Çalişmak tradutor Português
80 parallel translation
BÜTÜN GÜN BOYUNCA ÇALIŞMAK BART'I SIKICI BİRİ YAPAR
SÓ TRABALHO SEM BRINCADEIRA FAZ DO BART UMA SECA
Hey, artik çalişmak zorunda değilsin.
Ei, voce não vai mais precisar trabalhar
ACI İÇİNDE ÇALIŞMAK
Trabalhar através da dor.
- Sana söylemiştim.Tüm gün çalişmak zorunda kalacağim. - Nora, anliyorum.
- Vou ter de trabalhar, hoje...
Istersen, seninle üzerinde calïsmak isterim.
Queria trabalhar convosco nisso, se possível.
Benimle çalismak istiyor musun?
Queres fazer isto comigo?
He ondan! Bir bok bildigin yok senin. "Riggan somson'la çalismak bir maymunla dans etmek gibi" demek?
"Trabalhar com o Riggan Thomson é como dançar a valsa com um macaco"?
Forbes makalesi yüzünden. Hepsi sizin için çalismak istiyor. Ne dedim ben?
É o artigo na Forbes, eles todos querem trabalhar para si.
Tanri bilir bir daha çalismak zorunda kalmayacaksin.
Não terá que trabalhar novamente.
Fark ettik ki yurtdisinda çalismak, Rugrat'e oradan emir vermek, daha güvenli.
Estaríamos mais seguros a trabalhar fora do país, a dar ordens a Rugrat
"Eyalet polisini ilgilendiren cezai vakalarda eyalet hukuk bürosuyla çalismak." Burada bahsedilmeyen...
" Trabalhar com agentes estaduais em todas as questöes penais...
Ben çalismak zorundayim ve ne yazik ki sen vaktini fuzuli harcama sanatinda ustasin.
Tenho de trabalhar e, infelizmente, tu és o maior a desperdiçar tempo.
- Çalismak istemiyorsan, tamam!
- Não queres trabalhar, óptimo!
Bu, aptal mankenlerle çalismak gibi birsey.
Parece que estou a trabalhar com uma concorrente de O Preço Certo.
Kimin yalanci kimin dürüst oldugunu... anlamaya çalismak nasildir bilirsin.
Sabe como é, tentar separar os mentirosos dos homens honestos.
Seninle çok uzun zaman çalismak isterim.
Anseio trabalhar contigo por muito tempo.
"Çalismak bana müsis bir doyum vermisti".
Houve uma modificação que me deu uma intensa satisfação.
Bir cesedi tek parca halinde kaldirmaya calismak her zaman sorundur.
Terão sempre problemas a levantar um corpo inteiro.
Goz cikarmaya calismak yok.
Nada de merdas ou agressões aos olhos.
SiZiN ALTINIZDA CALISMAK MI?
Ficar sob as suas ordens?
Benim için çalismak istedigini mi söylemistin?
Então, diz que quer trabalhar para mim?
Lucy, bu adamla çalismak senin seçimindi.
Quiseste trabalhar para esse homem.
Senden alinani geri kazanmaya çalismak, aslinda senden daha fazla sey götürüyor.
Bom, todo o tempo que gastas a tentar recuperar aquilo que te foi roubado, mais irá saindo porta fora.
Calismak istiyor musun?
Queres safar-te?
Bir kadina calismak nasil bir duygu?
Como é, trabalhar para uma mulher?
Müzik. Hem yazin çalismak zorunda kalmiyorumda.
Pela música, por um trabalho de verão.
Kalan yakita uçak için ihtiyacimiz var bu yüzden gündüz çalismak zorundayiz.
Precisaremos do combustível todo para o avião, por isso temos de trabalhar de dia.
Raporlar askeri bilim adamlarinin robot fabrikasinda calismak icin kacirildiklarini soyluyor.
Relatórios indicam que cientistas militares estão a ser raptados para trabalharem em fábricas de robôs.
Umm Lauren dün sorun oldugumu biliyorum ama sadece..... seninle çalismak güzeldi.Bilirsin sen bana söylemem gereken seyi söylüyordun, bende tekrarliyordum.
Lauren, sei que ontem provoquei um problema. Mas quero dizer, foi bom trabalharmos juntos. Tu a sussurrares ao meu ouvido, eu a dizer as palavras.
Evliligimiz uzerinde calismak icin ayrildik.
Separámo-nos para resolver o casamento e agora ele está com outra mulher?
Okyanusun ortasinda teknesiz kalmisken çapayi kurtarmaya çalismak gibi bir sey bu.
É como salvar uma âncora, sem barco, no meio do oceano.
- Bu adamla çalismak zorundaysam, sen de kalmalisin.
Se tenho que tratar deste homem, então tu também. Porquê?
John Seever'in yaninda çalismak için Columbia'dan sonra gitmistim.
Mudei-me para lá depois de Columbia, para estudar sob a alçada de John Seever.
Benim icin bir suru baska olasiliktan bahsediyorlardi. Ama dogrusunu istersen, Artik calismak istemiyorum.
Falaram-me de um leque de possibilidades, mas, sinceramente acho que não quero trabalhar mais.
Aslinda, çalismak için basvurmustum.
Na verdade, queria um formulário para emprego.
Diyorum ki, bu devirde senin gibi bir profesyonelle calismak buyuk bir sans.
Digo-te... que diferença daqueles shows baratos é trabalhar com uma profissional.
1850'li yillarda Cinli gocmenler calismak icin topraklarimiza geldiler.
No final da década de 1850 centenas de imigrantes chineses... vieram para nossas terras ajudar a trabalhar as posses.
bugun odev icin calismak zorundayim siz soyleseniz bir kelime.
Tenho uma boa palavra para o exercício, mas não direi ela.
nasil oluyorda... tanimadigin bir adamla icip sarhos olup yatmak ve aski bulmaya calismak mantikli oluyor?
Por quê... ficar bêbeda e dormir com um homem que você nem conhece... como uma forma de encontrar amor?
Dr. Torres, Dr. Sloan bu sabah hemsire Kate'le çalismak istiyor.
Dra. Torres, o Dr. Sloan gostaria de utilizar a enfermeira Kate esta manhã.
Bu gece calismak istediginden emin misin?
Tens a certeza que queres trabalhar esta noite?
Cok calismak ancak terletir.
Trabalho hárdo faz suar.
Cok calismak kismetini acar.
Trabalho hárduo trará sorte.
Tuco'yla calismak isteyen sendin.
Eras tu que querias trabalhar com o Tuco.
Gorunuse gore birileri seninle calismak istemis.
Bem, parece que alguém quer trabalhar à volta disso.
insanlara Doyle Dane Bernbach'te çalistiginizi söyleyince, size altin bulmus gibi bakarlardi. Orasi'çalisilacak'yerdi ve orada çalismak büyük bir onurdu. Sanki Mao gibi olaganüstü güçlü biri için çalismak gibiydi.
Incluindo o tipo da produção, e o que atendia o telefone e nomearam-me Directora de Cópia os mesmos óculos, vê?
Bence rekabeti seven herkesin içinde bir seyleri ispatlama çabasi vardir. Ben babama mi, yoksa Jay Chiat'a mi kanitlamaya çalisiyorum, bilmiyorum. Ama is konusunda hirsli ve tutkulu davranacaksiniz, en azindan bunu itaatkâr biçimde uygulamak yerine, daha asi bir yolla yapmaya çalismak zorundasiniz.
Creio que qualquer pessoa verdadeiramente competitiva é conduzida por ter que demonstrar algo seja ao meu pai ou a Jay Chiat mas se queres transmitir paixão intensa pelo negócio creio que quase tens que atacar de uma forma rebelde em oposição a uma forma mais ordeira
hem devleri haklayan ufaklik olmaya çalismak daha eglenceli degil mi?
Não é mais divertido, tentar ser o pequeno a dar um pontapé no rabo do grande?
Bilirsin, Sen calismak icin kullanilan bir cihazsin.
Sabes, tu és um imbecil para se trabalhar.
Kursunkalemle bulmaca çözmek agzin bantliyken bagirmaya çalismak gibi.
Fazer palavras cruzadas com um lápis é como gritar com a boca tapada.
Seninle Washington'da yüz yüze çalismak için sabirsizlaniyorum.
Espero poder trabalhar directamente consigo aqui em Washington.
çalışmak 46
çalışmak mı 35
çalışıyorum 310
çalışma 18
çalışıyor 250
çalışıyorsun 24
çalış 161
çalıştım 51
çalışıyordum 70
çalışmıyor 158
çalışmak mı 35
çalışıyorum 310
çalışma 18
çalışıyor 250
çalışıyorsun 24
çalış 161
çalıştım 51
çalışıyordum 70
çalışmıyor 158
çalıştı 29
çalışıyoruz 40
çalışıyor musun 55
çalışacağım 46
çalıştır 90
çalışkan 20
çalışmaya 17
çalışırım 44
çalışın 67
çalışmaya devam 20
çalışıyoruz 40
çalışıyor musun 55
çalışacağım 46
çalıştır 90
çalışkan 20
çalışmaya 17
çalışırım 44
çalışın 67
çalışmaya devam 20