
Henüz bir şey yok.
Até agora nada.
Bodruma giriyorum, henüz bir şey yok.
Que se passa?
Polisin elinde resmi ifade alabileceği henüz bir şey yok..... and tatmin edici incelemeden ortaya çıkan şudur.
A polícia ainda tem que fazer uma declaração formal..... o que quer dizer que as investigações estão correndo satisfatoriamente.
Heks ve vin'e rağmen böbreklerde henüz bir şey yok.
- Muito bem. Ainda não há envolvimento renal, o que é raro com o Hex e Vin.
Henüz bir şey yok.
Por enquanto, nada.
Dakika dakika bilgilendirileceğiz, ama henüz bir şey yok.
Seremos informados do seu progresso, mas ainda não há nada.
Henüz bir şey yok.
- Nenhumas.
- Henüz kesin bir şey yok.
- Nada de conclusivo.
Korkarım henüz ellerinde bir şey yok.
Temo que eles ainda não tenham nada.
Henüz bir şey yok.
Ainda nada.
- Ama henüz korkacak bir şey yok.
- Ainda não há nada para se alarmar.
Henüz ortada bir şey yok.
Ainda não combinámos nada.
Bu savaşı planladılar çünkü henüz yok etmedikleri bir şey vardı.
Agora, estàs do lado deles.
Henüz hiç bir şey yok.
Até agora não vi nada.
Henüz bildiğimiz bir şey yok.
Que se passa? - Nada, que nós saibamos.
Hayır, ama henüz endişe edecek bir şey yok.
Não sei, mas não acho que seja o caso de se preocupar por enquanto.
Becerilerinde henüz... olağanüstü bir şey yok.
No entanto as tuas capacidades não têm nada de extraordinário.
- Henüz bir şey yok.
- Para já, nada.
Henüz meteorologdan haber yok o yüzden yağmurla ilgili kesin bir şey söyleyemiyorum.
Ainda não temos notícias do meteorologista... por isso não sei se irá chover.
Henüz zaman aşımına uğramış bir şey yok.
O crime ainda não prescreveu.
O konuda bir şey var mı? Henüz yok.
Já se descobriu algo mais?
- Henüz bir şey yaptığı yok.
- Ainda não fez nada.
Yerine oturmayan birkaç parça ama henüz kesin bir şey yok.
Os Centauri não têm carinho por ninguém a não ser por eles próprios.
Henüz askıda. Konuşuluyor ama, pek bir şey yok.
Comenta-se, mas não há nada em concreto.
Henüz ortada herhangi bir şey yok.
Bem, ainda não chegou a nada...
Henüz bir şey yok.
É suspeito.
- Henüz bir şey yok.
Nada ainda.
Henüz olan bir şey yok.
Não está a acontecer nada ainda.
Henüz D.C.'ye gönderilmemiş bir şey yok mudur?
Algo que ainda não tenhas enviado?
Şey, kimse kesin konuşamaz, henüz elimizde kanıtlanmış bir şey yok.
Bem ninguém pode dizer com certezas, não foi ainda estabelecido um motivo.
- Bir şey bulabildin mi? - Hayır, henüz yok.
- Descobriste alguma coisa?
- Henüz bir şey yok.
- Só fumo.
Henüz kesin bildiğimiz bir şey yok.
Ainda não temos certezas de nada.
- Henüz gelen bir şey yok.
- Por enquanto, nada.
Hayır, resmi bir sey yok henüz.
Não há nada oficial... ainda.
bir şey yok 987
bir şey yok mu 17
henüz 162
henüz değil 1250
henüz bilmiyorum 200
henüz yok 168
henüz gelmedi 78
henüz çok erken 19
henüz bitmedi 76
henüz hazır değil 20
bir şey yok mu 17
henüz 162
henüz değil 1250
henüz bilmiyorum 200
henüz yok 168
henüz gelmedi 78
henüz çok erken 19
henüz bitmedi 76
henüz hazır değil 20