Çok gürültülü tradutor Português
340 parallel translation
Burası çok gürültülü.
É justo, há demasiado barulho.
Filmler çok gürültülü.
Imagens e barulho.
Ortalık çok gürültülü.
Hoje está tudo barulhento lá fora.
Çok gürültülü, değil mi.
Decerto chama a atenção.
Burası çok gürültülü. Sen ne demiştin?
Está muito barulho aqui dentro.
burası çok gürültülü
Isto aqui é muito barulhento.
Çok gürültülü. Pencereyi kapatacağım.
Está muito barulho.
Burası çok gürültülü, çok fazla insan var.
Aqui tem muita gente, muito barulho.
Çok gürültülü!
Muito barulhenta!
Seni duyamıyorum burası çok gürültülü.
Não ouço nada. Está uma loucura aqui.
Burası çok gürültülü.
Aquilo é de mais para mim.
Bir gün, çok gürültülü bir hayvan hızla Xi'nin yattığı yerden geçti.
Um dia, um animal muito barulhento passou por Xi, enquanto dormia.
Çok gürültülü.
É barulhento.
- Bayan McGee, çok gürültülü.
- Miss McGee, é um som estridente.
- Hayır, benim için çok gürültülü ve kavgalı.
- Não, é muito fatela para mim.
Burası çok gürültülü.
. Que barulheira.
Şehrin kirli, kalabalık ve çok gürültülü olduğu doğru ve ortalık suratına bakmak yerine basmak isteyen insanlarla dolu.
É certo que a cidade está suja, cheia de gente, poluída, ruidosa, e as pessoas são ignoradas.
Bana karşı, hep sevecen ve çok gürültülü biridir.
Ela sempre foi uma montanha adorável e barulhenta.
Çok gürültülü! Çok gürültülü!
Muito alto!
- Çok gürültülü
- Muito alto.
Burası çok gürültülü.
Este sitio é muito barulhento.
Çok gürültülü, gürültü ve yoğun.
É muito barulhento.
- Hey, haklısın, çok gürültülü.
- Tens razão. Que barulhão!
- Hayır, orası çok gürültülü.
- Não. Aí é muito barulhento.
- Burası çok gürültülü.
- Que sítio barulhento.
İçeri girelim, burası çok gürültülü.
Vamos entrar. Está muito barulho aqui.
Umarım "Omurga Tıkırtısı" çok gürültülü çalmaz.
Espero que os Spinal Tap não toquem muito alto.
Bu çok gürültülü!
Que barulheira. Não se pode comer descansado?
Burası çok gürültülü.
Está muito barulho aqui.
Geceniz çok uzadığında, ve parti çok gürültülü hale geldiğinde,... Goody'nin Baş Ağrısı İlacı sizi hemen iyileştirir.
Quando a noite foi muito longa e a festa muito calorosa, Goody's Headache Powder põe-vos como novos.
Deniz çok gürültülü, değil mi?
É muito barulho, não é?
Çok gürültülü, kendi sesimi bile duyamıyorum "
Eu mal consigo me ouvira pensar.
Her düşündüğümüzü söyleseydik dünya çok gürültülü olmaz mıydı?
Não seria um mundo barulhento se disséssemos tudo o pensamos?
Çok gürültülü.
Bolas, o barulho que isso faz.
Çok gürültülü.
É por causa deste barulho todo.
Yani bazen burası çok gürültülü oluyor.
Às vezes, isto fica muito barulhento.
Bir hediye için çok gürültülü ve pahalı görünüyor.
Parece-me muito barulhento e caro para uma lembrança.
Çok gürültülü bu.
Faz muito barulho.
Ağabeyimin evi çok gürültülü.
Este monte é impossível...
Sayılamayacak kadar çok olan gatların büyüsünü düşündüm... Rahatsız edici, gürültülü bir dünyadan... sakin, arındırıcı nehir sularına doğru yol gösteren gatlar...
Pensei na magia dos incontáveis deuses e dos degraus que levam de um mundo atormentado e barulhento até às águas calmas e purificantes do rio.
Çok fazla gürültülü.
Faz muito barulho.
Bu topraklar çok yakında bölgenin yıllardan beri görmediği kadar görkemli, gürültülü, dans dolu düğününe ev sahipliği yapacak. - Ve bütün herkes uzunca bir süre bu düğünü konuşacak.
Vai ser o maior casamento, o mais ruidoso, mais diabólico, glorioso com mais bebidas e baile jamais celebrado neste canto abandonado do mundo.
Sayın Yargıç çok fazla şarap ve brendi içmiş ve arkadaşlarınızla gürültülü bir şarkı söylemişsiniz. Swansea'den genç bir kadın hakkında şu...
O Senhor também bebeu muito vinho e conhaque... e depois pela noite cantou canções ruidosas com os amigos, sobre uma mulher de Swansea...
- Çok gürültülü.
- Muito barulho.
Ne bağırıyorsun? Burası çok gürültülü.
Está muito barulhento aqui.
Francesco'nun aptallıklarına en çok ve en gürültülü gülen sendin ama!
Foste o que riste mais e por mais tempo das cabriolas do Francisco!
Bir kara delik gibi çok yoğun ve güçlü ancak küçük hareketli ve gürültülü yakın galaksilerin merkezlerinde yaşıyorlar.
A existência implícita de um buraco negro, algo muito maciço, muito denso e muito pequeno, que tiquetaqueia e ronrona no interior da M87, e no núcleo de outras galáxias vizinhas.
Biliyoruz Bella gürültülü ve sinir bozucu olabiliyor, ve bütün komşular ondan nefret ediyor, fakat en azından o çok iyi bir koruyucu.
Talvez possas. Queres ser cozinheiro? Não, prefiro ser homem.
- Çok fazla gürültülü
- Muito alto.
Madem öyle neden kayıt yaparken piyanonuzun gürültülü olmaması ya da sandalyenizin gıcırdamaması gibi etkenlere çok önem vermiyorsunuz?
Então porque dá tão pouca importância quando, durante a gravação... tem um piano com um toque ruidoso, ou uma cadeira que chia?
Dışarısı onlar için çok soğuk ve gürültülü.
Estava muito frio e muito barulho.
gürültülü 16
çok güzelsin 532
çok güzelsiniz 65
çok güzel görünüyorsun 197
çok güzel olmuş 52
çok güzel 5114
çok güzel olmuşsun 16
çok güzel bir kız 66
çok güzel görünüyor 60
çok güzel bir gün 43
çok güzelsin 532
çok güzelsiniz 65
çok güzel görünüyorsun 197
çok güzel olmuş 52
çok güzel 5114
çok güzel olmuşsun 16
çok güzel bir kız 66
çok güzel görünüyor 60
çok güzel bir gün 43
çok güzel bir kadın 44
çok güzel oldu 36
çok güzel olur 30
çok güzel bir şey 32
çok güzel görünüyorsunuz 21
çok güzel bir yer 50
çok güzel bir gece 22
çok güzel kokuyor 49
çok güzel olacak 59
çok güzeldi 424
çok güzel oldu 36
çok güzel olur 30
çok güzel bir şey 32
çok güzel görünüyorsunuz 21
çok güzel bir yer 50
çok güzel bir gece 22
çok güzel kokuyor 49
çok güzel olacak 59
çok güzeldi 424