Arada bir tradutor Russo
6,189 parallel translation
Evet, arada bir.
- Да, она молодец
Sadece arada bir yardım etse. - İşimi bırakamam.
Ты можешь продолжить быть поваром
Başka bir deyişle, iki arada bir derede kaldın.
Другими словами, вы между молотом и наковальней.
İyilik için uzaklaştırıldığımı biliyorum ama arada bir ziyaretime gelebileceğini umuyordum.
Знаю, я ухожу навсегда, но я надеялся... что ты будешь навещать меня... изредка?
Güven bana, Amerika'da, arada birkaç alışkanlık kapmadan iyi bir yere gelemezsin.
Позволь сказать, нельзя сделать американскую карьеру, не приобретя плохие привычки по пути.
Yani, arada bir de Meksika var.
Ну хорошо, на пути в США ещё Мексика.
Arada bir şeyleri umursuyor olmam.
Иногда, мне наплевать.
Siz arada bir gelip izlemelisiniz.
Приходите посмотреть.
Elemelerinizi bozmak istemezdim ama iki arada bir deredeyim.
Я не хотела срывать кастинг, но теперь разрываюсь сама.
Muhtemelen, arada bir uğruyordur.
Возможно играл иногда.
Bu arada, bir ara arabamı getirsen iyi olur.
Кстати, мне нужна моя машина обратно.
Bunları daha fazla bir arada tutabileceğini sanmıyorum.
Не думаю, что ты можешь держаться дальше.
Bu arada P.E. yazicilarin fisten cekilmesine dair herhangi bir aciklama yapmadi.
При этом фирма-производитель не делает ничего, чтобы известить мир об отключении принтеров.
Bu arada, ben işleri bitirdiğimde seni bir Tanrı'nın kulu bile bulamayacak.
Когда я закончу колдовать, ты станешь призраком.
Tanrı ikimizin bir arada olmasını istiyor.
Господь пожелал, чтобы мы были вместе.
Bu arada Henriette'nin çevresi o kadar bitkindi ki ben de minnoşkom için bir fırsat yaratayım dedim.
Кстати, оказалось, что спутницы Генриетты слишком устали, так что я нашел место для своей милой девочки.
Üniversiteli bir çocuğa göre beklediğimden çok bir arada durduk.
Для студента он очень долго держался.
Ama ikisinin bir arada olmayacağı belli şeylerin olduğunu söyleyebilirim.
Но найдутся люди, которые скажут, что он не может быть и тем, и другим.
Bu arada, hiçbir şekilde depresyon belirtisi olmayan ve aslında bir maratona hazırlanan ancak birkaç gün önce intihar eden donörü buluyor.
У которой, кстати, не было никаких признаков депрессии и, что ещё важно, она готовилась к марафону за день до того, как она якобы покончила с собой.
Vincent bu davaların sizi bir arada tutan tek şey olduğunu söyledi. - Nasıl hissettin? - Aslında, o...
расследования единственное, что удерживает вас вместе, что ты почувствовала?
Bu arada ben de Whitehall'un sır dolu eserlere olan takıntısının faydasız mı olduğunu yoksa gerçekten de Hydra'daki geleceğimiz için kullanabilecek şeyler üretebilir mi bir araştıracağım.
Тем временем, я собираюсь выяснить была ли одержимость Уайтхолла старинными артефактами бесполезной или, действительно, она породила что-то, что мы в ГИДРЕ можем использовать для нашего будущего.
Ben gidip ekibime yardım edeyim, sen de burada kalıp geçmişinle tekrar bir arada ol.
Пока я буду помогать своей команде ты будешь воссоединяться с прошлым.
Gerçekten de hep istediğimiz gibi üçümüz bir arada olacağız.
Мы, действительно, будем втроем, как мы хотели.
Bu arada, bir hasta seni soruyor, yedi numara.
Кстати, тебя спрашивает пациент из седьмой.
Belki ayda bir yemeğe çıkarız ve bu arada başkalarıyla da beraber oluruz.
А может, будем ходить на ужины раз в месяц, встречаясь с другими.
Üçü bir arada kremler var.
"Три в одном" сейчас модно.
Dördü bir arada kremlerde var.
- Сейчас модно "четыре в одном".
Ama henüz kimse beşi bir arada yapmadı?
А кто-нибудь выпускает "пять в одном"?
- Başka bir yol bulmakla zaman harcarsak Jennifer o arada konuşabilir.
Если мы будем терять время, придумывая другой, Дженнифер может сломаться.
Genelde iki işi de bir arada halledebilirim ama bu yapmam gereken bir şey.
И обычно я справляюсь, но в этот раз мне пришлось...
- Şimdi ise sizi bir arada tutmak için kullanılabilir.
Может, его можно использовать, чтобы ты оставался собой.
Ailenle işlerin bir arada gitmiyor mu?
Отношения с семьёй лучше не стали?
Şu anda önemli olan tek şey hepimizin güvende olup bir arada olmasıdır değil mi?
Ну, знаешь, важно то, что все мы в безопасности и снова вместе, да?
Kumtaşı ve su bir arada olmaz.
Песчаник с водой не совместим.
- Arada büyük bir fark var.
- Это довольно большая разница.
Onları bir arada tutmak için.
Чтобы вечно быть вместе.
Hasarı tersine çevirmeyecek ama seni bir süre daha bir arada tutacak.
Она не устранит ущерб, но вы сможете продержаться подольше.
Hepsi bir arada.
Все сразу.
Bir de bu var ki çok güzel bu arada.
А вот эта штука хороша, кстати.
- Bazısı yüzünü bir arada tutmak için olduğunu söylüyor...
Кто-то говорит, что только она сдерживала его лицо вместе...
Arada karşıma çıkan aşkı bile daha bir takdir etmemi sağladı.
Напомнило мне, что надо ценить любовь, которую я получаю.
Bu arada, eskiden programınızın büyük bir hayranıydım.
Кстати, большой фанат вашего шоу в былые времена.
Bir yolunu buluruz, ama bir arada kalmak zorundayız!
Мы со всем разберёмся, но мы должны держаться вместе.
Altımızı bir arada trende bile tutamadım.
Я даже не смог удержать нашу шестёрку в поезде.
Bu şey bir arada hepimizin daha güçlüdür!
Это создание - могущественнее всех нас, вместе взятых.
Elimizde çok miktarda nakiti bilinen bir uyuşturucu karteliyle takas etme maksadında olan Egan var. Bu arada sayısız miktarda lisanssız ateşli silah bulunduruyordu.
- Мы взяли Игана, и при нем была куча наличных, которые он собирался передать главе наркокартеля, а у того было при себе дофига незаконного оружия.
Aile olarak bir arada olduğumuz son gün Bobby benim için çizmişti.
Он... Он нарисовал это для меня, в последний раз, когда мы были вместе.
Çocukları arada getiriyorlar ve kapalı bir yerde tutuyorlar.
Они иногда приводят детей, но в основном они держат их взаперти.
Bu arada Eyalet Polis Departmanı da bir arama ekibi oluşturacak. Ama çok yol kat etmeleri gerek.
А пока, полиция штата организовала совместную группу, но площадь поиска огромная.
Telefonum bir gazetecinin eline geçerse Palo Alto Emniyet Müdürü Ed Gaskins bu arada samimi arkadaş oluruz gidip telefonu nerden aldıklarını sormak zorunda kalacak.
Если мой телефон попадет в руки прессы, начальнику полиции Пало-Альто Эду Гаскинсу, кстати, это мой близкий друг, придется выяснить у журналистов, откуда телефон.
Bu arada adamlarım şurada kamp yaparken benim daha evsel bir yere ihtiyacım var.
Между прочим, мои люди расквартируются здесь, и я требую хорошие удобства.
bir şey değil 1063
bir tanem 228
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bırak beni 1950
biraz 988
birazcık 224
bırakma 58
birazdan 150
birlikte 205
bir tanem 228
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bırak beni 1950
biraz 988
birazcık 224
bırakma 58
birazdan 150
birlikte 205
birisi 209
bir gelişme var mı 30
birini 32
bırakıyorum 119
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir ay sonra 33
bir dakika 5689
bir şey mi oldu 310
bir defa 29
bir gelişme var mı 30
birini 32
bırakıyorum 119
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir ay sonra 33
bir dakika 5689
bir şey mi oldu 310
bir defa 29