Her şeyi ayarladım tradutor Português
187 parallel translation
Sen teknedeyken... ben de evliliğin iptal edilmesi için her şeyi ayarladım.
Enquanto aqui estiveste... tratei da anulação do teu casamento.
Kumpanyaya 200.000 dolar yatırmanız için her şeyi ayarladım.
Tratei de fazê-la investir $ 200.000 na Companhia de Ópera de Nova Iorque.
Gitmek için her şeyi ayarladım.
Estou preparado para partir.
- Her şeyi ayarladım.
Está resolvido.
Ama her şeyi ayarladım, göreceksiniz.
Mas não se preocupe. Já arranjei tudo.
çünkü Her şeyi ayarladım ve artık evlenebileceğiz.
Porque eu resolvi tudo e portanto podemos casar.
Sana söyleyeyim, her şeyi ayarladım.
Mas já está tudo preparado, digo-te.
- Fakat her şeyi ayarladım.
- Já tenho tudo preparado.
Şimdi, bak, Ben her şeyi ayarladım.
Agora, repara, já tratei de tudo.
- Ben her şeyi ayarladım.
- Já fiz a minha jogada.
Evet, her şeyi ayarladım.
Sim, mas depois resolvi isso!
Sakin olun! Her şeyi ayarladım!
Calma, ainda estraga tudo.
Meraklanma, her şey... Her şeyi ayarladım.
Não te preocupes, tudo...
Ona seni oradan alacağım, her şeyi ayarladım dedim.
Eu safo-te. Vou dizer que engendrei tudo.
Merak etmeyin. Ben her şeyi ayarladım.
Não se preocupe, eu organizei tudo
Ben her şeyi ayarladım, bilesin.
Quero que saibas que tratei de tudo.
Ben her şeyi ayarladım. Bir fırın eldiveni için beklemek istiyor musunuz?
Vocês querem esperar pelo pegador de panelas?
Her şeyi ayarladım. Kızkardeşine telgraf çektim 1 0 : 30 treniyle Londra'ya gideceksin Victoria'dan da 3 : 30 treniyle, gemiye.
Fiz todos os arranjos Mandei um telegrama para a tua irmã Vais estar no comboio das 10 : 30 para Londres e no comboio das 3 : 30 de Victoria para o porto.
Her şeyi ayarladım.
Tratei tudo para começarmos agora.
Ben her şeyi ayarladım.
Já tratei de tudo.
Yatağın üstünde her şeyi ayarladım.
Tenho tudo preparadinho aqui na cama.
Her şeyi ayarladım.
Tenho tudo planeado.
Onları düşünerek her şeyi ayarladım.
Fico irritado só de pensar neles.
- Merak etme. Her şeyi ayarladım.
Está sob controlo.
Her şeyi ayarladım.
Está sob controlo.
Bayan Wade'le her şeyi ayarladım. Ben işteyken onların evinde kalacaksın.
Combinei com a Sra. Wade que ficarias em casa dela, enquanto eu vou trabalhar.
Her şeyi ayarladım.
Já tenho tudo tratado.
Her şeyi ayarladım.
Mas eu tenho tudo tratado.
Evet, efendim, her şeyi ayarladım.
Já pedi o desentupidor e vi a banheira.
Bay Drax, gereken her şeyi ayarladım.
Mr Drax, tratei de tudo.
Bak, her şeyi ayarladım.
Acertei tudo para você.
Her şeyi ayarladım, hiçbir iz yok, hiçbir şey yok.
Eu tratei de tudo. Não deixei quaisquer vestígios.
Seninle kalmalıydım, ama gitmek zorundaydım kurtulman için her şeyi ayarladım.
Eu devia ter ficado contigo naquela noite. Mas eu tive que ir para programar tudo para tirar-te de lá.
Her şeyi ayarladım.
Eu ja pensei em tudo.
Ben her şeyi ayarladım.
Tratei de tudo.
Unutma. Her şeyi ben ayarladım.
Lembre-se, fui eu que tratei de tudo.
Her şeyi buna göre ayarladım.
Fiz os preparativos para isso.
Dr. Gachet'le her şeyi ayarladın mı, beni bekliyor mu?
Está tudo preparado com o Dr. Gachet, ele está à minha espera?
Her şeyi ayarladın mı?
Tens tudo preparado?
Her şeyi ayarladım.
Planejei-o tudo.
Sevgilim. Her şeyi bana yakın olman için ayarladım.
Preparei tudo isto para te ter junto a mim.
Narcissus, Caractacus'un yardımıyla her şeyi ayarladı.
Narciso combinou tudo com Caractacus.
Senin için her şeyi ayarladım.
Já tratei de tudo para ti.
William Lee? Seninle başbaşa kalmak için her şeyi ben ayarladım.
William Lee, fiz tudo isto só para ter um momento a sós contigo.
Ben her şeyi ayarladım bile.
Já arrumei tudo.
Ama sonunda her şeyi öyle bir ayarladım ki, ona sadece siyahı sokmak kaldı.
Mas lá consigo que lhe baste meter a preta para ganhar um jogo ;
Ben her şeyi ayarladım.
Está tudo tratado.
Ne demek bu? Her şeyi ayarladığımı söyledim ya.
Já vos disse, tenho isto tudo preparado.
Her şeyi bu gece son dakikada ayarladım.
Planeei esta noite inteira na última hora.
Katya'yı Amerika'ya ben getirdim. Her şeyi ben ayarladım.
Trouxe a Katya para a América e tratei de tudo para ela.
Her şeyi ayarladığımızı düşündüm ama sonra Eddie ile bir düğün şarkımızın olmadığını fark ettim.
Julguei que tinha pensado em tudo mas, de repente, percebi que não temos um tema para o casamento.
her şeyin bir zamanı var 23
her şeyin 49
her şeyim 18
her şeyin bir ilki vardır 44
her şeyi yaparım 77
her şeyi mahvettin 39
her şeyi aldın mı 25
her şeyi 506
her şeyi hatırlıyorum 26
her şeyini 16
her şeyin 49
her şeyim 18
her şeyin bir ilki vardır 44
her şeyi yaparım 77
her şeyi mahvettin 39
her şeyi aldın mı 25
her şeyi 506
her şeyi hatırlıyorum 26
her şeyini 16