Küçük bir hediye tradutor Português
339 parallel translation
- Küçük bir hediye.
- É só um cartão de aniversário.
Beaky, işte sana küçük bir hediye.
Beaky, há uma prendinha para ti.
- Sana küçük bir hediye aldım.
- é só um detalhe.
Johnny amcadan sana küçük bir hediye.
É um presente do teu tio Johnny.
- Büyükanne için küçük bir hediye mi?
- Um presente para a sua velha avó?
Sana küçük bir hediye getirdim.
Hallie. Trouxe-te um presentinho.
- Bu affedilmem için küçük bir hediye olacak
- Isto é um pequeno presente de consolo.
Ama yine de düğün için küçük bir hediye vermek istiyorum.
Mas quero que tenhas uma lembrançazinha pela ocasião.
Ve burada da büyükbaba George ve benden küçük bir hediye.
E aqui está um presente do avô George e meu.
- Yarına dek işini görebilecek küçük bir hediye.
- Só uma lembrança para ficar com você até amanhã.
Küçük bir hediye, Bay Lee.
- Um presente, Mr. Lee.
İzin verirseniz size küçük bir hediye takdim etmek istiyorum.
Permita-me entregar-lhe um pequeno presente.
Benden sana küçük bir hediye.
Isto é uma oferta, de mim para ti.
- Küçük bir hediye.
- Um presente de despedida.
Sana beni hep hatırlaman için küçük bir hediye getirdim.
Trouxe um pequeno presente para que se lembre de mim.
Sizin için küçük bir hediye.
Tem aqui um presentinho.
- Sana küçük bir hediye getirdim.
Trouxe-te um presente.
Torununuza küçük bir hediye vermek istiyorum.
tenho uma pequena prenda para a sua neta.
Sana küçük bir hediye getirdim.
Trouxe-te um presente.
Sana patrondan küçük bir hediye getirdik.
Trouxemos um presentinho do chefe! Pega aí!
- Sana küçük bir hediye getirdim, Onu bir işe koy.
Aqui tens um pequeno presente para ti. Põe-no a trabalhar.
Küçük bir hediye.
Um presentinho.
Yarın gelmeyi dört gözle bekliyorlar, belki, küçük bir hediye getirirler size.
Estão ansiosos por cá vir amanhã, quiçá com uma surpresa para si.
Al, yerine bu hindiyi vereyim. Şans getirsin diye küçük bir hediye.
É um pequeno presente que vai dar-te muita sorte.
Bu başarının şerefine sana küçük bir hediye aldım.
Em honra da tua conquista, comprei um presente para ti.
İşte Krysia senin için küçük bir hediye.
Bem, Krysia, este é para ti.
İşte, küçük bir hediye.
Aqui tens uma oferta.
Size duyduğumuz hayranlığımızı ifade etmek için Küçük bir hediye aldık ve efendim, biz...
De facto, arranjámos-lhe uma coisita patética para exprimir a nossa admiração o nosso respeito e o nosso...
Demek istediğim, sevgisini göstermek için, küçük bir hediye.
O que eu me referia era.. uma prenda, uma lembrança do seu afecto.
Benim için birşeyin varmış, küçük bir hediye.
Ouvi dizer que tens algo para mim. Um pequeno presente.
Sana küçük bir hediye getirdim.
Trouxe-te uma lembrança.
- Anthony için küçük bir hediye.
- Eis uma lembrança para o Anthony.
Küçük bir hediye.
Uma pequena recordação.
Unutmadan... Babana küçük bir hediye getirdim.
Eu... eu tenho um pequeno presente para o seu pai.
Aslinda sana küçük bir hediye aldim.
- De facto, tenho um presente.
Küçük bir hediye, teşekkürler. İkinize de teşekkür ederim.
Um pequeno presente e obrigado aos dois.
- Sana küçük bir hediye aldım.
- Comprei-te um presentinho.
Dostundan küçük bir hediye mi?
Uma lembrança do teu amigo?
Sadece küçük bir hediye.
Só um pequeno presente.
Sana İsviçre'den küçük bir hediye getirdim.
Trouxe-te uma prendinha da Suiça.
- Küçük bir geline, küçük bir hediye.
Um pequeno presente. Para uma pequena noiva.
Hey, Jimbo. Sana ihtiyardan küçük bir hediye getirdim, adı neydi?
Trouxe uma prenda do fulano?
Birkaç kalın kafa bize küçük bir hediye getirdi.
Um par de burros trouxe-nos um presente.
Senin için küçük bir hediye, Homer.
Um presente para si, Homer.
Bana hediye edilen küçük altın bir yüzük için dövüşmüştük.
Lutámos por um anel de ouro que tinha sido um presente do meu pai.
Küçük bir parti yapıp parfüm falan hediye almak için.
Para ter uma festa, um presentinho, coisas assim.
Bay Harold'dan küçük bir kişisel hediye.
Um pequeno presente pessoal do Sr. Harold.
Çocuklar De Luca kardeşler aranızdan bazılarına küçük oyuncaklar hediye etmiş bu onların cömertliği maalesef bu küçük silahlar gerçekten onlara ait değildi daha doğrusu onlara ait olmayan bir parayla alınmış.
Acabaram de me contar que os irmãos De Luca deram alguns brinquedos para certos estudantes. Foi generoso por parte deles, mas essas pequenas armas não eram deles.
Gerçekten küçük Gayle'e siyah bir göz mü hediye ettin?
Puseste mesmo um olho negro ao Lord Gayle?
- Sana küçük bir hediye getirdim.
- Trouxe-te uma prenda.
Sana küçük bir hediye getirdim.
Um presentinho...
küçük bir kız 38
küçük bir şey 30
küçük bir 20
küçük bir çocukken 37
küçük bir kızken 23
küçük bir çocuk 19
küçük bir sorunumuz var 19
bir hediye 84
hediye 81
hediye mi 55
küçük bir şey 30
küçük bir 20
küçük bir çocukken 37
küçük bir kızken 23
küçük bir çocuk 19
küçük bir sorunumuz var 19
bir hediye 84
hediye 81
hediye mi 55
hediyeler 55
hediyem olsun 24
küçük 429
küçükken 45
küçük kız 168
küçük kardeş 36
küçük adam 77
küçük kızım 28
küçük çocuk 37
küçük prenses 23
hediyem olsun 24
küçük 429
küçükken 45
küçük kız 168
küçük kardeş 36
küçük adam 77
küçük kızım 28
küçük çocuk 37
küçük prenses 23
küçük kardeşim 59
küçük ayak 20
küçük hanım 234
küçük serseri 26
küçük bey 45
küçük şeyler 22
küçük köpek 18
küçük sürtük 19
küçük mü 41
küçük dostum 72
küçük ayak 20
küçük hanım 234
küçük serseri 26
küçük bey 45
küçük şeyler 22
küçük köpek 18
küçük sürtük 19
küçük mü 41
küçük dostum 72