English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ Ç ] / Çok heyecanlandım

Çok heyecanlandım tradutor Português

400 parallel translation
- Çok heyecanlandım.
- Estou em pulgas!
Çok heyecanlandım. Ne zaman evlendiniz?
Sra. Craig, eu fiquei muito animada!
Oh, Freddy, sevgilim, çok heyecanlandım!
Freddy, querido, estou excitadíssima!
Çok heyecanlandım.
Estou entusiasmado.
Tatlım, mesajını aldığımda çok heyecanlandım.
Querido, fiquei tão entusiasmada com a tua mensagem.
Bir an, çok heyecanlandım,
E por um minuto, fiquei tão agitada.
Benim şirin, küçük denizcim nerede? Çok heyecanlandım, doğru düzgün düşünemiyorum! İstediğin birini al.
Muito bem, para um marinheiro! Todos prontos?
Hastanenin başına geçtiğinizi duyduğumda çok heyecanlandım.
Estou encantado por saber que vem tomar conta deste Instituto.
- Çok heyecanlandım.
Estava tão nervosa.
- Çok heyecanlandım!
- Estou excitada.
Bizden yana olduğunu bildiğim için çok heyecanlandım.
É uma emoção, saber que tens vontade própria.
Çok heyecanlandım.
Estou muito emocionado.
- Birden çok heyecanlandım.
- Entusiasmei-me demais.
Çok heyecanlandım.
Estou entusiasmadíssimo.
Çok heyecanlandım! Ne dediğimin farkında değilim.
Estou tão entusiasmada que nem sei o que digo.
Çok heyecanlandım.
- Não tens de quê.
- Çok heyecanlandım.
Estou tão emocionada!
Çok heyecanlandım.
Meu Deus, deixaste-me excitada.
Çok heyecanlandım.
Fiquei tão...
Oh, Çok heyecanlandım!
Não consigo ler, estou tão excitado!
- Çok heyecanlandım.
- Estava aturdido.
# Bu pek iyi olmadı galiba çok heyecanlandım sizin önünüzde ama aslında iyiyimdir
# Know this feeling ain't right Não posso tocar para eles porque a minha bateria está penhorada. Mas eu sou bom.
Çok heyecanlandım.
Que emoção.
Çok heyecanlandım.
Estou tão excitada.
Kahretsin. Çok heyecanlandım.
Raios, fui muito esfuziante.
Charles akşam yemeğine katılacağınızı söylediğinde çok heyecanlandım.
Quando o Charles me contou que vinha jantar, fiquei muito entusiasmada.
Dwayne giymek isteyeceğini söyleyince çok heyecanlandım.
Fiquei emocionada quando o Dwayne disse que o vestirias.
"Sevgili isimsiz kişi..." Marcel erotik hikayeler yazmanı önerdiğinde çok heyecanlandım.
" Cara anónima, fiquei intrigado quando Marcel sugeriu que escreve-se contos eróticos para mim.
Ben de çok heyecanlandım.
- Fiquei excitadíssima.
Çok heyecanlandım.
- É devido à emoção.
Çok heyecanlandım.
Isto é muito excitante.
İkimiz de hoşlanıyorduk, ve bugün "yalnız konuşabilir miyiz?" dedi ben de çok heyecanlandım.
Gostávamos ambas dele, mas hoje... perguntou se podíamos falar a sós e eu fiquei toda entusiasmada.
Çok heyecanlandım.
Fico bem. Estou tão entusiasmada!
Sürüklenmek kötü kaçtı belki ama seninle bir çocuk yapmak, bu hiç kötü değil. Yani... demek istediğim şey çok heyecanlandım. Senin baban olmak istiyorum.
O que disse antes foi disparate, mas... ter um bebé contigo não é disparate, quero dizer... isto não, o que quero dizer é que... estou emocionado, quero ser pai.
Çok heyecanlandım.
Quanto mais, melhor.
- Çok heyecanlandım.
Acabei de ficar muito excitado.
Çok heyecanlandım, çok eğlendim.
Estava entusiasmado, totalmente extasiado.
Senin adına çok heyecanlandım.
Estou felicíssimo.
Bakın, sabahlık için özür dilerim. Ben sadece burada olduğum için çok heyecanlandım, bu yüzden...
Olhe, peço desculpa pelo robe... eu estava completamente emocionada por estar aqui, que...
- Sanırım çok heyecanlandı.
Depressa, depressa, ponham-no no sofá. Água.
En çok onu ilk kez uçurduğumda heyecanlandım.
Mais ainda foi mais quando vôou livre pela primeira vez.
Bu gece büyükanneni aradığımızda çok heyecanlandı. Onunla kalacağını duyunca çok sevindi. Senin için bir sürü güzel şey planlamış.
A avó ficou muito contente por vocês irem lá para casa, e já arranjou muitas coisas para vocês fazerem.
Personele dağıttım, kesinlikle çok heyecanlandılar.
Dei-as aos homens, e eles ficaram contentíssimos.
Çok güzel. O İzlandalılar yatırımlarını kuzeybatıya getirirken nasıl heyecanlandığımızı anlatamam.
Nem imagina como estamos contentes por trazer o investimento islandês ao grande Noroeste.
Sos tabağının beni Barry'den daha çok heyecanlandırdığının farkına vardım.
percebi que a molheira me excitava mais do que o Barry.
Çok heyecanlandım.
Estou animadíssima.
Çok heyecanlandım.
Que emoção!
Çok, çok heyecanlandığımı sanki dün gibi hatırlıyorum çünkü bunu hiç insanların ve kameranın önünde yapmamıştım.
Lembro-me de estar muito nervosa, porque nunca tinha feito aquilo à frente duma câmara.
İlk sahneye çıktığında heyecanlandın mı? - Hayır ben çok rahattım.
Quando subiste ao palco pela primeira vez, ficaste nervoso?
Çok heyecanlandım. Ben çok heye- -
Estou emocionado, tão emocionado...
Benim yiğit tavrım ve duruşum kesinlikle onu çok heyecanlandırır
* Esta virilidade E o meu modo de falar * Chegam para a entusiasmar

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]