Küçük şeyler tradutor Português
850 parallel translation
İnsanlar değil ama küçük şeyler.
Não seres humanos, mas seres menores...
Zavallı küçük şeyler.
Pobres criaturas.
Küçük şeyler, büyüklerin hakkından gelir.
As pequenas coisas têm meios de ultrapassar as grandes.
Bazı küçük şeyler çok fazla kafanı kurcalıyor, sonra da uyku uyuyamıyorsun.
Agitas-te com coisas pequenas e perdes o sono.
Böyle küçük şeyler...
Pequenas coisas assim fazem imensa...
Gergedanlardan daha küçük şeyler için avcılığa hiç de uygun değil.
É pouco desportivo para qualquer coisa menor do que um rinoceronte.
Birkaç küçük şeyler yararlı olabilir.
Umas coisinhas que podem ser úteis.
Cinayetin küçük şeyler olduğunu pek düşünmemiştim.
Bem, nunca pensei muito, que o assassinato fosse mesquinho.
Bir evde ölüm olduğunda komşular yemek getirirler... hastalara ise çiçek taşırlar... arada da küçük şeyler getirirler.
Os vizinhos trazem comida com a morte... e flores com a doença... e pequenas coisas nos intervalos.
Zavallı küçük şeyler..
Pobrezinhos.
Sonra, küçük şeyler için suçluluk duyarsın.
Depois ficas com a consciência pesada por coisas fúteis.
Böyle küçük şeyler için gücenmeyelim.
Não nos vamos aborrecer por tão pouco.
Şirketin sorunları küçük şeyler değildir, inan bana.
Não são problemas pequenos, acredita.
Bu kadar küçük şeyler için bile.
Mesmo em coisas tão pequenas.
Sizin ve benim anladığımız tüm o küçük şeyler ve hayattan beklediklerimiz, eşitlik, iyilik, adalet gibi şeyler.
Todas as coisas que a senhora e eu entendemos e esperamos da vida, tal como a igualdade, a bondade e a justiça.
Hınzır küçük şeyler değil mi?
São criaturas asquerosas, não?
Küçük şeyler kafamı karıştırır.
As pequenas coisas incomodam-me.
Savaşlar, devrimler, seller, vebalar. Bütün bu küçük şeyler, insanları sana döndürüyor.
Guerras, revoluções, enchentes, pragas, todas as pequenas coisas que aproximam as pessoas de Você.
Ancak bir kocanın fark edeceği küçük şeyler.
Pequenas coisas que só um marido notaria.
Görüyorsunuz, onlar, ah... onlar şunun gibi önemsiz küçük şeyler.
São só pequenas ninharias como esta.
Bana bazı hikayeler anlatıyor - küçük konuşmalar, küçük şeyler... güvensizlik.
Coisas sobre conversas! Conversa fiada, a insegurança...
Ama tavuk ve ıstakoz gibi küçük şeyler için daha naif, ilahi, ince bir şeye ihtiyacınız var.
Mas para o frango de Bresse ao lavagante, é preciso outra coisa... Encontre-me uma música leve... espiritual e subtil...
Evimi, eşyalarımı, küçük şeyler.
o apartamento, as minhas coisas.
Gece dolaşan küçük şeyler.
Seres que rastejam à noite.
Evet. Tatlı küçük şeyler.
E patos no porão, Dos pequeninos,
Galiba küçük melek bir şeyler duymuş ya da görmüş.
Parece que o pequeno querubim ouviu ou viu alguma coisa.
Yirmi altı yıldır bu küçük adamla yaşıyorum ben beni hiç yanıltmadı. Yanlış bir şeyler olmalı.
Levo vinte e seis anos com este anão e jamais me falhou.
Bir şeyler ters giderse gazetem küçük düşer.
Se correr alguma coisa mal, seria embaraçoso para o jornal.
Gömlek konusu küçük bir ayrıntı ama büyük şeyler ayrıntılardan oluşur.
A camisa é um pormenor, mas coisas grandes são feitas de pormenores.
Al işte, 1000 mil ötede, olağan şeyler yapıyor, küçük bir ayrıntının onu ölümden ayırdığını hiç düşünmüyor.
Lá está ele, a mil milhas de distância, a fazer tudo o que é habitual, sem nunca ter sonhado que só um pequeno detalhe o separa da morte.
Önemsiz, küçük şeyler için beni hep azarlıyordu.
E... quando havia cenas lá em casa, eu percebi que que a minha mãe me tinha tido quando ainda era solteira. por coisas insignificantes.
Sizin küçük şehir klübünüze gidelim de bir şeyler yiyelim, konuşuruz da.
Porque não vamos ao Country Club almoçamos juntos e conversamos.
Sadece küçük kızların kurduğu türden şeyler.
As coisas que as meninas pequeninas sonham.
Daha küçük bir şeyler yok muydu?
Não têm nada mais pequeno?
Küçük bebeğinle yapmayı düşündüğün şeyler varsa, ben hazırım.
Estou disposta a deitar-me, se estiveres preparado para embalar a tua bebé.
Kendimi kandırıyor olabilirim, ama küçük üzgün civata dolu kovadan bir şeyler çıkarabilirim diye düşünüyorum.
Posso-me estar a enganar, mas acho que consigo fazer alguma coisa daquele balde de porcas.
Gördüğüm ve yaptığım şeyler hiçbir şey değiştirmediyse, hiçbir şey daha küçük, daha büyük, daha yaşlı veya daha akıllı değilse, son dört gün bir kayıpmış.
Se todas as coisas que eu vira e fizera não tinham mudado nada, se nada estava mais pequeno nem maior, mais velho ou mais sábio, então, os últimos quatro dias tinham sido um desperdício.
Hala büyük şeyler için savaş veriyorum, ama şimdi bu benim küçük ve bireysel yolumda kalıyor.
Continuo lutando pelas grandes causas, mas agora em meu pequeno, jeito pessoal.
Olabilir ama seni ne hırpalıyorum ne de küçük düşürücü şeyler yapıyorum.
Sim, mas não te bato, ou obrigo a fazer coisas degradantes.
Bu küçük bayana bir şeyler yapmasını söyleyeceğim.
Vou falar para a pequena dama aqui fazer alguma coisa.
Bir de Agnes'a ait küçük bir şeyler verelim.
Também lhe daria algo que tivesse sido da Agnes.
Bir şeyler buldular... küçük parçalar.
Encontraram umas peças pequenas.
Daha da küçük bazı şeyler algılıyorum.
Algumas coisas que percebo sao pequenas demais.
Sonra da onlar uyumaktayken o küçük sevimli şeyler, artık bütün o hayvancağızlar sizin merhametinize kalmış.
E todos os morcegos estão dentro... e, enquanto estiverem dormindo, com o seu gentil coração... terá todos os safadinhos sujos, à sua mercê.
Küçük lanet şeyler yumruğumdan da küçükler.
Malditas coisas, mais pequenas do que o meu punho.
Küçük şeyler.
São detalhes.
En azından yeni gösterin hakkında küçük bir şeyler söyleyemez misin?
Conte-nos algo sobre o seu novo ballet.
O küçük serseriler Cylon'lardan bu yana gördüğümüz en kötü şeyler.
Se pensarem um pouco, estes visitantes são a pior coisa que nos aconteceu desde os Cylons.
Hey, Gloria, daha küçük bir şeyler yok mu?
Gloria, tens alguma coisa um pouco mais pequena?
Daha küçük bir burun ve çene çizgisi ile ilgili de bir şeyler yap.
Um nariz mais pequeno. E faz alguma coisa com o queixo dele.
Küçük sorunları diyorum, yani anal kanamalar, tüberküloz... ilerleyen tümörler, bunun gibi şeyler yani. Anlaşıldı mı? Kes sesini Hatch.
Pequenos nadas, como sangramento anal, tuberculose, tumores em crescimento, pequenos nadas como estes.
şeyler 33
küçük 429
küçükken 45
küçük kız 168
küçük kardeş 36
küçük adam 77
küçük kızım 28
küçük çocuk 37
küçük prenses 23
küçük kardeşim 59
küçük 429
küçükken 45
küçük kız 168
küçük kardeş 36
küçük adam 77
küçük kızım 28
küçük çocuk 37
küçük prenses 23
küçük kardeşim 59
küçük ayak 20
küçük hanım 234
küçük bir hediye 18
küçük bir kız 38
küçük bir şey 30
küçük serseri 26
küçük bir 20
küçük bey 45
küçük sürtük 19
küçük köpek 18
küçük hanım 234
küçük bir hediye 18
küçük bir kız 38
küçük bir şey 30
küçük serseri 26
küçük bir 20
küçük bey 45
küçük sürtük 19
küçük köpek 18