Her şeyi değil tradutor Português
1,289 parallel translation
Her şeyi değil.
- Tudo não.
Her şeyi değil.
Nem tudo.
İşlerin farklı olabileceğine inanmak suretiyle onları değiştirebileceğimizi gösterdin bize. Birçok şeyi, Sylvia, her şeyi değil.
Mostrou como podemos mudar as coisas por acreditarmos que são diferentes.
- Teşekkürler tatlım, ama her şeyi değil.
- Obrigado querida, mas não sei tudo.
Hayır, her şeyi değil. Bana teşekkür edin.
- Tudo não, graças a mim.
Pekala, her şeyi değil.
Bem, nem tudo.
Artık her şeyi biliyorsun değil mi Bay Zuckerman?
Agora sabe tudo, não, Sr. Zuckerman?
Her şeyi nasıl da bilirsin, değil mi?
De algum modo tu sabes sempre, não?
Her şeyi kafasına göre yaptı öyle değil mi? Peki ya sen?
Ele mostrou tudo o que é.
Rock, her şeyi mükemmel yapmakla ilgili değil.
O rock não tem a ver com perfeição.
Bana sormak dışında her şeyi yaparsın değil mi?
- Tudo menos perguntar. - Podia ser recusado.
Burası hamburgerci değil, her zaman istediğin şeyi alamazsın.
Isto não é o Burger King. Não podes ter sempre aquilo que queres.
Doğru ama. Hakkında her şeyi biliyorum, sırf geçen gece yüzünden değil...
Agora sei tudo sobre si e não é por causa de ontem à noite.
Hiç göstermiyor ama her şeyi görüyor, değil mi?
É boa. Sim.
şimdi bir şeyi açıklığa kavuşturalım erkek ve kadın arasında, kimin yanlış ya da kimin doğru olduğunu bilemezsin sadece özür dile ve konuyu kapat her zaman yaptığım da bu bende özür dilemeye hazırım tartışmayı sevmiyorum tartışmak istemiyorum aynı kural bizim içinde geçerli öyle değil mi?
- Agora repara numa coisa " Entre marido e mulher, nunca tente descobrir quem está certo e quem está errado Apenas desculpe-se e acabe com o assunto
Hyang-sook öldürüldüğünde her şeyi gördün değil mi? Burada mıydı?
Tu viste quando Hyang-sook foi morta, não foi?
Bu her şeyi açıklıyor, değil mi?
É em frente.
.ama bu aşk değil anlamıyorsun, senin için her şeyi yapabilirim
Não sejas cruel... eu seria capaz de fazer qualquer coisa por ti.
Benim hakkımda her şeyi biliyorsun değil mi?
Sabes tudo sobre de mim, não?
Yapabileceğimiz her şeyi yaptık, değil mi?
- Fizemos tudo o que podíamos Winley.
Sanırım ben de senin hakkındaki her şeyi biliyorum, değil mi?
Parece que afinal, eu também sei tudo sobre ti.
Fırtına her şeyi ters yüz ediyor, değil mi?
O furacão virou tudo de pernas para o ar, não foi?
Dürüst olmak gerekirse, ben her şeyi okumak mümkün değil l zaman, ama ben aşk başlığı olmadı çünkü :
Para ser honesta consigo, ainda não o consegui ler todo porque não tenho tido tempo, mas adoro o título :
Ama bu çok mantıklı değil Jason, l benim için yapmaya çalışıyoruz her şeyi teşekkür ederiz.
Jason, agradeço tudo o que estás a tentar fazer por mim, mas uma grande parte disto não faz sentido.
Penny, istediğin her şeyi yaptım, değil mi?
Penny, fiz tudo o que me pediste, certo?
Bu beyin her şeyi biliyor, değil mi?
Este computador sabe tudo sobre tudo, certo?
- Sana her şeyi anlatmamı hâlâ istiyorsun değil mi?
- Ainda queres que te conte tudo?
Her şeyi eski haline getirmek için gereken tahmini tamir masrafları hiç de iç açıcı değil.
E o orçamento para a reparação... para voltarmos a ter tudo como tínhamos, como deve ser, não é bom.
Her şeyi istediğinden emin değil.
Não está segura de querê-lo tudo.
Her şeyi seksle çözmeye çalışan annem ve babam gibi değil.
Ao contrário da Mãe e do Pai, que tentavam resolver tudo com sexo.
Ama birbirimizin her şeyi olamayız, David. Bu mümkün değil.
Mas não podemos ser tudo um para o outro, isso não é possível.
Endişen için sağ ol, ama her şeyi düzeltmek senin sorumluluğun değil.
Agradeço a tua preocupação, mas não tens a obrigação de resolver tudo.
Her şeyi kazanamam, değil mi?
Não se pode ganhar sempre, correcto?
Her şeyi temizlediler değil mi?
Eles limparam tudo o resto?
Yani, her şeyi de bilmesine gerek yok, değil mi?
Ele não precisa de saber de tudo, certo?
Biz kontrol memurları, hemen her şeyi kağıt kalemle yapardık değil mi?
Antigamente, os controladores faziam tudo com papel e lápis, certo?
Sadece onu değil, onun gördüğü her şeyi görüyorum.
Quer dizer, vejo-a não só a ela, mas tudo o que ela vê.
Sana istediğin her şeyi vermek istediğimi biliyorsun... değil mi?
Sabes que eu quero dar-te tudo o que tu queres. Não sabes?
Sadece askerleri değil, her şeyi.
Transporte de tropas, não ; transporte de tudo!
Her şeyi yapabilirsin, değil mi?
Podes fazer qualquer coisa, não podes?
Bence kaydetmek her şeyi ikinci kez yaşamak demektir. Sizce de öyle değil mi?
Descobri que registrar é um... modo de vivermos as coisas uma segunda vez, não?
Bak şu politikacılar var ya TV'de, her şeyi duvara asıyorlar, Değil mi?
Aqueles políticos, eles gostam de pendurar coisas nas paredes, não?
Her şeyi biliyorsun, değil mi?
Tu sabes tudo, não sabes?
Olup biten her şeyi vampirlerin üstüne atmak ne kadar kolay değil mi?
Isso não é um pouco conveniente, Hank? Colocar a culpa de tudo o que acontece em vampiros?
Paulie ona her şeyi söylemiştir, değil mi?
O Paulie não lhe teria contado nada, pois não?
Hayır, demek istediğim her şeyi sekse getirmek değil. - Neden?
Não falar sempre de sexo...
Senden değil. Yapabileceklerinden. Seni almak için, her şeyi... ama her şeyi yaparlar.
Não por ti, Mas, pelo que podem fazer e eles farão qualquer coisa, e digo qualquer coisa, para te terem.
Sana her şeyi anlatacağım ama şimdi değil.
Conto-te tudo, mas não agora.
Çok yüksek rakamlar gösteriyor ki... Her yıl diyabetten ölen 70.000 insan umutsuzca hayatlarını kurtaracak bir ilacın geliştirilmesini bekliyor. Müvekkilimin, hiçbir şeyi şansa bırakmamasının ne kadar önemli olduğunun farkındasınız, değil mi?
Com tanta coisa em risco, com 70 mil pessoas a morrer anualmente com diabetes, com uma necessidade de desenvolver o medicamento que pode salvar vidas, a senhora compreende como é importante para o meu cliente não correr riscos, não compreende?
Her şeyi gözden çıkardınız. O da size muhteşem bir hayat sundu, değil mi?
Arriscou tudo e ela mostrou-lhe uma vida maravilhosa, não foi?
Arkadaşlar birbirleri için her şeyi yaparlar, öyle değil mi?
Os amigos fazem tudo uns pelos outros, certo?
her şeyin bir zamanı var 23
her şeyin 49
her şeyim 18
her şeyin bir ilki vardır 44
her şeyi yaparım 77
her şeyi mahvettin 39
her şeyi aldın mı 25
her şeyi 506
her şeyi hatırlıyorum 26
her şeyini 16
her şeyin 49
her şeyim 18
her şeyin bir ilki vardır 44
her şeyi yaparım 77
her şeyi mahvettin 39
her şeyi aldın mı 25
her şeyi 506
her şeyi hatırlıyorum 26
her şeyini 16