Isterdim tradutor Português
10,780 parallel translation
Öyle olmasını çok isterdim ama aynı tarihe yazılmışlar ve geçen ayın ödemesini almıştım.
Bem, adorava pensar isso, mas eles têm a mesma data e fui paga no mês passado.
Sen buradayken isterdim ki...
Gostava de ter ido treinar enquanto...
- Çok isterdim ama gitmeliyim, bebeğim. - Gitmeliyim.
Eu adorava, mas tenho que ir, bebe.
Dinle dostum. Size böyle radikal bir olayda yardım etmek isterdim ama...
Ouve, meu, quero mesmo ajudar-vos a fazer algo de radical...!
Ağrı için de ilaç yazmak isterdim ama senin...
Gostaria de lhe receitar algo para a dor, mas com o seu...
Eğer benim çocuğum olsaydın bana haber vermeni... -... sonra da senden şehri terk etmeni isterdim.
Quero que saibas que se fosses minha filha, dir-te-ia para saires do Estado.
Tabii ki yardım etmek isterdim Max'e.
É claro, eu quero ajudar. Max. O Max era...
- Eğer benim kardeşim orada bir yerde olsaydı bunu bilmek isterdim.
Se fosse a minha irmã lá, eu precisaria de saber.
Seni savunmayı çok isterdim.
Gostaria de vos defender.
Herkesin hataları olduğunu, zaafları olduğunu kendime anımsatmayı çok isterdim.
Gostava de relembrar que todos os homens têm as suas falhas, e as fraquezas que os atormentam.
Kendi zaaflarından sıyrılman için sana yardım etmeyi çok isterdim.
Gostava de vos ajudar a recuperar da vossa.
Leeds Mecca'da fotoğrafını isterdim.
Eu queria uma foto tua no Leeds Mecca.
- Bakın. Kalıp size yardım etmek isterdim ama yapamam.
Ouçam, eu quero mesmo ajudá-los, mas não posso ficar.
Zehir'in peşinden tek başıma gitmek isterdim fakat Narkotik yabancı ülkede biraz kısıtlanıyor.
Eu teria adorado ir pessoalmente atrás do Poison, mas o DEA tem restrições em países estrangeiros.
Ama doğum günümü öğrenmek isterdim.
Só queria saber quando é meu aniversário.
Bunu ben de isterdim, ama kız kardeşlerim yanaşmayınca ben ne yapabilirim?
Eu fiz o que pude mas se as minhas irmãs não responderem, eu não posso fazer nada.
Sana yardım etmek isterdim ama bu kahveyi zor taşıyorum.
Eu ajudava-o, mas só consigo levantar esta caneca.
Üzgünüm Memur Bey yardım etmek isterdim.
- Nem eu. Sinto muito, Agente.
Size düşünmeniz için gereken zamanı vermeyi isterdim. Ancak şimdi o altın kıyılarımıza ulaşırsa işlerin ne kadar bozulacağını anlayamadığınızdan endişeliyim.
Quis dar-lhe o tempo que precisava para pensar, mas agora estou preocupado por não reparar no quão perigosas irão ficar as coisas por aqui se o ouro chegar às nossas margens.
John'ı bekar görmeyi çok isterdim.
Adoraria ver o John solteiro.
Oo hayır, çok isterdim.
Não, adorava.
- Kaskını çıkarmasını isterdim ama ölüverir sonra.
Podia dizer-lhe para tirar o capacete, mas assim ele morreria...
Yani başını belaya sokmam için tek gereken bir telefona açıp şunu demem her şeyimi davaya bağışlamayı çok isterdim basit bir serseri tarafından çalınmasaydı eğer Murtaza isimli.
Então tudo que seria necessário para eu te trazer problemas seria dar um telefonema informando-os de tudo, das coisas que eu teria adorado ter doado para a causa, se não tivessem sido roubadas por um pequeno punk chamado Morteza!
Ardımızda bıraktığımız her şeyin hâlâ orada olmasını isterdim ama değil.
Queria que tudo o que deixámos ainda ali estivesse, mas não está.
Ben bunu çok isterdim ama şey... yarın sizi, kontrol odasına götürürüm... işin perde arkasını ve her şeyi gösteririm.
Gostaria muito de poder ir, mas amanhã posso levar-vos à sala de controlo e mostrar-vos os bastidores e tudo isso.
Yapmayı çok isterdim ama artık bana ait değil.
Gostaria de fazer isso... mas já não está ao meu alcance.
Heidi, İkinizle beraber oraya gelmeye çok isterdim.
Heidi, como eu gostaria de subir lá acima contigo.
"Baltalamak budur" gibisinden havalı bir cümleyle gelmek isterdim.
Queria ter dito uma piada, como : "Ficaste machado de sangue." Teria sido muito fixe.
Ben beş tane isterdim.
Eu teria tido cinco.
Ama yine de beni İspanya'ya götürsün isterdim.
Eu ainda permitiria que ele me levasse para a Espanha.
Eğer dua etseydim tanrıdan kardeşimi geri vermesini isterdim.
Bem, se eu orasse mesmo, seria para pedir a Deus para trazer o meu irmão de volta!
- Tokalaşmak isterdim ama...
- Boris Jakov. - Eu oferecia uma mão mas...
Balığa gitmeyi isterdim, Daniel ama meşgulüm.
Adoraria ir pescar, Daniel, mas, estou ocupado.
Ben de Alan'ı bir kez olsun daha görmek isterdim.
E eu espero voltar a ver o Alan.
Doris, konuşmayı çok isterdim ama şeye geç kalacağım.
Doris, não. Adorava conversar, mas ainda me atraso para uma coisa.
İmkanım olsa onu görmek isterdim.
Eu gostaria de poder vê-lo.
Gelmeni isterdim, dostum.
Se eu pudesse.
- Yine de o havacı gibi olabilmeyi isterdim.
Mas eu gostava de ser como aquele aviador.
Sana yardım etmeyi çok isterdim ama, görüyorsun, elim kolum bağlı.
Adoraria poder ajudar, mas... as minhas mãos estão amarradas.
Eskiden astronot olmak isterdim.
Eu queria ser astronauta.
Yani Sunflower ya da herhangi biri böyle hissettiyse yalnız olmadıklarını bilmelerini isterdim.
Portanto, se a Girassol ou alguém se sentisse assim, gostaria que soubessem que não são os únicos.
Bir saniye de olsa onun yerinde olmak isterdim.
Eu trocava de vida com ela num segundo.
Bir karga olmak isterdim.
Eu só... queria ser um corvo.
Birazcık daha gruba uygun enerjide söylemeni isterdim ama neyse.
Bem, gostaria que isto fosse um pouco mais positivo para o grupo, mas tudo bem.
- Burada olmayı isterdim.
- Ela teria gostado de ter vindo.
Bunu çok isterdim.
Não havia nada de que eu gostasse mais.
Yeşil olmak isterdim ama biliyorsun ki hep sen oluyorsun.
Queria ser verde, mas sempre queres essa.
Orayı gerçekten görmek isterdim.
Nunca fui à Tailândia.
İsterdim ama bakmamız gereken başka evlerde var.
Quem me dera. Temos de ver outras casas.
Bunu ben de isterdim.
Eu quereria tê-la.
- Hayır ama çok isterdim.
- Não, mas seria o máximo.
isterdim ki 24
ister 23
istersen 241
isterim 243
ister misin 572
isterseniz 150
ister inan ister inanma 68
ister misiniz 95
isteriz 23
ister miydin 18
ister 23
istersen 241
isterim 243
ister misin 572
isterseniz 150
ister inan ister inanma 68
ister misiniz 95
isteriz 23
ister miydin 18