Rahatsız etmeyin tradutor Português
245 parallel translation
Rahatsız etmeyin lütfen.
Apanhe as suas roupas e saia daqui imediatamente.
Bizi rahatsız etmeyin.
Não podemos ser incomodados.
Önemli bir görüşme yapacağım, rahatsız etmeyin.
Tenho uma reunião importante e não quero ser interrompido.
MİLLETVEKİLİ MECLİSİ Rahatsız etmeyin!
CÂMARA DOS DEPUTADOS Não incomodar!
Beni rahatsız etmeyin demiştim.
Já disse que me deixassem em paz.
Eğer borç yüzündense, beni böyle önemsiz şeylerle rahatsız etmeyin.
Se é por isso, não me incomodem com essas mesquinhices.
Beni rahatsız etmeyin.
Não venham chatear-me agora.
Rahatsız etmeyin. "
Não perturbem. "
Rahatsız etmeyin, dedi.
Disse para não o incomodarem.
Kapıda rahatsız etmeyin tabelası yoktu ve ben rahatsız edilmeyeceğimden emin olmak istedim.
O que eu queria dizer : Não há sinal para pôr na porta e eu queria ter a certeza de que não serei incomodada.
Daha da rahatsız etmeyin beni! Yorgunum.
Não me perturbe mais, estou cansado.
- Lütfen rahatsız etmeyin. - Affedin lütfen.
- Desculpe, está a incomodar.
Rahatsız etmeyin!
"Não perturbar."
Önemsiz hiçbir şey için de beni rahatsız etmeyin!
E não me perturbar por qualquer coisa sem importância!
Rahatsız etmeyin diye emir verdim!
Deixei ordens para não ser incomodado!
Bu kadarcık şey için noteri rahatsız etmeyin!
Não vamos incomodar um notário por tão pouco.
Lütfen beni rahatsız etmeyin!
Por favor, não me incomodem!
Lütfen rahatsız etmeyin tabelasını kapıya asayım mı?
Quer que ponha na porta o dístico Não perturbar?
Beni rahatsız etmeyin, ikiniz de!
Por isso não me chateiem, nenhum dos dois!
1717'ye gitmem gerek, lütfen beni rahatsız etmeyin.
Tenho que ir ao 1717, então por favor, não posso ser atrapalhado.
Beni şimdi rahatsız etmeyin.
Ouve, não me incomodes agora.
Hadi o zaman oraya yollayın adamları, sürekli arayıp rahatsız etmeyin başka bir bölgenin uyduruk sorununu anlatmayın...
Faça isso, emviem-nos. E não me telefone sempre que uma divisão está em dificuldades
İş yaparken beni bir daha asla rahatsız etmeyin.
Nunca me interrompam quando estou a trabaIhar.o
Babanı rahatsız etmeyin şimdi.
Não incomodem o papá agora.
Ben'i rahatsız etmeyin.
Não quero que incomodem o Ben.
Lütfen oyuncuları rahatsız etmeyin.
Por favor, não incomode os jogadores.
- Beni rahatsız etmeyin.
- Não me chateie.
Onu rahatsız etmeyin.
Não o incomode.
Hey bayan, orada "Rahatsız Etmeyin" diyorsa bir sebebi vardır.
O aviso "Não Perturbar" está pendurado por uma razão.
- Evet. Sizinle tanıştıracağım ama onu rahatsız etmeyin. Özellikle de sen.
- Sim, depois apresento-a, mas não a chateiem, principalmente tu.
Sakın Markizi rahatsız etmeyin.
Como queira, como queira. Não aborreçam a senhora Marquesa.
Bir şişe şampanya gönderip telefona'Rahatsız Etmeyin'yazısı asar mısınız? Bakalım.
Pode enviar uma garrafa de champanhe e pôr um "Não incomodar" no telefone pelas próximas...
Rahatsız etmeyin yazısını as olur mu?
- Pendure a placa de "não perturbe".
Bana bir iyilik yapın ve arkadaşımı rahatsız etmeyin, çok yorgun.
E, por favor, não acorde o meu amigo. Está morto de cansaço.
Selam. Size havluyla tuvalet kağıtı getirdim. "Rahatsız etmeyin" yazısını görmedin mi?
Bem, tomar banho até me agrada, Al.
Televizyonu açıp kapıya "Rahatsız etmeyin" tabelasını asmamızı dışarı çıkıp ne yapacağımıza karar vermemizi öneriyorum.
Sugiro que liguemos a TV. Colocamos o aviso de "Não Incomode" na porta e vamos lá fora e depois decidimos o que fazer.
Lütfen onları rahatsız etmeyin.
Peço-vos que não os incomodem.
- Pengueni rahatsız etmeyin!
- Não incomodem o Pinguim!
Sizden gerçekten rica ediyorum. Lütfen, bana ait olan zamanımı rahatsız etmeyin.
E tenho mesmo de lhe pedir que, por favor, não perturbe os escassos momentos que tenho para mim.
Yılanları rahatsız etmeyin.
nao perturbem as cobras.
"Rahatsız Etmeyin" yazısını okuyamıyor musun?
Não consegues ler o aviso? - "Não Perturbe" - Volta pela manhã
Rahatsız etmeyin...
Não incomodar
"Ruhların adına, lütfen anneyi rahatsız etmeyin..."
"É favor não incomodar a Mamã. Em nome dos espíritos."
Rahatsız etmeyin.
Não incomodar.
Acil bir durum olmadıkça, önümüzdeki bir kaç gün rahatsız etmeyin lütfen.
Se não for urgente, não nos incomode durante alguns dias.
Rahatsız etmeyin.
- Não quero incomodar.
Beni teşekkür ederek rahatsız etmeyin.
Não me agradeçam.
Kalkarken rahatsız etmeyin.
Não te levantes.
Onları rahatsız etmeyin.
Não incomodem as pessoas.
Kapısına rahatsız etmeyin işareti koydu.Yarın sabah parayı kıza değişecek.
Falamos-lhe amanhã.
May'i rahatsız etmeyin.
Liguei para dizer olá...
rahat 453
rahat ol 368
rahatladım 62
rahatsız mı ediyorum 24
rahatsız ettim 55
rahat bırak beni 249
rahatlayın 102
rahatsız ediyorum 27
rahatsız etmek istemedim 25
rahat bırakın beni 59
rahat ol 368
rahatladım 62
rahatsız mı ediyorum 24
rahatsız ettim 55
rahat bırak beni 249
rahatlayın 102
rahatsız ediyorum 27
rahatsız etmek istemedim 25
rahat bırakın beni 59