O hala burada tradutor Português
734 parallel translation
O hala burada mı?
Ele ainda está aqui?
Dua et de Jagade kasabadan gitsin o hala burada.
Você rezou para que o Jagade se fosse embora da cidade... mas ele ainda cá está.
- Neden, Nate Hedges, O hala burada mı?
- Oh, Nate, ainda está aqui? - Qual é o problema, Mary?
O hala burada, değil mi?
Ela ainda está lá, não está?
İşin garibi o hala burada Zebra'da.
A ironia é que ainda aqui está em Zebra.
Ya, eğer biz Zira ve ben burda olmasaydık, o o hala burada olacaktı, iki arkadaşıyla birlikte Zaius müzesi büyük salonunda, doldurulmuş bir örnek olarak.
Se não fosse aqui a Zira, ele ainda cá estava, embalsamado na grande sala do Museu Zaius junto aos seus 2 amigos.
O hala burada!
Ainda estás aqui?
O hala burada.
Ainda lá está.
O hala burada.
Ainda cá está.
- Hey, o hala burada mı?
- ele ainda luta?
Çok naziksiniz ama beni almaya gelecekler. Gerçi o hala burada.
Mas dele... devem-se ter esquecido.
Babam hala burada mı?
O meu pai ainda cá está?
- Doktor, Pres hala burada mı?
- Doutor, o Pres ainda cá está?
- Gemin hala burada mı?
- O barco ainda está cá?
- Danny Green hala burada mı?
- O Danny Green ainda vive cá?
Sadık dostumuz hala burada.
O nosso fiel amigo continua ali.
Hala ne işin var burada?
O que estão a fazer aqui?
O her neyse, hala burada bizimle.
Seja o que seja, está aqui dentro connosco.
- Ama yaşlı Bullard hala burada.
Mas o Sr. Bullard ainda trabalha cá.
Hala takip ediliyor olabilirsin... o yüzden onu, sen burada yokken saklaması iyi olacaktı.
E pode estar a ser seguido de novo, por isso foi melhor ele ver-se livre dele enquanto você estivesse fora.
Burada, San Francisco'da ise, cinayet davasıyla... son haftalarda manşetlerden inmeyen, adı kötüye çıkmış... asi denizci "Kara İrlandalı" O'Hara'nın kaderi... hala belirsiz. Yedi saattir tartışan jüri üyeleri... hala bir karara varamadı.
Aqui em São Francisco, o destino de "Black Irish" O'Hara, conhecido agitador das docas, cujo julgamento por homicídio... tem estado nas primeiras paginas das últimas semanas, continua por decidir, pois o júri, reunido há sete horas,
Babanız hala yaşıyormuş gibi burada yaşayan sen ve Adam'sınız.
És tu e o Adam a viverem aqui, como se o vosso pai ainda estivesse vivo.
Hala ne yapıyorsunuz burada?
E você, o que está aqui a fazer?
Babam Lawton'ı bulmamı istedi ve ben de hala burada olabileceğini düşündüm.
O pai mandou-me falar com o Lawton... e eu tinha um palpite que por uma razão ou outra... talvez pudesse estar aqui.
Hala burada. Onu gemiye yeniden vermekle asıl Donanma yanılmış bence.
O meu erro não foi nada comparado com o da Marinha.
O zamana dek hala burada olursam, sizi bekleyeceğim.
Se ainda cá estiver nessa altura, estarei à vossa espera.
Yüzbaşı Lewis hala burada.
O Capitão Lewis já lá está.
Esir Vashtar hala burada mı?
Está ai fora o cativo Vashtar?
- Louie hala burada mı?
- O Louie ainda está aí?
- Yargıç hala burada mı? - Evet.
O juiz ainda está lá?
Hala, Prens Andrey burada, yaralıların arasında.
Tia, o Príncipe Andrei está aqui, entre os feridos.
Hala burada olursanız sabah çayını birlikte içebiliriz.
Se você ainda estiver aqui, podemos tomar o chá da manhã juntos.
Burada hala ne arıyorsun?
O que você ainda está fazendo aqui?
Hala yasal bir kiracıyım, burada olmanız mahremiyetin ihlalidir.
Sou o inquilino legal, e você estar aqui é invasäo de privacidade.
- Ve burada. - "Hala o."
Outra vez, na Gare de Lyon.
O hala burada.
Ela ainda está aqui.
Johnson hala burada yaşıyor mu?
O Johnson ainda mora aqui?
Tüm dünyada, bizim hala düşmanımız olan sadece iki bölge kaldı. Bir tanesi burada, kuzeyde,
Em todo o mundo... apenas 2 fronteiras... nos mostram ainda hostilidade.
- Doktor Roney hala burada mı?
- O Dr. Roney ainda cá está?
- Davanız savcının kararı ile kapanmış, ama siz hala etrafta askı gbi dolaşıyorsunuz. - Hala sorular soruyorsunuz. - Hatta burada bana çarpıyorsunuz.
O seu trabalho acabou com o inquérito do médico-legista mas o senhor continua por perto, a fazer perguntas e até arranjou maneira de se encontrar aqui comigo.
Zeki olanlarımız, yani burada kalanlar ana damarın hala buralarda bir yerde olduğunu ve muhtemelen bize güldüğünü düşünüyoruz.
Os mais espertos de nós, aqueles que ficaram aqui... nós pensamos que o filão principal... ainda está algures por aqui, provávelmente a rir-se de nós.
Burada iki saat kadar oturmayı düşünüyorum. Geldiğimde gördüğüm her araba hala burdaysa güvende olduğumu anlayacağım.
Planeio sentar-me aqui durante duas horas... e entretanto, se cada carro que aparecer não for embora, eu saberei o que fazer.
İlkel adetler burada hala yaşıyor zamanın dışında kalmış gibi.
Os hábitos primitivos ainda sobrevivem por aqui, como se o passar do tempo lhes tivesse passado ao lado.
Hala burada ne arıyorsun?
O que é que fazes ainda aqui?
Affedersin ama Bay Carveth hala burada. Bu şey onu biraz kızdırmaya başlamış.
Sinto muito, Hal... mas o Sr. Carveth ainda cá está.
Tek bildiğim, birisinin onu durdurduğu..... ve benim de hala burada olmam.
Tudo que sei é que alguém o impediu e ainda aqui estou em julgamento.
O zaman neden hala burada çocuklar var?
Então por que é que ainda tem crianças aqui?
Ama kolum hala burada.
- O meu braço continua aqui.
Burada ne duruyorsun hala?
Bem, o que fazes aí parado?
- Sen ne halt ediyorsun hala burada?
O que ainda fazes aqui?
Bak burada öğretmen hala benim.
Ainda sou o professor, aqui!
hala burada mısın 70
hâlâ burada mısın 33
hala burada 31
hâlâ burada 19
hala buradayım 54
hâlâ buradayım 18
hala burada mı 18
hala buradasın 21
buradayım 1669
buradasın 260
hâlâ burada mısın 33
hala burada 31
hâlâ burada 19
hala buradayım 54
hâlâ buradayım 18
hala burada mı 18
hala buradasın 21
buradayım 1669
buradasın 260
burada 4271
burada ne yazıyor 27
burada ne işin var 798
burada ne arıyorsun 599
burada da 32
buradan 750
burada kimse yok 180
burada mısın 154
burada neler oluyor 706
burada ne yapıyorsun 1049
burada ne yazıyor 27
burada ne işin var 798
burada ne arıyorsun 599
burada da 32
buradan 750
burada kimse yok 180
burada mısın 154
burada neler oluyor 706
burada ne yapıyorsun 1049