English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ I ] / Ister inan

Ister inan tradutor Português

877 parallel translation
İster inan ister inanma, bunu söylüyorum çünkü...
Cria-me ou não, digo-o porque eu...
İster inanın, ister inanmayın, işte orada.
Acreditem ou não, ei-la aqui.
İster inan ister inanma, otobüs bekliyorum!
Bom... Acredite ou não, estou à espera de uma diligência.
İster inan ister inanma, sana aşığım Robert.
Pode não acreditar, Robert, mas eu gosto de si.
Buna ister inanın, ister inanmayın ama bir keresinde, 2,500 çalışanlı büyük bir şirketin yöneticisi olan arkadaşlarımdan birinden bir iş istedim.
Acredite ou não, pedi emprego a um dos meus amigos, uma vez... gerente de uma grande empresa... 2.500 empregados
İster inanın ister inanmayın, eşeğin suyu koklaması gibi altını koklayabilen birini tanıyorum.
Acreditem ou não, conheci um sujeito... que era capaz de cheirar ouro como um burro cheira água.
Ve ister inan ister inanma, yapabileceğim birşey varsa..
E, acredite ou não, se há alguma coisa que eu possa fazer...
Bu, sihir yapacak İster inan ister inanma
Na magia tens de acreditar
ister inanın ister inanmayın, o adamı daha önce hiç görmedim. Görseydim bile, onunla evlenmezdim.
Acredite ou não, capitão, nunca o tinha visto na vida e, se tivesse visto, nunca teria casado com ele.
İşte yüz yüzeyiz, bana ister inan, ister inanma!
- Ou acredita em mim, ou não.
İster inan ister inanma ama bu hantallığına rağmen o bir model.
É modelo, imagina, e uma chata de galochas.
ister inan ister inanma ama New York tiyatrolarinda sadece onun fikri önemlidir.
Acredites ou não, só a opinião dela conta no teatro de Nova Iorque.
ister inan ister inanma ama bu bir güç.
Acredites ou não, isto é poder.
İster inanın, ister inanmayın elbiseyi ona göstermenin hâlâ uğursuzluk getireceğine inanıyorum.
Mas acho que mostrar-lhe o o vestido traz azar. Com ou sem surpresa.
İster inan ister inanma, zavallıcık bayıldı.
Acreditem ou não, o pobre diabo desmaiou.
İster inan, ister inanma,... bir lanet dolarım bile yok.
Pode acreditar ou não, não tenho a porcaria de um dólar.
İster inan ister inanma, işin o kısmı fazla uzun sürmüyor.
Bem não é essa parte que vai durar, acredite ou não.
İster inan ister inanma, bu benim kızım.
Vou buscar algo para beber. Acredites ou não, ela é minha filha.
İster inan, ister inanma, sana yardım etmeye çalışıyorlar.
Embora pareça mentira, tentam ajudar-te.
"Söylediklerinin tek kelimesine inanmayın," dedi Irving. Ve ister inanın ister inanmayın, nerdeyse kimse inanmadı...
Eu não o conheço, nunca o vi.
İster inan ister inanma, birkaç düzgün bekarı kapmak için savaşıyorlar,... benim gibi yaşlı ıskartaları bile.
E, pode não acreditar, mas lutam pelos poucos solteiros casadouros. Até por velhos como eu.
Ve ister inan ister inanma, Linda'yı Yale'e kabul ettiler.
Acredite se quiser, Linda foi aceite em Yale.
Bu köşede, ister inanın ister inanmayın Salam Çocuk var!
Neste canto, acreditem ou não, Kid Salami!
- Yaptığım işi seviyorum. İster inanın, ister inanmayın ama, eğittiğim adamları ve sizi her şeyden daha çok seviyorum. Onlarla ve sizle birlikte olmak istiyorum çünkü buna ihtiyacım var.
Adoro o que faço, e, acredite ou não também adoro os brutos que treino você mais que todos e espero estar com eles e consigo porque precisam de mim e se quer ver uma verdadeira revolução tente impedir-me, Sr.
İster inanın ister inanmayın, bunu yapanlar saatte 55 mil sürate eriştiler.
Acreditem ou não, eles ultrapassaram o limite de 90 km / h.
İster inan, ister inanma, Sezar'ın sarayında oynayacaksın.
Acredites ou não, vais representar no Palácio de César.
İster inan ister inanma.
Sou católica.
Michael, ister inan ister inanma ama bu Austin.
Michael, por incrível que pareça, ali está o Austin.
İster inan ister inanma, piyasaya gizlice sahte A.B.D. doları sokmayı içeriyordu.
Por incrível que pareça, envolvia introduzir dólares americanos falsos no sistema monetário.
İster inanın ister inanmayın o Anna Bronski.
É Anna Bronski.
Evet, adım Templeton Peck ve ister inanın ister inanmayın, sizi kurtarmak için buradayım.
O meu nome é Templeton Peck e acreditem ou não, estou aqui para resgatá-los.
İster inan, ister inanma eskiden harika bacaklarım vardı.
Acredite ou não, tinha umas boas pernas.
Gidip onlara istediklerini anlatacağım, bana ister inanın ister inanmayın.
Não lhes direi o que desejam, acreditem ou não.
- İster inan ister inanma. - Bu harika.
- acredites ou não - é genial.
İster inan ister inanma, Tüm hayatın boyunca diğer insanları mutlu ettin.
Quer o saiba ou não, George, toda a vida fez as outras pessoas felizes.
İster inanın ister inanmayın.
- Acredite se quiser.
O piçi 30 yıldır arıyorum, ister inan ister inanma.
Caço o desgraçado há 30 anos.
İster inan ister inanma, söylediklerin bana gayet mantıklı geliyor.
Acredites ou não. O que me disseste faz sentido para mim. Eu devia de desligar.
İster inanın ister inanmayın, vampirlerin en meşhuru, Bram Stoker'ın Drakula'sı aslında kadındı.
Podem não acreditar, mas o vampiro mais famoso de todos, o Drácula de Bram Stoker era, na verdade uma mulher.
İster inan, ister inanma ama güzel insanlar da seks yapmadan beraber bir gece geçirebilirler.
Agora, acredita nisto ou não, mas até pessoas bonitas podem passar uma noite juntos sem fazerem sexo.
Evet, eğlenceli, ama ister inan ister inanma,... ama bir gün çalışmak isteyeceksin, Bill.
Bem, é divertido, mas embora não o cria, algum dias deverá trabalhar, Bill.
Buna ister inanın, ister inanmayın, her birimiz bir gün nefes almayı kesecek ve öleceğiz.
Acreditem ou não, todos nós nesta sala um dia vamos deixar de respirar, vamos ficar frios e morrer.
İster inan ister inanma, Krueger geri döndü.
Quer acredites quer não, o Krueger está de volta.
İster inan, ister inanma, askerlere ve çiftlere ilk evlerini vererek, burada bir şeyler yaptığımı sanıyordum.
Acredite ou não, pensava que estava a fazer algum bem, a dar o primeiro lar a soldados e casais.
İnsan yalnızca kötü şeyleri unutmak ister, ve uydurma iyi şeylere inanır.
O homem só quer esquecer as coisas más, e acreditar nas coisas boas, fictícias.
Hey, ister inan ister inanma şu anda evimin önünden geçiyoruz. Köşedeki evde yaşıyorum. Mutfağımız tam lokantanın üzerinde ve sigaralarımı yolun karşısındaki dükkândan alırdım.
O general Leclerc pediu-me para avisá - los que eles estão a caminho para apressarmo-nos! mas estamos a passar em frente da minha casa.
İster inanın ister inanmayın, avukatım.
- Acredite ou não, sou advogado.
Evet, inanıyorum. Bir şey öğrenmek ister misin?
E queres saber mais uma coisa?
Bu inanılmaz kişisel sırları... takas etmek ister misin?
Quer trocar incríveis segredos pessoais?
Evet, ister inan ister inanma.
Sim, aproximadamente.
Ama ister inan ister inanma meteliğe kurşun atıyoruz.
É que, quer queiras quer não, não temos dinheiro.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]