Sebebi yok tradutor Português
654 parallel translation
- Bir sebebi yok. Sadece bir önsezi.
- Por nenhum motivo, é só um palpite.
Sebebi yok.
Por nada.
Özel bir sebebi yok.
Por nenhuma razão em particular.
Bir sebebi yok.
Porquê? Por razão nenhuma.
- Bir sebebi yok.
- Porque não.
Başka sebebi yok mu?
Não houve outra razão?
... bir sebebi yok. Uyuyamadığım zaman, araba sürerim.
Quando não consigo adormecer, conduzo.
- Sebebi yok.
Por nada.
Sebebi yok ama benden hızlı silah kullanıyormuşsun diyorlar.
Nenhuma desavença! Dizem que você é, mais rápido do que eu.
Bir sebebi yok.
Não tenho razão para isso.
Sebebi yok, Bay Stubb, ben emrediyorum.
Eu não dou razões, Sr. Stubb. Eu dou ordens.
- Bir sebebi yok.
Para fazer alguma coisa.
Belki de sebebi yok.
Talvez sem motivo.
- Özel bir sebebi yok.
- Nenhuma razão especial.
Sebebi yok, sadece hoşlanmadım.
Não há nenhum mal nisso. Apenas não me agrada.
Sebebi yok. Yalnız Philly'de tanıdığım bir kumarbazı getirdi aklıma.
Por nada, só que fez-me pensar num jogador que conheci em Filadélfia.
- Başkaca bir sebebi yok.
- Só por essa razão.
Başka bir sebebi yok.
Não houve outro motivo.
- Sebebi yok.
- Por nada.
Başka bir sebebi yok mu?
Será que não tem outra razão?
Sebebi yok.
Não há razão.
Bize aygıtı vermek için bir sebebi yok, gitmemizi istemek içinse her sebebi var.
Não tem razão para nos dar o aparelho, e todas as razões para nos ver partir.
Bir sebebi yok.
Por nada.
Özel bir sebebi yok.
Bem, nada.
Herkes aynı dertten şikayetçi. Bence hiçbirimizin Maddox'u kasabadan kovmak için geçerli sebebi yok.
Todos têm a mesma queixa... mas ninguém tem uma razão para eu expulsar o Maddox.
Sebebi yok.
Não há nenhuma razão.
Hiç bir sebebi yok.
Por nada.
Bir sebebi yok. 3 kişi öldürüldü, hepsi bu.
Morreram três pessoas, só isso.
- Başka bir sebebi yok.
- Não apenas por isso.
Bunun sebebi yok.
Não há razão nenhuma.
- Bir sebebi yok.
- Por nenhuma razão em especial.
- Sebebi yok.
- Porque sim.
Barton'un yalan söylemek için sebebi yok.
O Barton não tinha razão para mentir.
"Kimse için değil ve sebebi yok" diyebilirsiniz.
Você responde : Ninguém. E para nada.
O zaman Fenton'un bombayı oraya koyması geçerli bir sebebi yok.
Então, há uma boa hipótese de o Fenton não ter posto lá a bomba.
Sebebi yok mu yani?
Não tenho razões para estar?
Özel bir sebebi yok.
Nada de especial.
Aradığımız adam beyaz tenli, 180 cm boylarında polis üniforması giyiyor ve öldürme sebebi yok.
Estamos à procura de um homem de 1,90m de altura, de uniforme... que mata sem motivo aparente.
Bir sebebi yok.
Sem motivo.
- Belli bir sebebi yok.
- Por nada.
- Bir sebebi yok.
- Para nada!
Bana neden öyle bakıyorsun? - Bir sebebi yok.
- Porque me olhas assim?
- Bir sebebi yok.
- Por nada.
Yani, bu yok oluşun sebebi ne?
O que causa a dissolução?
Gelmenin sebebi... beni yok etmek...
Agora está tudo claro... Sei a razão de sua vinda. Veio para me destruir.
Sebebi konusunda bir fikirleri yok mu?
E não fazem ideia do que possa ser?
Yani bunun belli bir sebebi de yok.
Nunca se sabe se ficaremos juntos aqui.
Onun bununla hiç alakası yok, bunun sebebi benim!
A culpa é mina.
Bir sebebi yok.
À toa.
Sebebi yok.
Nada de especial.
Gülmemin sebebi şu : Benim bir işverenim yok, beyefendi.
Desculpe ter-me rido, mas é que não tenho patroa.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yok mu 410
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa o 24
yok etmek 16
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa o 24
yok etmek 16
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65