Çalısıyorsun tradutor Português
14,600 parallel translation
Beni sinirlendirmeye çalışıyorsun.
Estás a tentar irritar-me.
Soruşturmalarının pençeleri etrafımı sarmışken beni sahte bir güven duygusuyla uyuşturmaya çalışıyorsun değil mi?
Estás a tentar atrair-me para um falso sentido de segurança enquanto as garras da tua investigação se fecham sobre mim?
Ben artık burada çalışmıyorum, sen çalışıyorsun ama.
Eu já não trabalho aqui. Tu é que trabalhas.
Of Boyle, ne demeye çalışıyorsun bana?
O que queres que diga, Boyle?
Kim adına çalışıyorsun?
Para quem trabalhas?
İyi bir erkek arkadaş olmaya çalışıyorsun biliyorum ki bu yüzden senin hatan değil. Ama Kevin Paris'te.
Sei que queres ser um namorado fixe, mais uma razão para não ser culpa tua, mas o Kevin está em Paris.
Ne demeye çalışıyorsun?
O que queres dizer?
Kimin için çalışıyorsun?
Para quem trabalha?
Dosyasız mı çalışıyorsun?
- Estão sem ficheiros?
İnşaat firmasında çalışıyorsun diye biliyordum seni.
- Pensei que trabalhavas num banco.
Çok fazla çalışıyorsun.
Andas a trabalhar demais.
Kuaförüm olmaya mı çalışıyorsun?
Está tentando ser meu cabeleireiro?
Tam olarak ne demeye çalışıyorsun?
O que estás a querer dizer?
Anlaşmaya mı çalışıyorsun?
Queres assinar por eles?
- Sen ona çalışıyorsun değil mi?
- Trabalhavas para ela, não era?
Evet, ne yapmaya çalışıyorsun? Filmlerde rol almama engel olmaya mı?
Pois, o que estás tu a tentar, impedir-me de entrar em filmes?
- Bütün sene burada mı çalışıyorsun?
- Trabalha aqui o ano todo?
Kiminle çalışıyorsun?
Para quem é que trabalha?
O radar gibi gözlerinle beni kandırmaya çalışıyorsun.
Estás apenas a tentar seduzir-me com esses teus olhos de radar.
Bir dava mı oluşturmaya çalışıyorsun?
Estás a tentar fazer um caso?
Ders sırasında uyanık kalmaya çalışıyorsun, değil mi?
A tentar não dormir nas aulas, certo?
Bizi sikmeye mi çalışıyorsun?
Quer lixar-nos?
- Burada ne kadardır çalışıyorsun, Alice?
Há quanto tempo trabalhas aqui, Alice? Eu estudei aqui.
Sözleşme hukukuna yeniden çalışıyorsun, değil mi?
Andou a rever o seu contrato, não foi?
Gaz lambalarıyla çalışıyorsun saatler boyunca 10 punto yazılarla debeleniyorsun.
- Trabalha à luz de uma lanterna, a olhar para letra de tamanho 10 hora após hora.
- Nerde çalışıyorsun?
Onde trabalhas?
Bir şeyleri çözmeye çalışıyorsun herhalde.
Presumo que tenhas uma teoria.
Ne demeye çalışıyorsun yani?
Então o que estás a dizer?
Ne zamandan beri Kontes'le çalışıyorsun?
Desde quando trabalhas com a Condessa?
Bana kendini acındırmaya mı çalışıyorsun?
Estás a tentar que tenha pena de ti?
Sence dünyaya açılacak cesaretim olmasaydı o genç adamlar evime gelip çalışırlar mıydı sanıyorsun?
Achas que aqueles jovens trabalhariam na minha casa se eu não tivesse tido coragem de os abordar?
- Burada çalışıyorsun öyle mi?
- É aqui que trabalha?
Onun için mi çalışıyorsun?
Trabalhas para ela?
Ne demeye çalışıyorsun Morgan?
O que devia entender, Morgan?
Doktor beni korkutmaya mı çalışıyorsun?
Porque estás a tentar assustar-me?
- Onlar için çalışıyorsun, değil mi?
Trabalha para eles, não trabalha? Sim.
Hey, diğerini de kırmaya mı çalışıyorsun?
Vais tentar partir o outro?
Dava üzerinde çalışıyorsun, onu müşterin gibi görüyorsun, kimin yönettiği umurunda değil.
Se estás a trabalhar num caso, considera-o teu cliente, não importa quem seja o ( a ) responsável.
Ne demeye çalışıyorsun?
Onde queres chegar?
Benim için çalışmıyorsun, benimle birlikte çalışıyorsun.
Não trabalhas para mim, trabalhas comigo.
Bir iletişim şirketinde resmî işler departmanında çalışıyorsun.
Trabalhas com assuntos governamentais e comunicações.
Şimdi mi çalışıyorsun?
Agora?
Yolda ne yapmaya çalışıyorsun böyle?
O que estás a tentar fazer aí na estrada?
- Kalite Kontrol için mi çalışıyorsun?
- Trabalhas para eles?
Sadakatine saygım sonsuz ama çok sıkı çalışıyorsun.
Respeito o seu empenho, mas acho que tem trabalhado demasiado.
- Saatlerce aralıksız çalışıyorsun.
- Demasiadas horas.
- Jüri görevinden kaçmaya mı çalışıyorsun?
- A tentar livrar-se do serviço de jurados? - Desculpe?
Benim anayasada yer alan komik olma hakkımı kaldırmaya mı çalışıyorsun?
Estás a tentar tirar-me o meu direito constitucional de ser hilariante?
Benim için değil, benimle birlikte çalışıyorsun.
Não trabalhas para mim, trabalhas comigo.
Kim için çalışıyorsun?
Para quem trabalhas?
- Kiminle çalışıyorsun?
- Com quem está a trabalhar?
çalışıyorsun 24
çalışıyorum 310
çalışma 18
çalışıyor 250
çalışmak 46
çalış 161
çalıştım 51
çalışmıyor 158
çalışıyordum 70
çalıştı 29
çalışıyorum 310
çalışma 18
çalışıyor 250
çalışmak 46
çalış 161
çalıştım 51
çalışmıyor 158
çalışıyordum 70
çalıştı 29
çalışıyor musun 55
çalışıyoruz 40
çalışacağım 46
çalıştır 90
çalışkan 20
çalışmaya 17
çalışırım 44
çalışın 67
çalışmaya devam 20
çalışmıyorum 33
çalışıyoruz 40
çalışacağım 46
çalıştır 90
çalışkan 20
çalışmaya 17
çalışırım 44
çalışın 67
çalışmaya devam 20
çalışmıyorum 33