Ne söyleyebilirim ki tradutor Português
166 parallel translation
Önceden söylenmemiş ne söyleyebilirim ki?
Que posso dizer que não tenha sido dito já?
Ne söyleyebilirim ki?
O que posso dizer?
Size ne söyleyebilirim ki?
O que posso dizer-lhe?
Ne söyleyebilirim ki?
Esperem por mim! Que posso dizer? Não sei...
Ne söyleyebilirim ki?
E que te diria?
Ne söyleyebilirim ki, Doktor?
O que quer que eu diga, Doutor?
- Size ne söyleyebilirim ki?
- Porque teria?
- Ne söyleyebilirim ki?
- O que é que eu digo?
Ne söyleyebilirim ki?
O que te posso dizer?
Ne söyleyebilirim ki?
Bem, que posso dizer?
Bizi rehin tutuyorlar, daha ne söyleyebilirim ki?
É um assalto.
Ben sana ne söyleyebilirim ki?
O que poderia dizer a você?
- Sana ne söyleyebilirim ki?
- Bom, que queres que te diga?
Ne söyleyebilirim ki?
Que queres que diga?
Size ne söyleyebilirim ki?
O que querem que vos conte?
30 yılı aşkın bir süre görmediğim birine ne söyleyebilirim ki?
O que se deve dizer... ... após mais de 30 anos?
Ne söyleyebilirim ki...
- Que quer que diga?
Ama onlara ne söyleyebilirim ki?
Mas o que poderia eu dizer?
Penny, ne söyleyebilirim ki?
- Penny, o que hei de dizer?
Ne söyleyebilirim ki?
Que posso eu dizer, querida?
Başka ne söyleyebilirim ki, Konrad?
Que mais posso dizer, Konrad?
Harry hakkında ne söyleyebilirim ki?
O que posso dizer do Harry?
Sana ne söyleyebilirim ki?
O que é que eu te disse?
Neden? - Ne söyleyebilirim ki?
- O que quer que te diga?
- Daha ne söyleyebilirim ki?
- Que mais posso dizer?
Jay De Boom gibi bir gencin kaybı konusunda başka ne söyleyebilirim ki. Yüreklerimizdeki üzüntü daha şiddetli ifade edilemezdi.
Que mais posso dizer sobre a morte de um jovem como Jay De Boom que a tristeza nos nossos corações não exprima com mais intensidade?
Ne söyleyebilirim ki ihtiyar?
O que posso dizer, velhote?
Bu durum ve şoförün ifadesi. Daha ne söyleyebilirim ki?
Com isto e mais o testemunho do condutor, para que é que estou a olhar para isto?
Başkalarının düşündükleri hakkında ne söyleyebilirim ki?
Como quer que comente o que outras pessoas pensaram?
Ne söyleyebilirim ki?
Que lhe posso eu dizer?
Şüphe uyandırıcı görünüyordu. Sana ne söyleyebilirim ki?
Pareceu-me suspeito, o que queres que diga?
Ona ne söyleyebilirim ki?
O que é que lhe dizia?
Daha önceden bilmediğin birşey hakkında sana ne söyleyebilirim ki?
O que é que te posso ensinar que já não tenhas aprendido?
Uh, ne söyleyebilirim ki?
O que posso dizer?
Ne söyleyebilirim ki?
O que é isto?
Ne söyleyebilirim ki? Durumumu biliyorsun işte.
- Sabes como é...
Size gelince Filip. Sizi teselli edecek ne söyleyebilirim ki?
E a vossa, Felipe, o posso dizer para consolá-lo de vossa pena?
Baylar bayanlar, ne söyleyebilirim ki?
Senhoras e senhores, que posso dizer-vos?
- Ne söyleyebilirim ki, Lieu?
- O que eu deveria dizer?
Başka ne söyleyebilirim ki?
- O que mais posso dizer?
Fakat burada ne yetiştirdiğinizi söyleyebilirim ki?
Mas o que posso eu dizer, que tenha crescido aqui?
Ne söyleyebilirim ki?
Que posso eu dizer?
Ne söyleyebilirim ki....
Que coisa para dizer...
Ben bile ne olduğunu bilmezken nasıl ona doğruyu söyleyebilirim ki?
Como quer que eu fale a verdade se nem eu sei a verdade?
Sanırım söyleyebilirim ki dışarda taze pençe izleri gördüm bu da bana burada ziyafet düşündüklerini söylüyor, ama sana yanıt vermek te istemiyorum çünkü beni sorguladığında, bana ne yaptığımı bilmediğimi söylemiş oluyorsun.
Podia dizer-lhe que vi pegadas lá fora, o que quer dizer que eles já andam a pensar em entrar aqui. Mas não lhe quero responder. Ao fazer-me perguntas, está a dizer que não sei o que estou a fazer.
Ona daha başka ne söyleyebilirim ki?
- E o que lhe devo dizer?
Ne söyleyebilirim ki?
Que posso dizer?
Şunu söyleyebilirim ki bunu yapan adam her kimse ne yaptığını iyi biliyormuş çünkü kolunu aynen bir cerrah hassasiyetinde kesmiş.
Mas que raio de taradice é essa? Quem quer que o tipo seja, sabia o que fazia, pois retirou o braço com precisão cirúrgica.
Dinleyicilerimize diyebilirim ki.. Burada bu sevimli cafeteryada olmayarak.. Senin ne kadar enfes olduğunu kaçırdıklarını söyleyebilirim, Liz.
E posso dizer aos ouvintes que estão a perder... um belo serviço de bar, por não estarem aqui a ver... que brasa você é realmente, Liz.
Şunu söyleyebilirim ki, bazı insanlar ne yaptığımı anlamayabilirler.
Devo dizer que algumas pessoas quando confrontadas, podem não compreender o que eu estou a fazer.
Yani ona ne düşündüğümü nasıl söyleyebilirim ki?
Como poderia dizer realmente o que sinto?