Sorun var mı tradutor Português
1,607 parallel translation
Başka sorun var mı?
Tens mais perguntas?
- Karında başka sorun var mı? - Morrison boşluğunda bir şey yok.
- Mais alguma coisa no abdómen?
Sorun var mı?
Agora, tens alguma pergunta a fazer?
Görmende bir sorun var mı?
Tem problemas de visão?
Başka sorun var mı? !
Alguma pergunta?
Hiçbir şey. Sorun var mı?
Tem alguma pergunta?
Julia'yla aranızda sorun var mıydı?
- Você e a Julia têm problemas?
Bölümde bir sorun var mıydı?
Houve um problema no departamento?
Sorun var mı? - Hayır.
- Não, foi assustador.
Sorun var mı?
Tens dúvidas?
Başka sorun var mı?
Alguma pergunta?
Bunda bir sorun var mı?
Tem problemas com isso?
- Bilmiyorum. Sorun var mı?
Temos um problema?
Herhangi bir sorun var mı?
Algum problema?
- Sorun var mı?
Pode ser?
Sorun var mı?
Algum problema?
Jake ile Anna arasında sorun var mıydı?
- Jake e Anna tinham problemas?
Sorun var mı?
Está tudo em ordem?
Sorun var mı?
Tens alguma pergunta?
Başka sorun var mı?
Mais alguma pergunta?
- Sorun var mı?
Está bem?
Ama ondan önce, kollarında ya da ayaklarında sorun var mıydı?
Mas antes disso, e quanto aos braços e pernas dela?
Herhangi bir sorun var mıydı?
- Algum problema?
Sorun var mı?
Estamos bem?
NBA tarihinin en büyük oyun kurucusuna başka sorun var mı?
Tens alguma pergunta para o melhor jogador de base da historia da NBA?
Evet tatlım, bir sorun mu var?
Sim querida, tens uma questão?
- Sorun değil. Jake, söylemek istediğin birşey var mı?
- Jake, não tens nada para dizer?
- Anladım, sorun değil. Başka bir şey var mı?
Há mais alguma coisa?
Sorun şu ki, grup toplantım var.
O problema é que eu tenho um outro compromisso.
Sanırım burada bir sorun var.
Penso que haja aqui algum engano.
Ama asıI sorun, şu anda görgü tanığımız ve bunu destekleyen bir kanıtımız var. Ve bunlar bizim düşüncelerimizi yalanlıyor.
Mas temos uma testemunha e uma prova que contradiz tudo o que pensamos.
İşte buradasın. Sanırım telefonunda bir sorun var.
Acho que o teu telefone está com problemas.
Sorun ciddi, ve yardımına ihtiyacım var.
É grave e preciso da tua ajuda.
- Bunu sorun yapan başkası var mı?
- Mais alguém tem problemas aqui?
Sanırım bir sorun var.
- Cheira-me a esturro. ........
Benim için sorun değil. - Kan mı var?
Por mim, tudo bem.
Sokaklarda mal satarken sorun yaşayacaksın. Neyse ki ben varım yanında.
Vai ser difícil conseguires vender nas ruas, mas tens-me a mim.
Bak, çalışmak sorun değil, ama bir planın var mı?
Olha, eu não me importo com o trabalho, mas tens um plano sequer?
Sanırım bu Jensen kardeşler arasında bir sorun var.
Há um problema qualquer com os irmãos Jensen.
Hanımefendi, sizin için de sorun olmazsa,... onları ayrı konuşturup, ne var ne yok bir bakayım isterim.
Senhora, se você não se importa, gostaria de... separá-los e pressioná-los um pouquinho.
Jack, bizim bir sorunumuz var, ciddi ve şahsi bir sorun. Şu anda, bana güvenmene ihtiyacım var tamam mı?
Jack, nós temos um problema e é bastante sério, é pessoal, e agora preciso que confies em mim, está bem?
Ama bir sorun var. 8 dolar açığım var.
Estou com 8 dólares a menos.
- Evet, var. Düşüncem şu ; itibarım mahvoldu çünkü patronumun önünde Şerif'i öptüm. - Anne, sorun değil.
Sim, a minha reputação ficou destruída porque dei um beijo ao xerife em frente à minha patroa.
Telefonların bir şeyi yok. Sadece ağda sorun var. Yeniden programlamam lazım.
Só tenho de o reprogramar e ligá-lo aos satélites antigos.
Pekala, sorun değil, gazeteden tanıdıklarım var.
Pronto, tudo bem. Eu falo com os jornais.
Pekala. Karınızı, Watkins'e bağlayacak... herhangi bir kanıt var mı diye etrafa baksak sorun olur mu?
Podemos dar uma vista de olhos, e ver se há provas que liguem a sua mulher ao Watkins?
Jack, bir sorunumuz var ve bu sorun ciddi... ve de şahsi, ve şu anda, sadece bana güvenmene ihtiyacım var, tamam mı?
Jack, nós temos um problema e é bastante sério, é pessoal, e agora preciso que confies em mim, está bem?
Ancak henüz yüzleşmek zorunda kalmadığımız bir sorun var iklimin inanılmaz bir hızla değişmesi.
Mas aquilo com que ainda não tivemos de lidar foi com um clima que muda a uma velocidade inacreditável.
Bahse varım 1 milyon sorun vardır.
Aposto que tens um milhão de perguntas.
Ve eğer sorun çıkarırsa, ikna kabiliyetim ve mantığım var.
E se ele me der problemas, posso recorrer à persuasão e à razão.
Kadınlarımın arasında sorun mu var?
Problemas entre as minhas mulheres?