Çok geçmeden tradutor Português
791 parallel translation
Sonra çok geçmeden ünlü oldum.
Depois tornei-me famosa depressa.
Çok geçmeden Londra'ya varmış oluruz.
Não tarda estaremos em Londres.
Çok geçmeden bu adamın çok konuştuğunu öğrendik.
Logo soubemos que tinha falado muito.
Çok geçmeden her sabah bayrağı izleyen başka birinin daha olduğunu keşfettim. Onun için o görüntü bir tür kutsama veya dini ayin gibi bir şeydi herhalde.
Em breve descobri que havia outro... que todas as manhãs olhava para a bandeira... e ao vê-la parecia que tinha acabado de receber uma bênção, um sacramento.
Çok geçmeden diğerleri gibi delirecek.
Não tarda está maluco, como todos os outros.
Çok geçmeden Büro, elçiligin Birleşik Devletlerde yìkìcì faaliyetlere para saglamak için kullanìldìgìnì keşfetti.
O FBI não tardou a descobrir que a embaixada era usada para dispersar dinheiro para actividades subversivas nos EUA.
Çok geçmeden herşeyi anladım.
Depressa descobri.
Mutti'ye çok geçmeden evde olacağımı söyle!
Diz à Mutti que já chego! Adeus, velhote...
Ve çok geçmeden orada olacak.
E vai lá estar à nossa espera.
Büyük bir maden şirketinin memuru elinde burada hakkımız olmadığını gösteren kağıtlarla çok geçmeden buraya damlar.
Vinha logo alguém de uma empresa mineira, com um papel na mão, a dizer que não podíamos estar aqui.
Çok geçmeden yaşlı şef Colorado'dan iki ya da üç... genç Apache kiraladık.
pouco tempo depois, contratamos 2 ou 3 jovens apaches... do velho chefe Colorado.
Half Pint'e ön kapıyı tutmasını söyledim, çok geçmeden o geri döner.
Já disse ao Pint para cobrir a porta da frente assim que voltar.
Korkarım Bay DeWitt çok geçmeden beni sıkıcı bulacaktır.
Receio que o Sr. DeWitt se aborreça.
Bu atın ona binmeye kalkan herkesi öldüreceğini çok geçmeden anlasan iyi olur yoksa öldürdüğü sen olacaksın
Depressa irá descobrir que aquele cavalo matará qualquer um que o tente montar... - o melhor é deixá-lo ir.
- Aşkım... Çok geçmeden onca yıllın hatıralarını sildin, onca acımasız yılın.
Num só momento apagaste a recordação de tantos anos... de tantos anos muito cruéis.
O gidince, Peter çok geçmeden bu kara sevdasını unutacak.
Sem ela, o Peter rapidamente esquecerá esta louca insensatez...
Çok geçmeden anladım ki, yokluğumda bir sürü şey olmuş.
Em breve descobri que muito se passara na minha ausência.
O'Mara ve ben küçük bir yolculuk yapacağız, ama çok geçmeden birimiz geri dönecek.
E não queremos que ninguém atrapalhe.
Çıktıktan sonra da, girmeden önceki yaşadığım hayatı yaşarsam büyük ihtimalle çok geçmeden tekrar müptela olacağımı söyledi.
Disse-me que se ao sair continuasse a viver como antes... com certeza que em pouco tempo estaria pior que anteriormente.
Çok geçmeden kötü adamlar geri gelmiş.
Pouco tempo depois, os homens maus voltaram e...
Fakat çok geçmeden deniz kabardı.
Mas cedo o mar se revolta.
Çok geçmeden, ta yukarılarda, kısrak kuyruğu boyunda minik bir bulut belirdi.
Em breve, lá em cima, há uma pequenina nuvem do tamanho de um rabo de égua.
Çok geçmeden rahat nefes almaya başlarsınız.
E muito em breve, respira suave novamente.
Çok geçmeden bir gün, geleceğim, eminim.
- Tenho a certeza de que regressarei.
Çok geçmeden, taban sallanır ve sonra da tavan çöker.
Bem cedo, o pedestal balança. E depois desmorona.
Boşluk duygusu ve üzüntü ile ezilmiştim, ama çok geçmeden düşlerimden, bana sürekli tekrarlayarak bir şeyler soran genç bir kızın sesi ile uyandım.
Um sentimento de vazio e tristeza invadiu meu coração. mas logo fui despertado de minhas meditações pela voz de uma jovem que me perguntava algo insistentemente.
Soğuktan titriyordu ; ama titremesinin kendisini ısıtacağını ve çok geçmeden kürek çekiyor olacağını da biliyordu.
Ele tremia com o frio da manhã... mas ele sabia que seria apenas até se | aquecer, pois em breve estaria a remar.
Rigel yıldızının adını bilmiyordu ; ama onu gördü ve çok geçmeden gökyüzünün çok uzaklardaki dostlarıyla dolacağını biliyordu.
Ele não sabia o nome de Rigel, | mas ele viu-a... e sabia que logo sairiam, | e ele teria os seus amigos distantes.
Çok geçmeden, bankaların nasıl soyulacağını öğrendi.
A seguir aprendeu como assaltar um banco.
Çok geçmeden motorları çalıştırmak zorunda kalacağız.
Temos de pôr o motor a trabalhar.
Ama çok geçmeden param bitti ve bırakmak zorunda kaldım. Çünkü parasız üniversitemiz yoktu.
E quando o dinheiro acabou, fui obrigado a desistir, porque não temos universidade gratuita aqui.
Çok geçmeden başka bir tanesi gelir.
Haverá outro daqui algum tempo.
Çok geçmeden onu unutursunuz.
Trabalhe muito, e logo você a esquecerá.
Çok geçmeden annem... Paris'e gitmek için bir gece yola çıkmam gerektiğini söylüyor.
Pouco tempo depois a minha mãe diz-me que eu tenho de partir para Paris durante a noite.
Çok geçmeden hava daha ısınıp plaj kalabalıklaştığında bu amaç için daha fazla ihtiyacı kalmadı bana.
Em breve, quando o tempo aqueceu e a praia estava cheia jà näo precisava de mim para esse efeito.
Çok geçmeden de senli benli olmuş. "Seni korkunç derecede seviyorum."
Brevemente, passou ao tratamento por tu : "amo-te loucamente".
Çok geçmeden faize para yatırmaya da başlarsın!
Em breve, estará a emprestar dinheiro a juros.
Çok geçmeden gözyaşlarına dönüşecek olan memnuniyet hissiyle doluyduk... ta ki deniz üzerimize kapanıncaya kadar. "
E nossa alegria se transforma rapidamente em pranto, até que o mar se feche sobre nós. "
Çok geçmeden balıklara yem oluruz.
Antes ir para o mar, num cesto de peixe!
Demek istediğim, çok geçmeden hava araması başlayacaktır.
Suponho que não demorarão em fazer uma busca aérea.
Çok geçmeden burda da olurlar.
Talvez não tarde muito para chegarem aqui.
Çok geçmeden düet bir trio olur
E o dueto logo Se converteu num trio
Çok geçmeden o sürüyü kesip yerler.
Em breve estarão a matar e a comer aquele gado.
Çok geçmeden, toplamakla kalmayıp bulaşıkları da yıkamaya başladılar.
Pouco depois, não só o apanhavam, como já lavavam os pratos.
Çok geçmeden insanoğlunun milyonlarca yılda erişebileceği noktada olacağız.
Em breve, estaremos num estágio onde a raça humana vai precisar de milhões de anos para atingir.
Çok geçmeden seninle uğraşmaktan vazgeçerler. Her şey ilk baştaki gibi olur.
Daqui a pouco, já ninguém se lembra do caso, e volta tudo a ser como dantes.
onu öyle severiz ki koşarak geri döneriz... o parayı verir, biz de düdüğü çalarız... şimdilik hoşçakal çok geçmeden döneriz... güle güle, fazla gecikmeyin ne de olsa sizleri özlerim... sizi seviyorum güle güle diyorum, elveda değil... fazla oyalanmayın, hemen dönün size bir bakayım, Tanrı sizi korusun... söylediklerimi sakın unutmayın hemen dönün... gidin, ama çabuk dönün gidin ve çok şeyle dönün... para dolu cüzdanlar getirin boş şeylerle uğraşmayın... işi çabuk bitirip hemen geri dönün dolgun cüzdanları alın, boşları değil... bugün zengin olalım, çabuk dönün... cebimize altın bir saat girecek saat başı bizi uyaracak...
gostamos tanto dele que voltaremos depressa ele paga ao gaiteiro e a música é nossa adeusinho, até mais ver, não nos vamos demorar adeusinho e não demorem já sinto saudades vossas como gosto de vocês digo adeusinho e não adeus não demorem, voltem depressa quero vê-los outra vez recordem esta canção e voltem depressa vão e voltem depressa voltem com os bolsos cheios carteiras recheadas, não queremos lixarada façam o trabalho depressa e tragam carteiras cheias enriqueçam esta tarde e voltem depressa temos um relógio de ouro que nos dá as horas certas
- Londra Kulesi'nden mücevherler... polisten uzak dururuz onlar bizim dilimizi konuşmaz... hoşçakal, görüşürüz çok geçmeden döneceğiz... güle güle, hemen dönün ne de olsa sizleri özlerim... sizi seviyorum, güle güle diyorum, elveda değil... fazla gecikmeyin, hemen dönün size bir bakayım, Tanrı sizi korusun... söylediklerimi sakın unutmayın çabuk dönün... uzaklardayken bile bu şarkı kulaklarımızda olacak... hoşçakal, görüşürüz çok geçmeden döneriz... hoşçakal, görüşürüz çok geçmeden döneriz... hoşçakal, görüşürüz çok geçmeden döneriz... hoşçakalın, fazla gecikmeyin ne de olsa sizleri özlerim... sizi seviyorum, güle güle diyorum, elveda değil... uzaklardayken bile bu şarkı kulaklarımızda olacak... hoşçakal, görüşürüz çok geçmeden döneriz...
como gosto de vocês digo adeusinho e não adeus não demorem, voltem depressa quero vê-los outra vez recordem esta canção e voltem depressa e quando estivermos longe ouviremos a canção adeusinho, até mais ver, não nos vamos demorar adeusinho, até mais ver, não nos vamos demorar adeusinho, até mais ver, não nos vamos demorar adeusinho, não demorem já começo a ter saudades como gosto de vocês digo adeusinho e não adeus e quando estivermos longe ouviremos a canção adeusinho, até mais ver, não nos vamos demorar.
Mantua'ya. sürgündeki kaçağın yanına. öyle birini gönderirim ki ona daha hiç tatmadığı bir şey tattırır. çok geçmeden o da Tybalt'a eşlik eder.
Vou mandar pedir a alguém de Mântua, onde o renegado vive, que lhe dê um veneno tão forte que, em breve, fará companhia ao Tebaldo.
İlk modelin şerefine içelim! Çok geçmeden müziğini duyacağımız umuduyla!
Ao primeiro modelo, na esperança que em breve ouçamos a sua música.
Çok geçmeden bir tane daha olacak.
Poderá haverá outro mais.
çok güzelsin 532
çok güzelsiniz 65
çok güzel görünüyorsun 197
çok güzel olmuş 52
çok güzel 5114
çok güzel olmuşsun 16
çok güzel bir kız 66
çok güzel görünüyor 60
çok güzel bir gün 43
çok güzel bir kadın 44
çok güzelsiniz 65
çok güzel görünüyorsun 197
çok güzel olmuş 52
çok güzel 5114
çok güzel olmuşsun 16
çok güzel bir kız 66
çok güzel görünüyor 60
çok güzel bir gün 43
çok güzel bir kadın 44
çok güzel olur 30
çok güzel bir şey 32
çok güzel oldu 36
çok güzel görünüyorsunuz 21
çok güzel bir yer 50
çok güzel bir gece 22
çok güzel kokuyor 49
çok güzel olacak 59
çok güzel olurdu 19
çok güzeldi 424
çok güzel bir şey 32
çok güzel oldu 36
çok güzel görünüyorsunuz 21
çok güzel bir yer 50
çok güzel bir gece 22
çok güzel kokuyor 49
çok güzel olacak 59
çok güzel olurdu 19
çok güzeldi 424