Hiç gereği yok tradutor Português
89 parallel translation
Hiç gereği yok.
Não precisa disso.
- Hiç gereği yok.
- Não se incomode.
Ancak acele etmenin hiç gereği yok.
Mas não há por que ter pressa.
- Hiç gereği yok.
Não é necessário.
Hiç gereği yok.
Não é necessário.
Onu şimdi kullanırsan vurulacaksın ve bunun da hiç gereği yok.
Se a usar, agora, será abatido e não há necessidade disso.
Riske girmenin hiç gereği yok.
Não vale a pena correr riscos.
Ağlamanın hiç gereği yok. Kahretsin.
Não adianta começar a chorar.
Hiç gereği yok.
Não será necessário.
- Sevgili Mary, hiç gereği yok.
- Minha cara Mary, não tem nada a ver com o assunto.
Yoo, yoo, hiç gereği yok.
Non, non, pas de tout, madame.
Yok canım, hiç gereği yok.
Oh, não é preciso.
Kin gütmenin hiç gereği yok.
Eu disse "nenhum". Sem rancor nenhum.
- Hiç gereği yok.
Não vale a pena.
- Bu konuyu açmanın hiç gereği yok.
- Isso não é para aqui chamado.
Hiç gereği yok.
Nao faz falta.
Hiç gereği yok, Parker.
Não é preciso, Parker.
Hiç gereği yok...
Não é necessário...
Bunu tartışmamızın hiç gereği yok hayatım.
Não lutemos.
Bu çok nazikçe, ama cidden hiç gereği yok.
É muito amável, mas a sério, não é necessário.
- Alay etmenizin hiç gereği yok.
Muito comovente. - Não precisa de ser sarcástico.
Bunun hiç gereği yok!
Tenho a certeza que se me der uma aspirina...
Hiç gereği yok artık.
Já não vale mais a pena.
Hiç gereği yok mu?
Não vale a pena?
Hiç gereği yok.
É demais.
Aslında hiç gereği yok.
- Oh, não é preciso. - Bem, é...
Yükümlülüklerinin gittikçe artan vergiler olduğunu düşünürsek. ... sadakatlerini hatırlatmanın hiç gereği yok.
Beh, se as obrigações são só impostos cada vez mais alto, se maravilha que se deve recordar glória das fiéis glórias?
Hiç gereği yok.
É desnecessário.
Gerçekten hiç gereği yok.
- Não, não é necessario meu grande homem!
Hiç gereği yok...
Não é de maneira nenhuma necessário...
- Bunun hiç gereği yok.
- Isso é desnecessário. - A quem o dizes.
Şu kesin ki, seninle mutlaka tanışacağız lafı dolandırmanın hiç gereği yok.
Uma coisa é certa, teremos de nos encontrar.. .. e não tem interesse em dar voltas nisso.
Herifin tekiyle dalaşmanın hiç gereği yok.
Não tinha o direito de arranjar confusão com outro tipo.
- Hiç gereği yok Victor. - Tamam, hallettim.
- Não, não é necessário, Victor.
Oraya bakmanın hiç gereği yok.
Não tens razão nenhuma para espreitar.
Tamam, bundan bir anlam çıkarmamızın hiç gereği yok şimdi.
Não é preciso fazer grande alarde disso.
Bekle. Hayır, hayır. Bunun hiç gereği yok.
Não, não será necessário.
- Hiç gereği yok, böyle iyiyim.
- Não é preciso. Estou bem.
Hiç gereği yok.
Não faz sentido.
Sağol kalsın, hiç gereği yok.
Não. Estou bem assim, muito obrigada.
- Hiç gereği yok.
- Não é necessário.
Hiç gereği yok.
Não tem razões para isso.
Lafı dolandırmanın hiç gereği yok,
Certo. Vou abrir o jogo.
- Hiç gereği yok. Gerçekten.
- Não precisa.
Hayır, resimlere bakmanın hiç gereği yok.
Não, você não pode ver essas fotos.
- Hiç gereği yok.
Não é preciso.
Bunun hiç gereği yok.
É um timbre desnecessário. Um timbre?
Hiç gereği yok.
Isto é completamente desnecessário.
Bunun hiç gereği yok.
Isto é totalmente desnecessário, ok? Isto é totalmente desnecessário!
Hiç geregi yok.
Não importa.
Yok, hiç gereği yok
Não.
gereği yok 17
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yok mu 410
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok mu 410
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yoktu 131
yok musun 43
yok et 47
yoksa ne 75
yok yahu 26
yok etmek 16
yoksa o 24
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yoktu 131
yok musun 43
yok et 47
yoksa ne 75
yok yahu 26
yok etmek 16
yoksa o 24
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73