English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ Ç ] / Çok önemli değil

Çok önemli değil tradutor Português

867 parallel translation
Gerçekten çok önemli değil.
Bem, realmente não é importante.
Para Gilda için çok önemli değil.
O dinheiro não conta muito para a Gilda.
Varacağım yerin neresi olduğu çok önemli değil- -
Oh, isso realmente não importa, contanto que eu...
Benim için çok önemli değil.
Já não me importa.
Neticede komedi çok önemli değil.
A comédia não é assim tão importante.
Yazılar benzeşiyor ama bu çok önemli değil.
Há alguma semelhança entre a letra, mas isso pouco significa.
Max, para senin için çok önemli değil mi?
Max, o dinheiro é assim tão importante para ti?
Oh, çok önemli değil.
Não é assim tão importante.
Çok önemli değil, yani
Não realmente importante, quero dizer.
Hayır, gerçekten. Çok önemli değil.
Não é importante.
Biliyor musunuz, bu çok önemli değil. Fakat, izninizle, birinin Sir Roger'in iyice giyinik olduğunu söylediği kulağıma çalındı. Ve merak ediyordum...
Isto não é muito importante, mas lembro-me que alguém disse que Sir Roger estava vestido.
- Yaram çok önemli değil.
- Não é necessário
Alabama'da fildişleri çok sıkı değil, fakat bu pek önemli değil.
Em Alabama, os dentes não estão tão presos, mas é irr-elefante.
- Bu çok önemli bir şey, değil mi?
- Sim, isso é importante, não é?
Çok kötü olsa da, sadece şu an önemli değil.
Não é só agora, embora isto já esteja mau.
Sadece kaçak bir Nazi değil. Çok daha önemli.
Ele não é apenas um fugitivo nazi, ele é importante.
Bence erkek ya da kadın, önce arkadaş olmak çok önemli, değil mi?
Acho que seríamos amigos quer fossemos homem ou mulher, não achas?
Hastasın, hafıza kaybı çok önemli bir sorun değil.
Está doente, a perda de memória não é um problema difícil.
Çok geç oldu. Önemli değil.
Já é um bocado tarde.
Aslında çok bağlayıcı ya da önemli bir şey değil. Sadece bir cinayet itirafı.
Não é nada de muito comprometedor ou importante, é apenas uma confissão de homicídio.
Kartviziti kaybederseniz, önemli değil, bende daha çok var.
Se lhe acontecer perder o cartão, não se preocupe, tenho muitos mais.
- Çok naziksiniz. - Hiç önemli değil.
- Que gentileza, Sr. Leca.
Önemli değil, karanlıkta hata yapmanız çok normal.
Está bem, e compreendo o seu erro na escuridão.
Önemli bir şey değil. Sadece çok yorgunum.
É que estou exausta.
Önemli değil.Çok büyümüşsün.
Não admira. Cresceste tanto.
Sadece çok güzel soslar ve yemekler pişirmeyi değil..... çok daha önemli bir tarif.
"Não só como fazer vichyssoise, ou cabeça de vitelo em vinagrete," "mas uma receita muito mais importante."
Önemli olan ne yaptığınız değil, size bakmak çok hoş bir duygu.
Não tem bem a ver com o que está a fazer, é só muito bom olhar para si.
Bu geceki mesele... çok da önemli bir şey değil.
O que aconteceu esta noite... é uma daquelas coisas. O melhor é esquecer tudo.
- Çok özür dilerim. Önemli değil.
- Todos se equivocam.
Hayır endişelenmedi. Ona, adamın onunla konuşacağı çok önemli... bir şeyi olduğunu söylediğimde umurunda değil gibiydi.
Não pareceu lhe importar quando lhe disse... que o homem disse que tinha que lhe falar de algo muito importante.
Çok ılık, benim için önemli değil.
Está muito calor, mas não me incomoda.
Bu çok önemli. Çünkü eğer bir sebep yoksa, dava nerede, değil mi?
É muito importante, porque, se não houver motivo, não há caso, certo?
Bu senin için çok önemli, değil mi Warren?
É muito importante pra você, näo é, Warren?
Bu davayı sadece mahkemenin değil,....... tüm Alman halkının anlaması çok önemli.
É importante não apenas para o tribunal entendê-lo... mas também para todo o povo alemão.
Aslında çok da önemli değil.
Não é muito importante.
Maaştan bahsetmiyorum, maaş benim için en önemli şey değil. Çalışmakla daha çok ilgileniyorum, Bay Ward.
Não me refiro ao salário, não é o mais importante, mas a um trabalho mais interessante.
İşin çok olması veya ne kadar çok çalışmam gerekeceği benim için önemli değil.
Não me interessa a quantidade ou as horas de trabalho.
- Önemli değil. Çok meraklılar!
São todos bisbilhoteiros!
Sana ne olacağı umurumda değil. Ama yürüttüğüm operasyon çok önemli.
O que lhe acontece não me interessa minimamente, o que conta é esta operação que eu lidero.
Bu çok önemli değil.
Não é muito importante.
Şu helikopterler burada çok önemli, değil mi?
Os helicópteros são muito importantes aqui, não?
- Bu senin için çok önemli, değil mi?
Isto significa muito para você ou não?
Önemli değil. Çok karıştırırlar.
Não tem mal, toda a gente o faz.
Rahat ol! Bir sınavı tekrarlamak çok da önemli değil.
repetir um exame!
- Çok özür dilerim. - Önemli değil.
Lamento.
Size ne kadar üzgün olduğumu söyleyecektim. Önemli değil. Eğer bir akşam, arkadaşlarınızla birlikte elbette, benim evime yemeğe gelmeyi kabul ederseniz beni çok sevindirirsiniz Madam.
Só queria apresentar as minhas desculpas e seria um prazer, minha senhora, se a senhora, e os seus amigos, naturalmente, viessem jantar à minha casa.
Durup durmaması değil sadece bir kez durmuş olması çok önemli.
Não é o facto de ter parado, o que é importante é ter parado só uma vez.
Oyunu oynamak sizin için çok önemli, değil mi? Oyunu oynamak ve oyunlar oynamak.
Jogar jogos e jogar o jogo.
Çok da önemli değil.
Mas tudo bem, faz parte da vida.
Kim olduğun ya da hangi kişiliği seçtiğin çok da önemli değil.
Tanto faz quem tu és ou que personalidade escolheres.
Önemli değil. Eminim çok güzeldir, teşekkürler.
Deixe estar, tenho a certeza que está muito boa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]