Istersem tradutor Português
2,303 parallel translation
Ben ne zaman istersem, o zaman vaktim olur, şaşkın.
Tenho tempo para o que eu quiser, idiota.
Kiminle görüşmek istersem görüşürüm.
- Vou ver quem quiser.
Şimdi seks yapmak istersem karımla yapmak zorunda kalacağım.
Agora quando quero sexo, tenho de fazer com a minha mulher.
Yani, burada ne istersem yapabilirdim.
Podia fazer o que quisesse.
Kapanmadan önce yine atari salonuna gitmek istersem, giderim.
Se quiser ir hoje outra vez até ao salão de jogos até fechar, vou.
Brick sandviç yapabiliyordu, Axl arabaya sürmeyi öğreniyordu ve çok kısa bir süre sonra halı dünyasına ne zaman istersem gidebilecektim.
O Brick faria sandes, o Axl aprenderia a conduzir e em breve haveria tempo para viagens à loja das alcatifas sempre que eu quisesse.
Bir festivalindeki tüm insanları evimde uyuması için davet etmek istersem, ederim. Bu da seni ilgilendirmez!
Se quiser convidar todos os participantes do Lollapalooza para dormirem no meu apartamento, convidarei, e não te diz respeito!
Bir böceği ne kadar öldürmek istersem onu da ancak o kadar öldürmek isterim. Güzel aksan.
Eu nunca o magoaria mais do que magoaria um escaravelho. "
En az Michael kadar yetki sahibiyim ve....... Michael gibi neyi istersem onu yapabilirim. Pekâlâ.
Eu sou tão chefe quanto o Michael e eu posso fazer qualquer coisa que o Michael possa fazer.
Bir sosisli almaya gitmek istersem giderim.
Se quisesse ir buscar um cachorro, que fosse.
Sinirlenip seni yemek istersem...
Se eu me enfurecer e quiser comer-te, tu tens de dizer
Günün haberleri hakkında yorumumu belirtmek istersem daima baykuşumu kabul eder.
Recebe sempre a minha coruja, se eu quiser dar a minha opinião sobre as notícias do dia.
Bay sahiplenici bu benim vücudum ve kimle ne istersem yaparım
Este é o meu corpo, eu posso... -... fazer o que eu quiser.
Ne istersem onu mu söyleyeceğim bu video günlüğe?
Digo o que calhar para o videolog? Temos de nos habituar a documentar tudo, o que vemos e sentimos. Sim.
Sam, ne zaman istersem alabileceğimi söylemişti.
O Sam disse-me que podia levá-lo emprestado quando quisesse, portanto...
Arabayı ne zaman istersem alabileceğimi söylemişti, Grace.
Ele disse-me que podia levar o carro emprestado quando quisesse, Grace.
Yeni bir giysi istersem, almalısın.
Se eu disser que quero um vestido novo, tens de o comprar.
Her gün okuldan sonra dondurma istersem, bunu yapmalısın, tamam mı?
Se eu disser que quero gelado todos os dias, após a escola, tens de o fazer, entendes?
O benim oğlum, ne istersem yaparım.
O que faço com o meu filho é assunto meu.
hiç. ne istersem yapıyor.
Nada, ela faz tudo o que eu lhe pedir.
Bak, Darby O'Gill, ben ne istersem sen onu yapacaksın lanet taksimetreni kapat ve beni burada bekle.
Olha, "Darby O'Gill", o que eu quero que você faça é desligar esse maldito táximetro e ficar sentado.
Ne kadar istersem? - Ne kadar isterseniz.
Pago o que for preciso.
Şunu söylemeliyim ki, ben de gerçek bir aktör olmalıyım çünkü ne zaman istersem ağlayabilirim.
E deixe-me dizer-Ihe, eu devo ser mesmo um, a sério... - Posso chorar sempre que quero. - Ai sim?
Ne istersem olabilirdim.
Eu posso ser o que eu quiser!
Ne istersem onu yapabilirim. Biraz denemek istermisiniz bayanlar?
Que tal uma amostra, Damas?
Uzun bir zaman boyunca eğer istersem tekrar gidebileceğimi düşünmüştüm.
Por muito tempo, eu... pensava que podia voltar à hora que eu quisesse.
Günün birinde ben de ondan bilgi istersem...
E se algum dia precisar de informação deste amigo...?
Konuşmak istersem aramamı söylemiştin.
Tens um minuto? Precisamos de falar.
Ya kalmak istersem?
- E se eu quiser ficar?
Ne zaman istersem çıkar gelirim.
Posso sair quando quiser.
Ne istersem, kiminle istersem yapardım.
Faria o que me apetecesse, com quem me apetecesse.
Nasıl giyinmek istersem öyle giyinmeyi seviyorum.
Eu visto-me como gosto ;
- Eğer kamyonu durdurmak istersem, bunu ben yaparım.
Se queres que deixe este camião, eu deixo.
Yıllardır bana kendi şirketimi kurmak istersem bana kaynak sağlayabileceğini söylüyordu.
Há anos que ele me anda a dizer que me adianta o investimento se eu um dia decidir dar o grande passo e me estabelecer por conta própria.
Tahminde bulunması istersem?
E se eu te fizesse adivinhar?
Ne istersem yapabilirim.
Posso fazer o que me apetecer.
Ne zaman istersem...
- Posso acabar quando...
- Ne istersem mi?
- Qualquer coisa?
Ay elime geçtiği anda onu geri alabilmek için tüm dünya ne istersem verecek.
E assim que a Lua for minha, o mundo vai dar-me o que eu quiser para a recuperar.
Hayır, herkesin diplomasını kafama atmasını istersem böyle bir konuşma yaparım.
Não, o meu discurso será esse quando quiser que me atirem diplomas à cabeça.
Sana ne istersem yapmamı sağladın.
Deixaste-me fazer tudo o que quis contigo.
İçmek istersem içerim.
Se quiser uma bebida, peço!
bana emir verme. bu benim evim ve ne istersem yaparim.
Não me dê ordens. Esta é a minha casa e eu faço o que eu quiser.
annem geceyarisina kadar izin verdi o zamana kadar ne istersem onu yaparim.
A minha mãe deu-me permissão para ficar na rua até á meia-noite. Até lá, posso fazer o que eu quiser.
Çalışmak istersem pek alıkoyulmam
Sou um cinturão negro, más coisas podiam acontecer. - Luto da mesma forma como estudo.
Ayrıca Jeremy'yle ne zaman görüşmek istersem görüşeceğim.
Só para que saibas.
- İstersem spor salonuna bile yazılırım.
Talvez até possa ir para um ginásio.
İstersem canlarını yakabiliyorum.
Posso fazê-las sofrer... se quiser.
İstersem olurum.
Posso ir se eu quiser.
Ne istersem yaparım.
Eu posso fazer o que eu quiser.
İstersem atlarım yarasanın sırtına düşerim yaz mevsiminin peşine.
Nas costas do morcego eu voo Verão após Verão Alegre, alegremente Agora viverei
ister 23
istersen 241
isterim 243
ister misin 572
isterdim 117
isterseniz 150
ister inan ister inanma 68
ister misiniz 95
isteriz 23
ister miydin 18
istersen 241
isterim 243
ister misin 572
isterdim 117
isterseniz 150
ister inan ister inanma 68
ister misiniz 95
isteriz 23
ister miydin 18