Vaktin var mı tradutor Português
665 parallel translation
- Vaktin var mı?
- Tens um minuto?
Yarın hiç boş vaktin var mı?
Tens tempo livre, amanhã?
Bira içecek vaktin var mı?
Tem tempo para uma cerveja?
satranç için vaktin var mı?
Tem tempo para uma partida?
- Şimdi vaktin var mı?
- Quando tens tempo? Agora?
Vaktin var mı?
Tem um minuto?
Vaktin var mı bebeğim?
Tens horas, querida?
Uzun bir hikaye dinlemeye vaktin var mı çavuş?
Tem tempo para uma longa história, Sargento?
- Vaktin var mı? - Tabii.
- Tem tempo livre?
Vaktin var mı?
Tens um minuto?
Bazı yerleri değiştirmeye vaktin var mı?
- Tem tempo para fazer alterações?
Seni arayabilirim. Boş vaktin var mı?
Posso telefonar-te, se tiveres tempo livre?
Kahve içecek vaktin var mı?
Hey, tens tempo para um café?
Vaktin var mı?
- Estás com tempo?
- Biraz vaktin var mı?
Queres mais?
Son bir el için vaktin var mı? Evet hadi.
- Tem tempo para mais uma mão?
Mike, bir dakika vaktin var mı?
Mike, tem um minuto?
- Sahi mi? İçki içmeye vaktin var mı?
- Tens tempo para beber qualquer coisa?
Bir sorunum var, biraz konuşacak vaktin var mı?
- Tenho um problema. Podemos falar?
- Neyse, o kadar da önemli değil. Bir dakika. Vaktin var mı?
Se tiveres alguns minutos livres...
Selam şirin şey. Vaktin var mı? Senin için yok, yosma!
Só aguento isto porque ponho a TV pequena na almofada ao lado dela para eu poder ver Get Smart.
Modern polisi eylem halinde görmeye ayıracak vaktin var mı?
Tem um momento para ver trabalho policial moderno?
Vaktin var mı? Bir şeyler duydum. İşimize yarayabileceğini düşünüyorum.
Ouvi uma coisa que pode trazer-nos dividendos.
Özür dilerim Wyatt, vaktin var mı? Lütfen, beni dinler misin?
Wyatt, posso falar-lhe?
Ryan, bir dakika vaktin var mı?
Ryan, tens um minuto?
Biraz vaktin var mı?
Tem um minuto?
- Bana yardım etmeye vaktin var mı?
- Tens tempo para me dar uma mãozinha?
Vaktin var mı?
Você tem tempo?
Yemeğe vaktin var mı?
Temos tempo para o lanche?
Mark, kahveye vaktin var mı?
- Mark, tens tempo para um café?
Biraz vaktin var mı? Daha kişisel bir mesele konusunda konuşacaktım.
Tem um momento para outro assunto, comandante. um assunto pessoal?
- Öğleden sonra vaktin var mı? - Neden, sonunda kendini hazır hissediyor musun?
Finalmente apetece-te, Lenny?
Merhaba. Biraz vaktin var mı?
Tens um segundo?
- Vaktin var mı?
- Tens um segundo?
- Biraz vaktin var mı?
Tens um minuto?
- Jim, biraz vaktin var mı?
- Dispões de um minuto?
Yemekten önce bir oyun için vaktin var mı?
Tem tempo para um jogo antes de jantar?
- Biraz vaktin var mı?
- Tens um segundo?
Vaktin var mı?
Tens um segundo?
- Carter, vaktin var mı?
- Carter, tens um minuto?
Felix, vaktin var mı?
- Tens um segundo?
Haydi evladım, hazırlan, vaktin gelmesine on dakika var!
Anda filho, te lave os pés! Faltam dez minutos para a hora!
Perşembe üçte satranç için vaktin var mı?
Quinta-feira, dia 15?
Biraz vaktin var mı?
Queres mais?
Seni yiyip bitirmeden önce hala biraz vaktin var. Zincirlerini kırman lazım.
Ainda tens tempo até seres consumido, mas tens de quebrar o teu ciclo.
Hey, Lise, biraz vaktin var mı? Yeah?
Lise, dá-me um bocadinho do teu tempo.
Vaktin var mı?
Aí está capitão!
Onları elimden geldiğince oyalayacağım, sanırım en azından 24 saat vaktin var.
Vou tentar atrasa-los o máximo que puder, mas penso que terá pelo menos 24 horas.
Bir erkek ya da kız arkadaşın var mı, bilmiyorum ama, eğer biraz boş vaktin varsa düşündüm de, belki bir akşam yemeği yiyebiliriz.
Não sei se tens namorado. Ou namorada... Mas se tens tempo livre, pensei que podíamos...
- Biraz vaktin var mı? - Tabii var.
- Tens um segundo?
- Vaktin var mı?
Olá, Sr. Walker. Preciso de falar contigo.