English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ I ] / Isterseniz

Isterseniz tradutor Português

6,858 parallel translation
Tura çıkmak isterseniz, ben çıkarırım.
Se quereis dar uma volta, eu levo-os.
Başka beden filan isterseniz söyleyin, kapının önünde bekliyorum.
Estarei aqui se precisar de outro tamanho ou algo assim.
Bizim Ben ve Sam buralarda, eğer oyun oynamak isterseniz. - Olur!
O nosso Ben e o Sam estão prontos se procurares parceiros para jogar.
Polise haber verin isterseniz.
Não, não, eu...
Bu delikanlılarla önce siz konuşun isterseniz dedim.
Nunca chegamos mais perto.
Telefonunuza bakın isterseniz.
Devia atender o seu telefone.
Eğer isterseniz, veterinerlikten tamamen vazgeçebilirim.
Se quiser, posso dispensar o veterinário.
Peanut'ın bebeğini ya da doğum sancısını bilmiyorum fakat isterseniz sizin için bulabilirim efendim.
Não sei nada sobre o bebê da Peanut ou do parto nem de nada, mas posso descobrir se quiser, minha senhora. Muito gentil da sua parte.
Bugün oğlunuz için gülümseyin. - Yarın ne isterseniz yaparsınız.
Hoje sorriem pelo vosso filho, amanhã fazem o que vos apetecer.
Nasıl isterseniz.
O que quiserem.
Doğrusunu isterseniz buradaki hastaların birçoğu, onlar pek utangaç değillerdir.
Na verdade, muitos dos nossos pacientes... Eles sofrem de falta de inibição.
- Ne isterseniz yaparım.
- Farei tudo o que quiserem.
Bizimle gelmek isterseniz öne çıkın.
Quem quiser vir conosco... dê um passo para frente, agora.
Biz çıktıktan sonra isterseniz gidip bir bakın ve güvenliğini kontrol edin.
Talvez queira ir lá, assegurar-se de que está segura.
Ya da aşağı çekmecenin oradan. Nasıl isterseniz.
Aqui em baixo, gavetas, o que tu quiseres.
- Evet. Eğer isterseniz size gösterebilirim.
- Sim, posso mostrar, se quiser.
Beni kürsüye çıkarın. - Benden ne isterseniz söyleyeceğim.
Ponha-me a testemunhar, eu digo o que for preciso.
Evet, arkasından birkaç kelime söylemek isterseniz, üst katman o.
Sim, na camada de cima, se quiseres dizer umas palavras.
Bakmak isterseniz kamera hazır.
Aproximem-se, se querem dar uma olhada.
- Nasıl isterseniz, efendim.
Se assim o diz, senhor.
Ne isterseniz yaparım, Bay Thompson.
Qualquer coisa, Sr. Thompson, juro.
Ne isterseniz alın.
Comprem o que têm a comprar.
Nasıl isterseniz. Maskelerinizi takın!
Ponham as máscaras!
Onlara ulaşmak isterseniz hâlâ kasabada olacaklarını söylediler.
Ainda devem estar na cidade, se quiser tentar encontrá-los.
Evet, Ba Sing Se'ye gitmek, Tapınağı yeniden inşaa etmek hava göçebesi olmak, her ne isterseniz.
Ba Sing Se, reconstruir um Templo, ser um nómada do ar...
Nasıl isterseniz efendim.
Será feita a vossa vontade, Senhor.
Yasal mı bu? İddiada bulunabilmek için sana veya Griffin'e ne isterseniz verilmesi için savcılığa izin verildi.
A Procuradoria pode oferecer qualquer acordo, para ti ou o Griffin.
Eğer isterseniz ben sizi yürüyüşe çıkarabilirim.
Posso levá-las a andar um bocadinho, se quiserem.
- Nasıl isterseniz.
Estamos combinados.
- O arada ise bir şeyler yapmak isterseniz birçok aktivitemiz var.
Enquanto isso, se estiveres à procura de alguma coisa para fazer, temos muitas actividades.
Nasıl isterseniz.
Façam favor.
Ne zaman isterseniz.
Quando quiser.
Tura çıkmak isterseniz, ben çıkarırım.
Eu posso mostrar-lhes as casas.
Eğer samimiyetlik ayarlarımı düzeltmemi isterseniz bunu belirtin. Evet, lütfen.
Por favor, digam se preferirem que ajuste os parâmetros de intimidade.
Temyize başvurmak isterseniz beni arayabilirsiniz.
Pode ligar-me em relação a um apelo.
Fırtına kopmadan yola çıkın isterseniz.
Talvez queiram ir embora antes que a tempestade comece.
Birkaç hafta daha beklemek isterseniz eğer...
Se quiseres esperar mais umas semanas, mas...
Ne isterseniz veririm.
Dou-vos tudo o que quiserem.
İsterseniz arabamı alabiliriz. Hemen ön tarafta.
Podemos ir no meu carro se quiser.
- İsterseniz gelin siz de yiyin.
Venha comer um pouco, se quiser.
İsterseniz biraz suyumuz ve yiyeceğimiz var.
Há água e comida, se precisarem.
İsterseniz beni kınayıp bana domuz diyebilirsiniz ama önce yarını bekleyin.
Podeis denunciar-me e chamar-me porco, mas esperai por amanhã.
İsterseniz misafirlerimizie tesisi ben gezdirebilirim.
Se for útil, posso mostrar-lhes as fábricas.
İsterseniz adamlarımdan birini size rehberlik yapması için verebilirim.
Posso enviar um dos meus homens para orientá-los, se quiserem.
İsterseniz burada bekleyebilirsiniz.
- Podem esperá-lo aqui.
İsterseniz size ezberlerinden okuyabilirler.
Podem recitar? Oh, nada me deliciará mais.
İsterseniz keder danışmanına ulaşabilirsiniz.
Há aconselhamento psicológico disponível por solicitação.
İsterseniz onu öldürebilirsiniz.
Podeis matá-lo, se for esse o vosso desejo.
Nasıl isterseniz.
Como quiser.
Nereye isterseniz.
O que quiserem.
İsterseniz.
Se quiser.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]