Öyle olsa bile tradutor Português
635 parallel translation
Öyle olsa bile evlilik düşüncesi niye kafanda?
Mesmo assim, por que deixa que a ideia de casamento lhe suba à cabeça?
Öyle olsa bile, buna tek itiraz eden sensin.
Se estiver, é o único que se opõe.
Öyle olsa bile, telsiz sadece sefer amaçlı...
Radio é dedicado à navegação...
Öyle olsa bile bunu kabul edemezler ki.
Mesmo que o faça, agora não o podem admitir.
Öyle olsa bile, ona aşığım.
E embora tenha feito isso, estou apaixonada por ele.
- Öyle olsa bile.
- Mesmo assim.
Öyle olsa bile, para altı ayda ikiye katlayacaksa...
Mesmo assim, se o meu dinheiro duplicar em seis meses...
Öyle olsa bile, ben bir adım öndeyim.
E se assim for, sei mais que ele.
Öyle olsa bile, etrafta insanların radikal olmaya başladığımızı... düşünmelerini sağlayacak bir şeye başlamak istemem.
Mesmo assim, não quero começar algo que faça as pessoas pensarem que estamos ficando radicais por aqui.
Ve öyle olsa bile, ben...
E mesmo assim, eu...
Öyle olsa bile ispatlayamazdım.
Mesmo que achasse, não poderia prová-lo!
Öyle olsa bile hâlâ kurbağa.
Mesmo assim, não deixa de ser uma rã.
Öyle olsa bile, yerlerini bulamayız.
Caso aconteça, não saberemos onde.
- Vay canına! Ama öyle olsa bile...
- Mas mesmo assim...
Öyle olsa bile artık dövüş sanatları çalışamam.
Mesmo assim não posso voltar a praticar artes marciais.
Emirleri öyle olsa bile... artık değişmişler gibi görünüyor.
Bem, se essas são as ordens do Comandante... Está na altura de as alterar.
Hayır, hayır öyle olsa bile size teşekkür etmeliydim. Hatta tam bu anda, buraya geldiğiniz için...
Não e mesmo que fosse assim, devo agradecer-lhe por aparecer neste preciso momento.
Öyle olsa bile 80 milyon eder!
Mesmo que isso aconteça, serão 80 milhões.
- Öyle olsa bile, leydim.
- Mesmo assim, milady.
Ayrıca, öyle olsa bile harika bir kaçış arabamız var.
Além disso, se isso acontecer, temos o melhor carro de fuga que existe....
Öyle olsa bile onların yaşadıklarını anlamamıza asla müsade etmezler!
Ainda que tentem passar despercebidos, coitados...
Öyle bile olsa, ona evlenme teklif edemem.
Mesmo que fosse, não a podia pedir em casamento.
Öyle bile olsa, onu seviyor ve şimdi ayrılar.
Mesmo assim, ela ama-o e houve uma separação.
Öyle bile olsa, Melanie'yi ve bebeği terk edemem.
Mesmo que o fosse, achas que deixaria a Melanie e o bebé?
Her şeyi başka çaren kalmadığından yaparsın, bu bir cinayet olsa bile. - Bunun öyle olduğunu söyleyemezsin.
Nem tens culpa de matar.
Ayağa kalk. Yarı İtalyan olabilirsin, ama öyle bile olsa aşık rolünü oynarken bir aptala benziyorsun.
Podes ser metade italiano, mas ficas com ar de pateta, assim.
- Hayır, öyle bir niyetim olsa bile bir şey yapmadım.
- Se tinha, não os levei por diante.
Öyle gibi görünmüyor gerçek ismim olsa bile hoş değildi.
Parece que importa, mesmo que o meu verdadeiro nome não lhe agrade.
öyle bile olsa bu onu öldürme hakkını sana verir mi?
Incluso isto, dá o direito de matá-lo?
Şey, öyle olsa bile, bu bir şey kanıtlamaz.
Isso não prova nada. Tive uma tia que enterrou três maridos.
öyle bile olsa.
Ainda assim, é horrível.
Öyle bile olsa, onu görmem lazım.
Seja como for, tenho de a ver.
Tamam, doğru bile olsa, ki bir an bile öyle olduğuna inanmıyorum, Burada bu işin icabına bakacak bir sürü asker var.
Está bem, mesmo que seja verdade, e eu não acredito nem por um minuto que seja, há muitos soldados aqui que podem cuidar disso.
Babamın onun için bir şey ifade etmediğinden eminim. Öyle bile olsa ölümünden bazı şeyleri sorumlu tutuyor çok güçlü bir adamdı.
Estou segura que não significa muito, mas para ela apesar disso, ela o segue culpando por sua morte...
Öyle bile olsa, milletin ne kadar parası olduğunu bilmiyoruz.
Mesmo assim, não sabemos quanto dinheiro tem este ou aquele ali.
Ama... hayatta yapacağım son iyi şey olsa bile, ki öyle olabilir, hatamı tamir edeceğim.
Nem que seja a última coisa decente que faço neste mundo, e pode ser que o seja, irei remediar isso.
Eğer benim için anlamı olan bir şey hissediyorsan, zerre kadar bile olsa, şu an benim de öyle hissetmemi nasıl beklersin?
Se achas que isto tem algum sentido pra mim, qualquer que seja, como achas que me sinto neste minuto?
Öyle bile olsa, Albay, bizim büyüklüğümüzden ötürü, yine de, oldukça hızlı yol alıyor olacağız.
Mesmo assim, Coronel, por causa de nosso tamanho, ou por falta dele, estaremos viajando em boa velocidade.
Öyle bile olsa şaşırmazdım. Yüreğim ağzıma geldi yahu.
Não deixaria isso por menos mas quase senti o coração parar.
Öyle bile olsa izleyemeyiz.
Bem, desta vez safa-se.
Öyle bile olsa bunun sana karşı hissettiklerimle ne ilgisi var?
Mesmo que isso seja assim... o que é que isso tem a haver com o que eu sinto por ti?
Öyle bile olsa, benim için anlaşma anlaşmadır.
Como assim? Para mim um acordo é um acordo.
Öyle bile olsa, burası ve baraj arasında karınca dağları var.
Mesmo assim, há um manto de formigas até à barragem.
Aklına öyle bir şey gelmiş olsa bile, seni öldürmek istemeyebilirim.
Já lhe ocorreu que posso não querer matá-lo?
Öyle bile olsa gene de yaşına kıyasla çok iyi bir kadındı.
- Mas ela não era nada disso... na verdade, era uma santa. Bela mulher para a idade dela.
Öyle bir kafaki seninkisi kadar boş olsa bile, içine bazan düşünce girmeli.
Mesmo com uma cabeça oca como a tua, de vez em quando deve lá entrar uma ideia.
Öyle gözüküyor olsa bile, ne yaptığını bilmeden, rastgele yapılan bir şey değil.
Não é que eles não saibam o que fazem, apesar de assim o parecer.
Öyle bile olsa Bay Morton nasıl bilebilir ki?
E como é que o Sr. Morton sabe se isso aconteceu?
Öyle bile olsa bu, bir gizem ve bizim ilgimizi hak ediyor.
No entanto, este é um mistério que merece a nossa atenção.
Polisler bunu yutabilir... - Ama Bobo bunun doğruluğunu sağlamak için daha fazla para harcayacaktır. - Öyle bile olsa...
A polícia pode acreditar, mas o Bobo vai gastar dinheiro para ter a certeza...
Öyle bile olsa yani işte...
Mesmo assim... quero dizer... sabe...
öyle olsa iyi olur 27
öyle olsaydı 43
bile 28
bilesin 23
bilet 55
bilemem 161
bilemezsin 104
biletler 91
bilemedin 19
bilerek yapmadım 25
öyle olsaydı 43
bile 28
bilesin 23
bilet 55
bilemem 161
bilemezsin 104
biletler 91
bilemedin 19
bilerek yapmadım 25
bilemedim 29
bilemiyorum ki 20
bilen var mı 30
bilemiyorum 2041
bilemeyiz 20
bilemeyeceğim 25
bilemezsiniz 26
biletiniz 28
bileğim 27
biletler lütfen 39
bilemiyorum ki 20
bilen var mı 30
bilemiyorum 2041
bilemeyiz 20
bilemeyeceğim 25
bilemezsiniz 26
biletiniz 28
bileğim 27
biletler lütfen 39
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle olsun 692
öyle mi dersin 362
öyle bir şey değil 75
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle olsun 692
öyle mi dersin 362
öyle bir şey değil 75
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102
öyle mi diyorsun 87
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle ki 92
öyle misin 81
öyle görünüyor 500
öyle deme 154
öyle olsun bakalım 50
öyle bir şey demedim 65
öyle bir şey işte 17
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle ki 92
öyle misin 81
öyle görünüyor 500
öyle deme 154
öyle olsun bakalım 50
öyle bir şey demedim 65
öyle bir şey işte 17
öyle bir niyetim yok 19
öyle mi düşünüyorsun 363
öyle değil 521
öyle misiniz 16
öyle kal 87
öyle mi söyledi 29
öyle miyim 118
öyle mi oldu 22
öyle miydim 20
öyle değilmi 21
öyle mi düşünüyorsun 363
öyle değil 521
öyle misiniz 16
öyle kal 87
öyle mi söyledi 29
öyle miyim 118
öyle mi oldu 22
öyle miydim 20
öyle değilmi 21