English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ N ] / Ne yok

Ne yok tradutor Português

11,170 parallel translation
- Ne var ne yok?
- O que se passa?
- Ne var ne yok? - Bir şey yok.
- O que se passou?
A.K., ne var ne yok?
"AK" então o que dizes?
Ne var ne yok?
O que se passa?
- Ne var ne yok?
- Como está?
Selam bayanlar, ne var ne yok?
Olá, senhoritas.
Ne var ne yok?
Como é?
Ne olursa olsun ona daha fazla para vermek yok, tamam mı?
Em nenhuma circunstância estamos dando-lhe mais dinheiro, ok?
- Yok, sağ ol anne. Bugün seninle gelebilir miyim? Ne dedi?
Você se importa se eu sair com você hoje? O que ela disse?
Ne yazık ki hâlâ kesin delilimiz yok.
Infelizmente, não temos provas.
Ama senin şanssızlığına, buldukları şey onları Silver Ridge'deki deponuza yönlendirecek düzinelerce gizli Verdiant belgesi oldu ve orada ne bulacaklarını da sana söylememe gerek yok.
Infelizmente para si, o que encontraram foram dezenas de documentos internos da Verdiant que os vão levar ao vosso armazém em Silver Ridge. E não preciso dizer o que vão encontrar lá dentro.
Ne istediğim hakkında hiç bir fikrin yok.
Não faz ideia do que eu quero.
- Ne olduğunu anlatın! - Değişiklik yok.
- Diga-me o que está a acontecer!
- Çocuklarla derdin ne? - Derdim falan yok!
- O que tens contra crianças?
Ne ne yapıyorsun ya? Başka seçeneğim yok.
- Não tenho outra opção.
Artık ne istediğimi öğrenmem için dünyayı gezmeme gerek yok.
Sabes, não preciso mais de ver o mundo para saber o que quero.
Cal. Ne yaptığın hakkında hiçbir fikrin yok.
Carl, não fazes ideia do que está a acontecer.
Ne oldu? Yok artık!
- O que aconteceu?
Ne? Lawrence'ın bir yere gittiği yok.
O Lawrence não foi a lado nenhum, está em minha casa.
- Plan ne? - Değişen bir şey yok.
- Então, qual é o plano?
Örneğin Leonard'ın kahvesine ne yaptığıma dair en ufak bir fikri yok.
Por exemplo, o Leonard não sabe o que fiz com o café dele.
Bundan sonra lüzumsuz yere risk almak yok. - Buna ne dersin?
O que pensas de não haver riscos desnecessários?
Nefes al yada alma bizim için sorun yok. Seni terkettiğimiz zaman ki bu tamamen ne kadar kibar olduğuna bağlı.
Mas sei se vais estar a respirar ou não quando te largarmos depende totalmente de quanto educado és.
Ne oldu? Bir fikrim yok.
- Como é que isso aconteceu?
Ne dediğiniz hakkında bir fikrim yok.
Não sei do que está a falar.
Adamın okuma-yazması yok. Ne diyorsun sen yahu?
- Ele não sabe ler... do que é que estás a falar?
Ne oldu? Yok bir şey.
O quê?
Kimin ne istediğiyle ve ne alacağıyla konuşmak yok.
Então sem conversinha sobre quem quer o quê ou sobre o que vais ganhar.
Aşağıda pişen domuz butları ve budanan ağaçlar var ne kadar tehlikede olduklarına dair en ufak bir fikirleri yok.
Lá em baixo, preparam a ceia e as decorações, e não fazem ideia do perigo que correm.
Çünkü bir şey yok. Ne bulacaklar ki?
Não há aqui nada, como é que podem encontrar algo?
O yüzden ne giydiğinin herhangi bir önemi yok.
Independentemente do que vista, não faz nenhuma diferença.
Ama ne zaman ifade verdiklerini bilmiyorum. Hiçbir fikrim yok.
Mas não sei quando prestaram declarações, não sei mesmo.
Ne duvarda ne de tavanda kan lekesi yok.
Não há salpicos de sangue nem nas paredes nem no teto.
Ne halıda, ne arka verandada, ne döşemede, hiçbir yerde yok.
Nada nos tapetes, na porta de trás, no alpendre, em lado nenhum.
Senin için pek anlamı yok ne yazık ki.
Receio que, no teu caso, para pouco.
Ne giydiğimin bir önemi yok.
Não importa o que eu vista.
Ne konuştuğun hakkında bilgin yok.
Tu não sabes do que estás a falar.
Ne, kahve yok mu?
O quê, não há café?
Bir şey yok. " Ne mutlu onun yemeğine çağrılanlara...
" Felizes os chamados à Sua mesa.
22 yaşındayım ve hayatımın geri kalanında ne yapacağıma dair hiçbir fikrim yok!
Tenho 22 anos e não faço ideia do que vou fazer com o resto da minha vida.
Bu yaratığın, eşitliklerin ne söylediğini konusunda bir fikri yok.
Essa criatura não sabe do que fala.
Ne demek istiyorsun, yok mu?
Como assim, não está lá?
Yok, ama ne diyeceğim.
Não, mas sabe que mais?
Ama hiç şüphem yok ki, bütün ülke şimdi ne yapacağınızı bilmek istiyor.
Mas tenho a certeza que o país gostaria de saber qual vai ser o seu próximo passo.
Ne dediğinin bir önemi yok.
Não importa o que diga.
Ne var ne yok?
Então?
Ne var ne yok?
Tudo bem?
... çünkü milyonlarca güzel kelimene rağmen yaşamanın ne demek olduğuna dair en ufak fikrin bile yok.
Pois por todas as conversas e as tuas palavras bonitas, não fazes a mínima ideia o que significa estar vivo.
Federallerin yozlaşmış polisleri ne kadar sevdiğini hatırlatmama gerek yok.
Nem preciso dizer como os Federais gostam de polícias corruptos.
Ne yapacağıma dair en ufak fikrim yok.
Não tenho a puta da mínima ideia.
Ne var ne yok Nick?
Como estás, Nick?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]