Çok hasta tradutor Português
1,476 parallel translation
Ben çok hasta bir adamım T'Pol.
Sou um homem muito paciente, T'pol.
Neden burada bu kadar çok hasta var?
Porque há tanta gente doente?
O kadar çok hasta ölür ki ölümün de buranın bir çalışanı olduğunu düşünürsünüz. Çalıştığın diğer arkadaşların gibi, can sıkıcı istekleri olan birisi.
Morrem tantos pacientes aqui que até começas a pensar na morte como tua colega de trabalho, sempre a olhar por cima do teu ombro, e com as mesmas exigências chatas que toda a gente te exige aqui.
Dostum çok hasta.
O meu amigo está muito doente.
At çok, çok hasta.
- O cavalo está muito doente.
At çok hasta ve hanım sizi aramamı söyledi çünkü doktor gerekiyormuş.
O cavalo está doente e ela mandou ligar... -... porque precisa de um médico.
Ve o erkeklerden biri ya da birkaçı seni çok hasta etmiş.
e um desses homens ou uma série deles fez-te muito doente.
O çok hasta, lütfen yapmayın.
- Ele está doente, não o magoe, por favor.
- Çok hasta biri var!
- É um doente a sério!
- Çocuk çok hasta, hep ağlamak.
- Esta muito doente, chora sempre.
bu arada ingiltere gezegeninde doktorlar ve hastaneler endişe içinde. ... tabi çok hasta olan babası da.
entretanto, lá no Planeta Inglaterra, médicos e hospitais e preocupações constantes, e um pai muito, muito doente.
Senin kadar kötü durumda olan pek çok hasta ile karşılaştım, ama hiç biri bana bu kadar sinirli davranmadı.
O que é que faziam? Diziam galanteios? Não reagiam como se tivessem caído num esgoto.
Ve o erkeklerden biri ya da birkaçı seni çok hasta etmiş.
E um deles, ou vários, pôs-te muito doente.
Sen gerçekten de çok hasta bir adamsın.
És mesmo um homem muito doente.
O çok hasta bir çocuk.
Ele é uma criança muito doente.
Rahibe Sarah çok hasta.
A Irmã Sarah está muito doente.
annen çok hasta.
Ela está muito doente.
Yağmur yüzünden çok hasta olduğunu duydum.
Ouvi dizer que ela ficou doente por causa da chuva.
İçinde açlıktan çok halsiz ve çok hasta bir çocuk vardı.
Estava lá dentro um rapaz, muito doente e muito fraco.
Ben çok hasta olduğum için Hayır, bugün giremezsiniz! .
Não, não posso ir hoje, porque estou muito doente.
Birşey sizi çok hasta yapmış.
Alguma coisa o deixou bastante doente.
Bayan Kent çok hasta bir kadındı.
A Sra. Kent esteve muito doente.
- Delikanlı arkadaşın çok hasta.
- Jovem, o seu amigo está muito doente.
Çok hasta.
Muito doente.
Arabam bozuldu ve teyzem çok hasta. Ona ilaç götürmem lazım ve otobüs için paraya ihtiyacım var.
Moro em Jersey City, o meu carro avariou e preciso de voltar para lá porque a minha tia está doente e precisa de um medicamento.
Kız kardeşim çok hasta.
Minha irmã. Ela está muito, muito doente.
- Hayır. - O çok hasta.
- Ela está muito, muito doente.
Hemen şimdi olabilir mi? Çok hasta çünkü.
Pode ser agora, porque ela está realmente doente.
O çok hasta bir adam.
É um homem muito perturbado.
Çok hasta.
Ele está muito doente.
Aman Allah'ım o çok hasta.
Nossa, que nojo!
- Çünkü hasta insanlar çok eğlendirici olur.
Sim, porque as pessoas doentes são hilariantes.
"Kimliği belirlenememiş bir hasta, Doktor Gould'un çok popüler olduğunu ve çok fazla özleneceğini belirtti."
"Um paciente não identificado declarou que o Dr. Gould era muito popular..." "e será uma grande perda."
Çok özel bir hasta.
O único doente.
Tamam, ben aldım. Çok zor bir hasta.
Bem... ele está impossível.
pek çok aile çocuğunu hasta göremez.
Bem, muitos pais não podem ver suas crianças doentes.
Çıngıraklı yılan insanın ruhunu çok hasta edebilir. Öyle mi? Evet.
Sim, absolutamente.
kızımız çok hasta. - beni dinliyor musun?
A nossa filha está muito doente. Agora ouça-me bem... eu mantive o seu nome fora disto.
çok mu hasta?
Ela está muito doente? Sim.
Komşuların dediğine göre... gayretle hasta karısına bakıyor... her pazar kiliseye gidiyor ve... çok da dürüst bir adammış.
De acordo com os vizinhos, ele cuida atenciosamente da sua esposa doente, ele nunca perde uma missa na igreja, nisso ele é honesto.
Şey, birkaç saat sonra kendini hasta hissetmeye başlayacağını söylüyorlar ama o zaman artık çok geç olacak.
Eles dizem que só vais sentir algo nas próximas horas, e depois será tarde demais.
Buna bakamam çünkü bu çok iğrenç, yanlış ve hasta ruhlu.
Não consigo ver isto porque é arrepiante, errado e nojento!
Bu hasta bana çok kırılgan göründü.
Esta paciente parece-me muito frágil.
Bir hasta açısından... ameliyatınının ertesinde rahat hissedebilmek çok önemlidir.
Da perspectiva de um paciente... é muito importante estar num ambiente confortável no pós-operatório.
Seni daha önce hiç hasta görmemiştim ve beni çok düşündürdü.
Nunca te vi doente antes, e isso fez-me pensar.
İşinizi yapmaya çalıştığınızı anlıyorum ama hasta ile doktor arasındaki ilişki çok özel ve...
Acho muito bem que esteja a tentar fazer o seu trabalho, mas é privada e pessoal a relação... - entre paciente e...
- Hasta oluşumla çok şey paylaştık, benim ölmem
Só pensa na minha doença. Na minha morte.
Çok yaşa, hasta mısın?
Gesundheit. Estás doente?
Hayır, o çok hasta.
ele está muito doente.
Çok fazla etrafımda dolaşması beni hasta ediyor özellikle bu takındığı yeni deli kişiliğiyle.
Fico doente com ela por perto ela está a agir duma forma tão maluca.
O hala çok hasta Mark.
Ela é fantástica.
çok hastayım 35
çok hastaydı 16
hasta 212
hastayım 158
hastane 65
hasta mısın 277
hastaneye 39
hastaydı 31
hastanede 84
hastalık 59
çok hastaydı 16
hasta 212
hastayım 158
hastane 65
hasta mısın 277
hastaneye 39
hastaydı 31
hastanede 84
hastalık 59
hastaydım 46
hastasın 78
hastalar 23
hasta o 16
hastalandı 24
hasta mı 113
hastane mi 26
hasta değilsin 19
hastalıkta ve sağlıkta 40
hastasın sen 46
hastasın 78
hastalar 23
hasta o 16
hastalandı 24
hasta mı 113
hastane mi 26
hasta değilsin 19
hastalıkta ve sağlıkta 40
hastasın sen 46