English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ U ] / Uzun lafın kısası

Uzun lafın kısası tradutor Português

360 parallel translation
Saygın olmak ve yarı normal bir hayat yaşamanın anlamını sen ne bilirsin ki. Uzun lafın kısası, işi bıraktım.
Walter, tu não sabes o que pode significar ser respeitável e viver uma vida normal, mas garanto-te, gostaria de...
Doktorun yasakladığı tüm şeylerden yemiştim ve sonra şey, uzun lafın kısası şöyle diyeyim, farkına varmadan uykuya daldım.
Comi tudo que o médico proibiu, e então... bem, para encurtar a conversa... diríamos, adormeci sem perceber.
Uzun lafın kısası, o kısımların yeniden yazılmasını istiyorum.
O que eu quero, Sr. Craster, é que a possa... reescrever.
Uzun lafın kısası, karşılıklı olarak birbirimizden neler beklediğimizi bilmeye hakkımız var. Birbirimizi tanımak açısından.
Resumindo, acho que tem o direito de saber o que esperar de mim... e eu, o direito de saber o que esperar de si.
- Evet efendim, uzun lafın kısası.
É melhor, senhor, do que ser importuno.
Uzun lafın kısası, size yardım etmezsem bu işi beceremezsiniz.
Resumindo, quando não vos ajudam, vocês estão perdidos.
Uzun lafın kısası, ortak olmanı istiyoruz.
Resumindo e concluindo, queremos-te como sócio.
Yani uzun lafın kısası, pek çok şeyi bilmiyorsunuz, öyle mi?
Em resumo, não sabe lá muita coisa, não é?
Uzun lafın kısası, sorularınızdan sıkıldım.
Em resumo, estou a ficar farto das suas perguntas.
Uzun lafın kısası, Kaptan, askere aldılar beni.
Em outras palavras, eles me convocaram.
Uzun lafın kısası,
Encurtando uma longa história...
Uzun lafın kısası, dini savaşlardan rahim kanserine kadar dünyadaki tüm kötülükler sizin suçunuz..
Então as únicas coisas que pelas quais não somos responsáveis são granizo, terremotos e a coqueluche!
Uzun lafın kısası birisi, o gece bacağını uzatmak zorunda kaldı.
Eu também. Não é boa noticia, Al?
Uzun lafın kısası ben maskara oldum senin de ecelin geldi. Ben de Poe isminde bir adamın tüm eserleri için olan ödevi bitirene dek okuldan uzaklaştırıldım.
Bem, resumindo e concluindo, sou um alvo de chacota, tu vais morrer e estou suspensa até fazer o trabalho sobre a obra de um tal Poe.
Uzun lafın kısası, zengin bir çift evlilik yıldönümleri için bir plan ayarlamış.
Para resumir, um casal encomendara algo para os anos de casados.
- Uzun lafın kısası, hayır.
- Para resumir, não.
Uzun lafın kısası sen geciktin. Bayan arkadaşını soyunma odasına soktun.
Só porque chegou atrasado e trouxe uma mulher aqui dentro... não faça mais isso.
Hamlete kapı açmak yok. karşılık göremeyince, uzun lafın kısası... Kedere düştü, yemeden içmeden kesildi... ve sonra saflaştı biraz, bu düşüsün sonunda... bu günkü çılgınlığına erişti ve sapıttı.
Disse a ela... que se negasse a recebê-lo e ele, desdenhado, para resumir... caiu na tristeza, no fastio, na instabilidade... e passou à loucura onde agora delira, o que deploramos.
Bu ilanı oğlum vermiş. Ve. Uzun lafın kısası, oğluma hemşire arıyorum.
Receio, menina O'Neil... o meu filho fez este anúncio... resumidamente, preciso duma enfermeira para o meu filho.
- Evet, kesinlikle maliyecileri.. Uzun lafın kısası ; .. şöyle bir temizlenip yatacağım..
- Vou lavar-me e enfiar-me na cama.
Uzun lafın kısası bir makinayı en ince parçasına kadar merakla bir araya getiririm.. ... böylece zihnimi düşünmeye zorlarım. Bu sayede şiirlerimden 115 tanesini sattım.
Em resumo, sou um engenho tão preciso... e tão curiosamente montado... que me confunde pensar... que apenas vendi 115 cópias de meu poema.
Uzun lafın kısası, durumumuz bu.
Podes dizer o que quiseres, mas é isso que somos.
Uzun lafın kısası Dora benim hayatımın kadını ve ben de onun hayatının erkeğiyim, bundan dolayı bu yıl içinde evlenmeye karar verdik.
A Dora é a mulher da minha vida e eu sou o homem da vida dela. Decidimos casar-nos dentro de um ano.
- Uzun lafın kısası kaptan, aramızdaki farklılıkları bir kenara bırakıp yapılması gereken şeylerin üzerine odaklanmamızı istiyor.
- O que interessa é que... o Capitão está disposto a meter de lado todas as diferenças... e a focar-se no que precisa de ser feito.
Uzun lafın kısası... Babama saklanmasını söyledim.
Para encurtar a história, tive de ir dizer ao meu pai para se esconder.
Uzun lafın kısası Bayan Frutt ve Bayan Dole büyük ortaklarını örnek alıyorsa, bu suçlarını hafifletiyor.
Se Miss Frutt e Miss Dole seguiram os passos do sócio principal, isso atenua a ofensa por elas cometida.
Uzun lafın kısası...
Assim, sem mais delongas,...
Uzun lafın kısası içinde sen olduğun sürece her yer benim yuvamdır.
O que realmente interessa é que o meu lar é onde tu estiveres.
Uzun lafın kısası bizim oyunumuz tercih edilmiş.
Em poucas palavras, a nossa peça foi a escolhida.
Uzun lafın kısası, karımın başına...
Encurtando a história, a minha "patroa" foi...
Uzun lafın kısası, indirilen valizlerinin başında dururken Sirella ön kapıyı kazara açık bıraktı.
Resumindo... enquanto ela supervisionava a descarga da bagagem dela, a Sirella deixou a porta da rua acidentalmente aberta.
Yani, uzun lafın kısası sanırım bize hizmet edersen, biz de seni kurtarabiliriz.
Assim, para tornar uma longa história menos longa penso que, se um serviço for prestado, podemos satisfazer as tuas necessidades.
Uzun lafın kısası Dr. Williamson'ın kozmik şekilde işi bitti.
Bem, de uma maneira simples, o Dr. Williamson está cosmicamente lixado.
Uzun lafın kısası, adi bir ruhla bizi öfkelendirdi.
Versão abreviada, ele usou um espírito subalterno qualquer para nos enraivecer.
6inç dışarı, 5inç içeri artık, artık kızgın 1inç'im var uzun lafın kısası :
Pra frente, pra trás Tenho, tenho uma polegada irada Pra abreviar Sim, é mesmo pra abreviar
Uzun lafın kısası, müzik pek rağbet görmüyordu.
Resumindo, a música não era muito de um empate.
Uzun lafın kısası, bu olay kadromuzda bir boşluk yaratıyor.
Isto deixa-nos com uma vaga no nosso quadro.
Evet, uzun lafın kısası, marmelat kazası değildi.
Resumindo, nada teve a ver com compota.
Uzun lafın kısası...
- As ordens são...
- Uzun lafın kısası, evet.
Indo directa à questão, sim.
Uzun lafın kısası, dostum.
É assim, amigo.
- Uzun lafın kısası onu bulamıyoruz, çünkü göremiyoruz.
- Para ir logo ao assunto não o encontramos, porque não conseguimos vê-lo.
Her neyse, uzun lafın kısası, bu olay bana süper bir fikir verdi.
De qualquer maneira, e em história curta, o incidente deu-me uma ideia dos diabos.
Her neyse, "uzun lafın kısası" deyiminin kökeni karışık ve çok saçma.
"Sumário" é uma palavra cujas raízes são complexas e intrincadas.
Uzun lafın kısası, hayır.
Em suma, nem por isso.
Her neyse uzun lafın kısası, bir gün Lenny eroin satma suçundan tutuklandı.
Até que um dia o Lenny foi preso por tráfico de heroína.
Uzun lafın kısası.
Vou abreviar.
Uzun lafın kısası David Kendall kendi misinasını kullanarak Valdez adındaki kızı bağlamış ve artık bunu gösteren delilimiz var.
O que importa é que David Kendall amarrou a rapariga com esta corda e agora temos provas periciais.
- Uzun lafın kısası...
- Em linguagem popular...
Uzun lafın kısası, aptallık etti.
Falei com a Susan sobre esta história de ser fiel a tias mortas, e, para ir directo ao assunto, ela estava a ser parva.
Uzun lafın kısası ;
Resumindo?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]