Her şeyi düşündüm tradutor Português
170 parallel translation
Her şeyi düşündüm.
Fala sério, querida?
Her şeyi düşündüm.
Pensei em tudo.
Her şeyi düşündüm.
pensei em tudo.
Ben her şeyi düşündüm.
Já pensei em tudo.
Her şeyi düşündüm.
Tenho tudo previsto.
Bence, her şeyi düşündüm.
Eu também. Reflecti.
- Ben her şeyi düşündüm.
- Sossega, pensei em tudo.
Ben her şeyi düşündüm.
Já tenho tudo planeado.
Her şeyi düşündüm.
Tenho tudo pensado.
Her şeyi düşündüm.
Eu tenho tudo controlado.
Şimdiye kadar yaptığımın her şeyi düşündüm, eğer kalırsam neler yapıyor olacağımı.
E de todas as coisas que eu provavelmente eu iria fazer se ficasse. Estar nas ruas era bom.
Söylediğin her şeyi hatırlıyorum ve her şeyi düşündüm.
Recordo-me de tudo o que disseste, e tenho tudo calculado.
Yaptıklarımı ve engel olamadığım her şeyi düşündüm.
Pensara em tudo o que fizera e não podia desfazer.
- Her şeyi düşündüm.
- Pensei em tudo.
Merak etmeyin ben her şeyi düşündüm.
Nada disso. Tenho uma ideia que reporá as coisas nos eixos.
Ben her şeyi düşündüm.
Consegui descobrir.
Her şeyi düşündüm.
Já tinha tudo pensado.
Her şeyi düşündüm.
Já estou a tratar disso.
Benimle ilgili her şeyi bilmek istemezsin diye düşündüm.
Nem sempre quiseste saber coisas acerca de mim.
Her şeyi yeniden ve yeniden düşündüm... ve başka bir çıkış göremiyorum.
Pensei em tudo e voltei a pensar... e não vejo outra saída.
Burada otururken her şeyi iyice düşündüm.
Já pensei em tudo, aqui sentada.
Bu doğru, düşündüm ki eğer bir şekilde, onu artık sevmeyecek olsaydın beni sevmen için her şeyi yapardım.
Eu... na realidade... pensei que... de certo modo você não o amasse mais e assim... quis fazer com que... quis mesmo fazer com que pudesse me amar.
Her şeyi iyice düşündüm.
Eu pensei em tudo.
Bilmeniz gerekir diye düşündüm, bu gürültü, söylediğiniz her şeyi duyuyorum. Şey, ufak bir aile kavgası işte.
- Bem, custa-me dizê-lo... mas acho que deveria saber que eu consigo ouvir cada palavra aqui ao lado.
Her şeyi yüzüstü bırakmayı çok düşündüm...
Bem, pensei sempre em mudar...
Her şeyi değiştirmek için bana bir şans daha verildiğini düşündüm. Her şeyin ona uygun olabilmesi için.
Pensei que tinha outra oportunidade de mudar tudo, de a compensar.
İzinizi sürdüğüm bunca zaman sırasında... her şeyi enine boyuna düşündüm.
Durante todo este tempo que vos persegui, pensei em tudo. Sim, vocês precisam de mim.
Kesinlikle! Bunu biraz düşündüm ve her şeyi çözdüm.
- Eu estava pensando, e sei tudo.
Her şeyi düşündüm.
Já pensei em tudo.
Bizimkiler boşandılar ve bir süre sonra her şeyi kendi kendime uydurduğumu düşündüm.
Meus pais divorciaram-se, e depois de um tempo... achei que tinha imaginado tudo.
Acaba her şeyi bitirmeli miyim diye düşündüm.
Pensei em acabar com tudo.
Çoğunlukla sokaklarda yürüyüp hayatımı düşündüm. Her şeyi yerine koymaya çalıştım.
Andava pelas ruas e pensava na minha vida, tentando pôr as coisas em ordem.
Her şeyi yeniden düşündüm ve sana bir şans daha vermeye karar verdim.
Pensei em tudo isto, e decidi dar-te outra oportunidade.
Yaptığım her şeyi tekrar düşündüm.
Telefonei ao gerente do restaurante.
Şunu düşündüm şey, Russell onlara her şeyi anlattı yani...
Imaginei que o Russell ia contar tudo e...
Kendime çok güvenim vardı ve her şeyi başarabileceğimi düşündüm
Tinha um ego grande, e pensava que podia fazer muita coisa...
Her şeyi yoluna sokmasını beklemiyorum ama belki gidebiliriz diye düşündüm.
Não penso que vou fazer ficar tudo bem, mas talvez nós pudéssemos.
Her şeyi düşündüm ve Milhouse'ın yiyecekleri yediğine karar verdim.
A acusação terminou.
Her şeyi ayarladığımızı düşündüm ama sonra Eddie ile bir düğün şarkımızın olmadığını fark ettim.
Julguei que tinha pensado em tudo mas, de repente, percebi que não temos um tema para o casamento.
İçerideyken her gün bir şeyi düşündüm.
Todo o santo dia na prisão eu só pensava numa coisa.
Bir kez benimle ilgili her şeyi kaldırabileceğini düşündüm.
De algum modo eu pensei que ele poderia aguentar ouvir tudo sobre mim.
Düşündüm ki : "Neden bunu yapıyorum, sahte bir gülücük, aptal bir giysi maç kazanmak uğruna her şeyi yapabilecek kişiler için?"
E eu pensei : "Porque estou com sorrisos falsos e uma fatiota estúpida por pessoas que tudo farão para ganhar um jogo?"
Son altı yıldır, her gün sadece iki şeyi düşündüm.
Todos os dias, nos últimos seis anos, só pensei em duas coisas :
Onun hakkında tutunduğum her şeyi düşündüm.
Todas as coisas dela a que me agarrava.
Her şeyi düşündüm. Sen evine dön.
Vá para casa.
Ben her şeyi senin yerine düşündüm.
Eu pensei em tudo, por ti.
Demek istediğimher şeyin ona sana olan aşkıma çıktı.her şeyi çok düşündüm ama onu düşünmeyi bırakamadım.
Quero dizer tudo o que passei a amar aqui. A Inglaterra significa demasiado. - Nunca vou desistir.
Ben de her şeyi denemem gerektiğini düşündüm.
Acredito que deveria provar de tudo.
Bütün gece neler olacağını düşündüm. Kefaletle serbest bırakılacak, sonra evimize dönüp bu işe bir çare bulacaktık. Avukatlar duruma bakıp her şeyi halledecekti.
A única coisa que eu pensei durante toda a noite foi, "vão pagar a fiança e depois vamos para casa tentar perceber o que é que está a acontecer e depois os advogados vão tomar conta disto, e vão esclarecer isto tudo."
Ama Puffy ile Biggie'nin, uğrunda çalıştığım her şeyi kirletmek istediğini düşündüm.
Mas achei que o Puffy e o Biggie queriam sujar tudo aquilo por que trabalhei.
Ben sadece düşündüm ki bu görevde birlikte olduğumuz göre, birbirimizle her şeyi paylaşabilmeliyiz.
- Mas como estamos nesta missão juntos... Acho que podemos partilhar qualquer coisa uns com os outros.
her şeyin bir zamanı var 23
her şeyin 49
her şeyim 18
her şeyin bir ilki vardır 44
her şeyi yaparım 77
her şeyi mahvettin 39
her şeyi aldın mı 25
her şeyi 506
her şeyi hatırlıyorum 26
her şeyini 16
her şeyin 49
her şeyim 18
her şeyin bir ilki vardır 44
her şeyi yaparım 77
her şeyi mahvettin 39
her şeyi aldın mı 25
her şeyi 506
her şeyi hatırlıyorum 26
her şeyini 16