English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ S ] / Sabahın 4

Sabahın 4 tradutor Português

318 parallel translation
Sock, Neden alarmım sabahın 4 : 30'unda çalıyor?
Sock, porque é que o meu despertador tocou às 4 : 30 da manhã?
Saat sabahın 4'ü.
São quatro da manhã.
Beni sabahın 4'ünde uyandıran
Do galo sinto falta E de quando ele costumava
Sabahın 4'ünde burada ne arıyorsun sen?
E que diabo está aqui a fazer, às 4 da manhã?
Ama saat sabahın 4 : 30 u.
Mas são 4 e meia da manhã.
Sabahın 4 veya 5'ine kadar kalmalısınız
Vocês todos tem que estar de pé às 4 ou 5 da manhã.
Sabahın 4'ünde ormanda ne işin vardı?
Que fazias no bosque às 4 da manhä?
Birden çok kişi de şaşırarak... sabahın 4'ünde, bu otobanda... çorapsız bir şekilde... ayaklarına bir çift boş ayakkabı kutusu geçirmiş... tuhaf bir iş adamı gördüklerini... iddia ediyorlar.
Mais de um observador alega ter visto o caprichoso magnata às 4 horas da manhã a passear nesta estrada sem meias e vestindo, no lugar de sapatos, um par de caixas de lenço de papel, vazias.
Saat sabahın 4'ü.
São 4 horas da madrugada.
Şey, babam tek başına Shoebridge'lere gitmişti. Sonra da eve sabahın 4'ünde geldiği için annemle büyük bir kavga etmişti. Babam da anneme hiçbir şey anlatmamıştı.
Lembro-me duma noite em que o meu pai foi sozinho a casa dos Shoebridge e discutiu com a minha mãe, porque só voltara às 4 da manhã, mas não lhe quis dizer o que estivera a fazer.
Sabahın 4'ünde seni uyandırdığında sevmezsin ama. Hiç tanımadığın birisi sana bir sürü hap aldığını söyler. Ve silahı vardır.
Você não gostaria se te acordassem às 4 : 00 da manhã... e alguém que você não conhece te dissesse que está drogado... que tem uma arma... e você é o único que pode dizer pra ele... que ele não deve usá-la.
Biliyorum, ama iki aortic aneurism fışkırmasını yakaladım, sabahın 4'ünde, istatistiklerin yapılması gerekiyor.
Eu sei, mas tive duas paragens um aneurisma da aorta rebentou ás 4, teve de ser feito rápido.
Saat sabahın 4'ü efendim.
São 4 hora da manhã, senhor...
Beni sabahın 4 : 00 ünde, bunu söylemek için mi kaldırdın?
Acordas-me às quatro da manhã para me dizeres isto?
Sabahın 4'ü oldu ve sen Jersey'e atacağını söylüyorsun.
São quatro da manhã, e tu queres deixar... o corpo dela em Jersey?
Gözeten yok, minimum ışık ve sabahın 4'üne kadar Dixie.
De graça, luzes no mínimo e temos a Dixie até às 4h00 da manhã.
Saat sabahın 4'ü seni budala!
São quatro horas da manhã, idiota!
Saat sabahın 4'ü.
Menina... são quatro da manhã.
Dediğin gibi bir melekse sabahın 4'ünde onu niye arıyorsun?
Se ela é o anjo de que falas, porque andas a procurá-la às 4h00?
Sabahın 4'ünde Roma'da yalnız bir piskopos!
Um bispo sozinho às 4 da manhã!
Sabahın 4'ünde mi?
- Às 4 horas da manhã?
Binlerce küçük uçağın sabahın 4'ünde vızıldayarak kuşlara güneyin yolunu gösterdiğini düşünebiliyor musun?
Já imaginou, milhares de aviõezinhos... sobrevoando a cidade às 4 h da manhã, indicando uma rota?
Sabahın 4'ünde nasıl bir dostu olduğunu bilirim.
Sei que tipo de amigo ela arranjava às 4 da manhã.
Sabah erken saatte, kasımın dördünde. Avusturya-macaristan başkumandanlığı..... General Badoglio'nun düzenlemelerini kabul etti.
No começo da manhã do 4 de novembro... o capitão geral das forças austro-hungaresas aceitou por rádio... as condições do armistício apresentadas pelo general Badoglio.
Beni sabahın dördünde Uyandıran horozu.
E de quando ele costumava Acordar-me às 4 da manhã
Bu sabah saat 4.00'ten öğleye kadar herhangi bir tutuklama yaptınız mı?
Vocês prenderam alguém hoje entre 4 : OO e meio-dia?
Sabahın üçüne, dördüne dek sokaklarda dolaşmaya başladım.
Ficava vagando pela rua até às 3, 4 horas da manhã.
Yaz aylarında saat 9'da bu oda resmen fırın gibi olur... bu yüzden sabah 5'te ameliyata girerim.
- Estes meses de verão nesta sala ficam como uma fornalha pelas 9 : 00 da manhã... - assim opero as 5 : 00. - Isto quer dizer que levanta as 4 : 00.
Sabahın üçüne ya da dördüne kadar buradayız nasılsa.
Estaremos aqui até às 3 ou 4 da madrugada.
- Biri sabahın dördüne dek uyutmadı.
- Fizeram-me estar acordado até às 4.
Haziran'ın 27'sinde sabah 4 : 30'da öldürüleceğim günü özlüyorum.
Não voltarei à minha cidade... por causa da morte que ocorrerá em 27 de junho, as 4,30 h da manhã.
3 kişi. Belki kötü yaralıyı da sayarsak 4 kişi azaldı. Yarın sabah geri dönüyoruz.
Temos três... talvez quatro mortos e um ferido grave.
Sabahın dördüydü.
Eram 4 da manhã.
Sabahın 4'ü olmalı.
Devem ser umas 4 : 00.
Nihayet geldiğinde, sabah 4 : 00 gibi nefesi içki kokarak ve üstünde bir başka kadının kokusuyla...
E quando ele, finalmente, aparece, lá pelas 4 da manhã... com bafo a uísque e o cheiro de outra mulher no corpo...
Bu sabah 3 ila 4 arası büyüklükte... bir deprem olacağını bildirdiniz.
Previu um sismo... de 3 a 4 graus na escala, para esta manhã.
Ben de aynısını söyledim, sabah 4'de karakoldan gelip uyandırdıklarında.
Isso foi o que disse quando o oficial me acordou hoje ás 4 da manhã.
8 saatlik yolumuz kaldı, sabahın dördünde varırız.
Conduziremos 8 horas, chegaremos às 4 da manhã ao cemitério.
Bayan Gershwitz, Bu yılın 4 Martı sabah saatlerinde neredeydiniz?
Miss Gershwitz, no dia 4 de Março deste ano, de manhã, onde é que estava?
Bölge savcısı, özel kalem müdürü ve idari asistanıyla sabah 4'te buluşacaksın.
O procurador-geral do distrito, o seu assistente executivo e o assistente administrativo vão ter contigo às quatro da manhã.
Sabahın 4'ünde! - İnin aşağıya!
Fora do meu táxi!
Bu davadaki iddianame, her iki sanığın, Stanley Rothenstein ile William Gambini'nin 4 Ocak sabahı, saat 9 : 30'da, beyaz tavanlı, metalik yeşil, üstü açılır
As provas neste caso vão demonstrar que às 9 : 30 da manhã do dia 4 de Janeiro, os arguidos, Stanley Rothenstein e William Gambini, foram vistos a sair do seu
Sabahın dördü olduğunu biliyor musun?
Sabias que são 4 : 00 da manhã?
Pekâlâ. Bir adam geldi. Bayana sabah uçağının dolu olduğunu söylemem için 4000 frank verdi.
Bom apareceu aqui um homem, que me deu 4.000 FF para lhe dizer que o das 9 horas estava cheio.
Sabahın dördünde mekik içinde ne işi varmış?
O que estava a fazer num runabout às 4 : 00 da manhã?
Senin gibi değerli bir adam saat sabahın 04 : 00'ünde çamurla boğuşmamalı.
Um grande homem como você não devia andar pela lama às 4 : 00 h.
Adam işten evine sabahın dördünde geliyor.
Chegar do trabalho às 4 da manhã.
Sabahın dördünde!
4 da manhã!
Sabahın dördünde gözüne ışık dayadığımızı mı?
Que foi interrogado com uma luz na cara às 4 da manhã?
Yine sabah 04 : 00'te mi yattın! ?
Estiveste acordada até às 4 da manhã?
Saat sabahın dördü.
São 4 : 00 da manhã.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]