English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ S ] / Sabah 5

Sabah 5 tradutor Português

716 parallel translation
- Sabah 5 civarı.
- Cerca das 5h.
Bu sabah 5 frank vermek istedi.
Esta manhã ofereceu-me cinco.
Tamam, sabah 5'te burada.
Então encontramo-nos aqui às cinco da manhã.
Cumartesi akşamı buradan kaçtı. Bu sabah 5.00'te döndü.
Ele saiu sábado à tarde e voltou hoje às 5 :
"Çiçek teslimatı. Sabah 5 : 50"
Entrega da florista às 5 : 50.
- Sabah 5'e kadar uyumadım.
- Só consegui dormir às 5!
Yaz aylarında saat 9'da bu oda resmen fırın gibi olur... bu yüzden sabah 5'te ameliyata girerim.
- Estes meses de verão nesta sala ficam como uma fornalha pelas 9 : 00 da manhã... - assim opero as 5 : 00. - Isto quer dizer que levanta as 4 : 00.
Sabah 5'te miydi?
- 5 : 00 horas da manhã?
Sabah 5'te ameliyat yaptık.
- Operaremos as 5 : 00 da manhã.
Saat gece yarısını geçti ve sabah 5'te yine ameliyat var.
- É agora depois da meia noite e operaremos novamente as 5 : 00.
Sabah 5 : 30.
5 : 30 da manhã.
Sabah 5.37.
5h37.
Sizi sabah 5'te kaIdırırım.
Acordo-os ás 5 da manhã.
Pazar, sabah 5. 45.
Domingo, 05.45.
Sabah 5'te kalktım, bir bardak çay yapıp camdan dışarı baktım.
Levantei-me às 5h, fiz um chá, olhei pela janela.
Eminim Bn. Reginald Maudling bu tatsız işlerle uğraşmıyordur. Sabah 5'te kalk çay yap, camdan dışarı bak, sohbet et.
Aposto que a Mrs. Reginald Maudling não precisa de aguentar esta escravidão, levantar-se às 5h, fazer uma chávena de chá, olhar pela janela, conversar.
Bn. Stanley Baldwin sabah 5'te kalkar çıplak elleriyle keklik yakarmış.
Mrs. Stanley Baldwin levantava-se às 5h da manhã para sair e ir apanhar perdizes com as próprias mãos.
Sabah 5'te bizi Mawson Oteli'nden al.
Vens buscar-nos ao Hotel Mawson às 5 : 00 da manhã.
Saat sabah 5, yarışın 13. saati,
São 5 : 00 da manhã. 13 horas de corrida.
Afedersin, Bu sabah 5.00 de uyandım.
Desculpa, acordei às 5 da manhã.
Sabahın beşinde tuhaf tuhaf şakalar.
Piadas às 5 da manhã
Sabah beşe kadar kayıtlara baktık.
Estivemos até às 5 da mnhã com a contabilidade.
O kadar çok ki, bu sabah Beşinci Cadde'de yürürken çok hoş bir şey gördüm ve sizi hatırladım.
De tal modo que, esta manhä, ao descer a 5ª Avenida, vi algo muito bonito que me fez lembrar de si.
Ama yarın sabah erkenden, gemi kıyıya yanaşmadan önce koridorun sonundaki 5 numaralı kamaraya gitmelisin.
Você vai para a cabine 5, o hall.
O kadar da acele etmiştik Angela. Saat 5'e ve akşam 8'den sabah 9'a kadar Savaş Bakanlığı'ndan çıkamadık.
Pena que tivermos que correr.
Sıcaktan kaçınmak için yarın sabah beşte yola çıkacağız.
Partiremos ás 5 h da manhâ para escapar ao calor. Toma...
Neden şelaleler beni buraya sabahın 5'inde getirsinler ki?
Porque haveriam as Cataratas de me arrastar para cá às cinco da manhã?
Neden pazar sabahı 5.00'te basın toplantısı yapılıyor?
Porquê uma entrevista coletiva às 17 : OO de domingo? - Vocês têm que esperar.
Çarşamba sabahı 5 : 00'te, uçağımız havaalanınıza inecek.
Às... 5 : 00 da madrugada de quarta feira, o nosso avião irá aterras aqui.
Sabahın beşinde de çalmaya devam et de, aklını nasıl aldıklarını gör.
Se tocas às 5 da manhã, acontece outra coisa à tua cabeça.
Senin yaşında bir kızın, sabahın beşinde dışarıda olması doğru mu? Ne?
Achas bem andar pelas ruas até às 5 da manhã?
Sabah 05.00 - Sonu olmayan yoklama yerinde toplanma,
5 : 00 da manhã — formatura interminável na praça da chamada.
Sabahın beşine kadar Teksas'la ilgili bir şeyler okudum.
Estive a ler sobre o Texas até às 5 : 00.
Biz her sabah saat beşte kahvemizi içip sohbetimizi ederiz.
Tomamos café e conversamos, todas as manhãs, às 5 : 00.
O sabah daha erken, saat 5 : 00'de... öğleden sonraki yarışa hazırlık olarak...
Mais cedo, naquela manhã ás 5 : 00 horas...
Sabahın beşinde, dışarıda, kimliksiz ne arıyordunuz?
E o que fazia na Madeleine às 5 da manhã sem documentos?
Bu sabah, babam beni saat 5'te uyandırdı ve acele edip giyinmemi söyledi.
Esta manhã, papai me acordou às 5... e mandou eu me vestir depressa. Íamos para um esconderijo.
Adamlar sabah 8 : 30 gibi gelip, akşam 5 : 30 gibi gidiyorlar.
3O e saem às 17 : 3O.
Lukey ve ben sabahın beşinde tarlalara gidiyoruz.
Lukey e eu temos que estar no campo a 5 : 00 da manhã
Her 10 günde 250 km. 5'i sabah, 5'i öğleden sonra.
250 km a 10 por dia. 5 horas de manhã e outras 5 de tarde.
- Yarın sabah, saat 5.07'de.
- Obrigado.
Bağırma alıştırması yapmak için sabahın beşinde telefon mu edilir?
Liga-me depois das 5 da manhã para praticar gritos? Não.
" 22 Ocak sabahı Zulu kralı Cetewayo'nun savaşçıları ile 24. Piyade Taburu 1. Batarya'dan 5 takımla 2.
" Lamento dar parte duma acção desastrosa que ocorreu na manhã de 22 de Janeiro entre os exércitos do Rei Zulu Cetewayo e a nossa Coluna Nº 3, composta por Cinco Companhias do 1 º Batalhão, 24º Regimento de Infantaria,
Sabahın 4 veya 5'ine kadar kalmalısınız
Vocês todos tem que estar de pé às 4 ou 5 da manhã.
Calder'a pazartesi sabahına kadar 5 bin dolar bulacağımızı söylerim.
Vou dizer ao Calder que vamos ter 5000 na segunda de manhã.
Evet beyler, bana izin verirseniz hayvanlar insanlardan erken kalkıyorlar ve ben sabah 05.30'da kliniği açmalıyım.
Agora, cavalheiros, se me perdoam, animais chegam mais cedo que os seres humanos, e tenho que descer às 5 : 30 para abrir a clínica.
Okul kapandıktan sonraki ilk pazartesi... sabah saat 5'te benim evime geleceksiniz.
Vão ter comigo às 5 da manhã do primeiro dia de férias.
Neville, son kocam bay Davisson'ın her sabah saat 5 : 30'ta kalktığını biliyor muydun?
Sabias que o meu falecido marido se levantava sempre às cinco e meia da manhã?
Sabah beşte 30 saniyeliğine yerçekimsiz ortam oluşacak.
Às 5 A. M. haverá 30 segundos de ingravidez.
İşte onu en son burada, Hollywood'un sisli harikalar diyarında görmüştüm. Sabahın 5'iydi.
Aqui no país das maravilhas chamado Hollywood foi onde o vi e falei com ele pela última vez.
Ertesi sabah, yani 5 Haziran günü erken saatlerde bu kararı teyit etmek üzere tekrar toplandılar. Onlara, bir önceki geceye göre bu fasılanın daha belirgin ve iyileşmiş bir vaziyet aldığını söyleyebileceğimize artık daha çok emin olduğumuzu ifade ettiğimde o kasvetli günlerin ardından başkomutanın ve diğerlerinin yüzlerindeki sevinç görülmeye değerdi.
Na manhã seguinte, dia 5 de Junho, eles reuniram-se para confirmar esta decisão e quando disse que estávamos mais confiantes que no dia anterior, que o interlúdio mais calmo viria mesmo, a alegria no rosto do Comandante Supremo e seus comandantes,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]