Itiraf etmeliyim ki tradutor Português
909 parallel translation
Hayır, ama itiraf etmeliyim ki bu gibi işler için beyaz eldiven takmak aklımın köşesinden bile geçmez.
- Não, mas confesso que calçar luvas brancas para uma coisa assim, não me ocorreria.
Geçen gün genç hayalperestimizi büyük bir dikkatle dinledim. Yine itiraf etmeliyim ki ikinizin bahsettiği şeyler... bana 1 7 yaş zırvaları gibi geliyor.
No outro dia, ouvi atentamente o nosso jovem sonhador... e continuo a confessar que a conversa entre vocês dois... me parece um devaneio dos 17 anos.
Şey, itiraf etmeliyim ki, beklediğimden oldukça farklısınız.
Bem, devo dizer que é bem diferente do que esperava.
Yemekte anlattığın hayali şeylere itiraf etmeliyim ki şaşırıp kaldım.
Confesso que aquela cisma que teve ao jantar me deixou sobressaltado.
Muhtemelen bunamanın belirtileri ama itiraf etmeliyim ki gerçekten bu hastalıklı mizahı takdir etmiyorum.
Pode ser sintoma de senilidade, mas não aprecio este humor morbido.
Son çare olarak size geldim ve itiraf etmeliyim ki sabrım tükenmek üzere.
Venho a si como último recurso e confesso que a minha paciência se esgota.
Ve elbette itiraf etmeliyim ki, o sözler beni altüst etmişti.
Com certeza, tenho de admitir que fiquei bastante aborrecido.
-... ama itiraf etmeliyim ki ; İnanılmazdı.
- mas não posso negar, conseguimos.
Bu düşünce tarzı sağlıklı mıdır bilmiyorum ama itiraf etmeliyim ki zaman zaman bu meslekleri aklımdan geçirdim.
Não sei se esse tipo de pensamento será muito saudável mas tenho de admitir que pensei nessas coisas de vez em quando.
Teşekkür ederim ama itiraf etmeliyim ki... ziyaretim sadece sosyal amaçlı değil.
Obrigado, senhor, mas confesso... que essa não é uma visita social.
Senin içinde bir çok Aşk Tanrısı var ama, itiraf etmeliyim ki, Aşk Tanrısı saklanmak için garip bir yer seçmiş.
Você até parece um cupido... mas, devo admitir, um bem diferente.
Ama itiraf etmeliyim ki bugün sahada herkesin aldığı kadar keyif aldım.
Mas não me importa admiti-lo... este rapagão dá-me todo o prazer que me podem dar num campo de futebol.
Genç adam, itiraf etmeliyim ki akışkan hatta hiçbir terslik yok.
Meu jovem, tenho que confessar que não há nenhum problema com a ligação de fluido.
Evet, itiraf etmeliyim ki oldukça ilginçti.
Sim, reconheço que foi bastante interessante.
Onun yaşındayken fazla zarar vermeyen hatalarımdan keyif alırdım ama itiraf etmeliyim ki kitap kurduna hiç mi hiç benzemiyorsun.
- Desculpe. Não pensei que o incomodasse. Só as orelhas vulcanas discerniriam o ruído.
Korkarım itiraf etmeliyim ki...
Receio que vos tenha de dizer que...
Evet Edna, itiraf etmeliyim ki bize çok iyi...
Sim, devo dizer, penso que tens sido fantástica...
Sana itiraf etmeliyim ki bebeğim nasıl yaşayacağını iyi biliyorsun.
Tenho que dizer-te, querido... Tu sabes mesmo como viver à grande.
Ayrıca, itiraf etmeliyim ki onun hikayesi de... marslıların hikayesiyle kapışır.
Ele atinge os Marcianos, aquele título de campeão.
Aceleyle bir yayın hazırladık, başlığı "Tobruk Tragedy" idi. Bu gerçekten bir trajediydi, biz böyle hissetmiştik. ama öyle ya da böyle, itiraf etmeliyim ki, bu muhtemelen oylarımızı oldukça arttırdı.
Apressadamente, lançamos um folheto "Tragédia em Tobruq", pois considerávamos que se tratava duma tragédia, mas confesso que isso deve ter-nos trazido muitos votos.
Şunu itiraf etmeliyim ki, ben ikisi arasında gidip geliyorum.
Confesso que não sei o que pensar
İtiraf etmeliyim ki, yaşlı Danvers, evi çok güzel tutuyor.
Devo dizer que a velha Danvers deixa a casa parecer agradável.
İtiraf etmeliyim ki Doktor, çok iyisin.
Tenho de admitir, Doc, não é nada mau.
İtiraf etmeliyim ki çok başarılısın.
Faz isso muito bem, eu admito.
İtiraf etmeliyim ki şaşırdım.
Bem, devo dizer que estou surpreendido.
İtiraf etmeliyim ki... o Salı sabahı... garip duran yeni elbisesinin içinde... Joe'yu görünce... para verip onu uzak tutabilseydim... bunu kesinlikle yapardım.
Assim que vi o Joe naquela terça de manhã grotesco num fato novo, deixem-me confessar que se eu pudesse mantê-lo longe de mim pagando alguma coisa, certamente que o teria feito.
İtiraf etmeliyim ki onunla ilgileniyorum.
Confesso que ele interessa.
İtiraf etmeliyim ki ona imreniyordum.
E devo dizer que o admirava.
İtiraf etmeliyim ki, kale kapısından içeri girerken, mevcut durumun ilk gelişimdekinden hayli farklı oluşu nedeniyle bastırılamaz bir zafer coşkusu içindeydim.
Não consegui evitar uma sensação de triunfo, ao aproximar-me do castelo em circunstâncias tão diferentes das da última visita.
İtiraf etmeliyim ki Winchester değil ancak herkeste otomatik ateşli var ve iyi vuruyor.
Admito que não são Winchester, mas são todas semi-automáticas, e todas disparam sem problemas.
İtiraf etmeliyim ki dümencilik yeteneğinizden çok etkilendim.
Realmente estou admirada com a sua habilidade, Sr. Allnut.
İtiraf etmeliyim ki çok korktum. Silahımı ateşleyemedim. Hareket dahi edemedim.
fui atacado de medo, não podendo atirar nem mexer-me.
Evet. İtiraf etmeliyim ki buna tam olarak bağışıklığım yok.
E eu até não lhe sou completamente imune.
İtiraf etmeliyim ki, Bayan Herbert, benim için bir tür sürpriz oldunuz.
Devo admitir, Menina Herbert, você acaba por ser uma surpresa para mim.
İtiraf etmeliyim ki, öykümüz vurucu gücünü biraz yitirdi.
É verdade que a nossa história perdeu um pouco do seu impacto.
İtiraf etmeliyim ki, siz harika birisiniz.
Bem, devo dizer que é maravilhoso da sua parte.
İtiraf etmeliyim ki biraz kaygılıyım.
Tenho de admitir que estou um pouco preocupado.
İtiraf etmeliyim ki, çok kıvraktı.
Admito que era contagiosa.
İtiraf etmeliyim ki baş döndürücü.
Devo dizê-lo, a mente vacila.
İtiraf etmeliyim ki hiç böyle düşünmemiştim.
Confesso que nunca tinha pensado nisso.
İtiraf etmeliyim ki çok akıllısın, seninle çalışmak istememin asıl sebebi de bu zaten.
Admito que és muito esperto e é por esta razão que quero trabalhar para ti.
İtiraf etmeliyim ki, cazip bir teklif, ama ama korkarım, hata yapıyorsunuz.
É tentadora a oferta, eu admito, mas... Eu tenho medo, que você esteja errado.
İtiraf etmeliyim ki ben de duygusal olarak etkilendim.
Devo confessar que também eu estou emocionalmente afectado.
Söylediklerine inanmak isterdim. İtiraf etmeliyim ki, anlamıyorum.
Eu gostaria muito, mas... confesso que não compreendo.
İtiraf etmeliyim ki, komiserin soruşturma yöntemleri benimkinden biraz farklıdır.
Devo dizer que os procedimentos de investigação do Tenente são bem diferentes dos meus.
İtiraf etmeliyim ki dün iki kardeşimle birlikte kuzulama bölmesini yaparken kütükleri düzgünce çaktık.
Bem, devo confessar ontem, quando dois dos meus irmãos e eu... estavamos a construir uma cerca de parto no campo entalhamos os toros.
İtiraf etmeliyim ki epey oldu.
Admito que já foi há algum tempo.
İtiraf etmeliyim ki ben...
E confesso que estava...
İtiraf etmeliyim ki bu mal çok iyi.
Mas a qualidade está à vista...
İtiraf etmeliyim ki, onu Camilla'ya bir-iki kez bakarken görmüştüm.
Tenho de admitir que o vi olhar para Camila - uma ou duas vezes.
İtiraf etmeliyim ki, arabaya düz kontak yapamam.
Devo confessar uma coisa, Não sei fazer ligação directa no carro,