Bilmiyorsun tradutor Russo
6,969 parallel translation
- Üzgünüm, ama ne hissettiğimi bilmiyorsun.
" звините, но вы не знаете, что € чувствую.
Başka bir deyişle, bilmiyorsun.
Другими словами, вы не знаете.
- Okuma bilmiyorsun değil mi? - Hayır.
- Не умеешь читать, да?
Hayır, hayır sen benim neler geçirdiğimi bilmiyorsun.
Через что прошёл. Нет-нет, это ты не понимаешь, через что я прошёл.
Aman Tanrım, Lexi'yi bilmiyorsun.
О Боже, ты не знаешь о Лекси.
Benim ne hatırladığımı bilmiyorsun dimi?
Ты же даже не знаешь, что я помню, не так ли?
Göğsüne kurşun sıktılar ve nasıl olduğunu bilmiyorsun.
Всадили тебе в грудь пулю, а ты не знаешь как.
Nasıl çalıştığını bilmiyorsun.
Вы не знаете, как это работает.
- Hiç bilmiyorsun, bu sefer kazanabilirdin.
- Вдруг я выиграю...
Bilmiyorsun.
Ты не знал.
Bir insanın en dibe batmasının ne demek olduğunu bilmiyorsun.
Ты не знаешь, как это калечит человека. И как сложно пытаться снова стать прежней.
Nereye bakman gerektiğini bile bilmiyorsun.
Ты даже не знаешь где его искать
Bu durumda kim olduğumu bilmiyorsun...
На самом дела вы не знаете кто я...
Yani onun neden söz ettiğini bilmiyorsun?
То есть ты не знаешь о чем он говорит?
Bak, bunu bilmiyorsun.
Ты этого не знаешь.
Benim hakkımda hiçbir şey bilmiyorsun.
Ты ничего обо мне не знаешь.
Neden gittiklerini bilmiyorsun.
Вы не знаете, почему они ушли.
Hiç bir şey bilmiyorsun.
Вы ничего не понимаете.
Cidden niye buradayız bilmiyorsun.
Ты действительно не знаешь, почему мы здесь.
- Başın nasıl bir belada bilmiyorsun. - Umurumda değil.
Ты не понимаешь, во что ввязалась.
Geçen yıl neler yaşadığımı bilmiyorsun.
Ты не знаешь, через что я прошел в том году.
Bilmiyorsun.
Ты не знаешь.
Lakin Goddo'yu bilmiyorsun öyle mi? hadi geri dönelim.
Однако о боге ему неизвестно... давайте возвращаться.
Bu konuda bir şey bilmiyorsun.
Ты ничего об этом не знаешь.
İnsan olup olmadıklarını bilmiyorsun.
Вы не знаете, люди они или нет.
Aslında bilmiyorsun, değil mi?
Ну? Так ты всё-таки не знаешь, да?
Çünkü tarihte öfke nöbeti geçiren her çocuk gibi Bonnie, sen de ne istediğini aslında bilmiyorsun.
Потому что как и любой озлобленный ребёнок в истории, Бонни, ты на самом деле не знаешь, чего хочешь.
Ne ile yüzleştiğimi bilmiyorsun.
Тебе не знать всех моих бед.
Her yıl binlerce genç kız kayboluyor ve hiçbirinin adını bilmiyorsun.
Тысячи девочек-подростков исчезают каждый год, и ты не знаешь имени ни одной из них
Sen de bilmiyorsun, sen de bana yalan söylemiyorsan tabii
И ты тоже, если только не врёшь.
Ve sen bu güzel kızı nerede bulabileceğimi bilmiyorsun, değil mi?
И ты не знаешь, где мне найти эту симпатичную девушку, не так ли?
Bracken'nın nasıl insanlarla birlikte olduğunu bilmiyorsun... paralı askerler, silah kaçakçıları, kötünün de kötüsü.
Ты не знаешь, с какими людьми был связан Брекен... Наемники, дилеры, хуже уже некуда.
Ama sen arapça bilmiyorsun.
Но ты не говоришь по-арабски.
Ayrıca bu Alice denen kızın gerçek kimliğini bilmiyorsun değil mi?
Кроме того, разве ты не знаешь, кто эта Элис на самом деле?
Yakamoz hakkında pek bir şey bilmiyorsun, değil mi?
Ты, похоже, не много знаешь об "блуждающих огоньках", верно?
Ne duyduğunu bilmiyorsun sen.
Ты неверно все истолковала.
Nereye gittiğini bilmiyorsun.
Ты не знаешь, что будет.
- Japonca falan bilmiyorsun.
Ты не знаешь японского, и вообще.
- Ne yaptığını bilmiyorsun!
Ты не представляешь, что ты наделал. Да!
Ne söylediğini bilmiyorsun.
Ты не понимаешь, что говоришь
- Fakat o kadar çok günah var ki. - Ne dediğini bilmiyorsun, evlat.
Но там столько греха.
Kazandığın zamanı hiç bilmiyorsun?
Ты хоть понял, что ты выиграл?
Güzel bir şeyler bilmiyorsun diye bana kızma.
Не срывайся на мне, если не в курсе понтовых штучек.
Cidden bilmiyorsun.
Ты и правда не знаешь.
Arkadaşlarının kim olduğunu bilmiyorsun.
Ты не знаешь, кто твои друзья.
Hey, adamım belki bilgisayarları bilmiyorsun, ama onları dışarı atamazsın arkadaşım.
Чувак, может, ты и не сечешь в компах, но их нельзя бросать на землю, друг мой. Нет, нет.
Çünkü nasıl bir güce sahip olduğunu bilmiyorsun.
- Только потому, что ты сам не знаешь своей истинной силы.
Ne yaptığını bilmiyorsun değil mi?
Не знаешь, что делать?
Bilmiyorsun değil mi?
Ты же даже не знаешь, да?
Nasıl olduklarını bilmiyorsun.
Вы их не видели.
Yani tek eksik olan şey bir kağıt parçası. - Yüzüğünün yerini bile bilmiyorsun.
А твое кольцо, ты же не знаешь, где оно.
bilmiyorsunuz 29
bilmiyorum 18446
bilmiyorum ki 83
bilmiyordum 699
bilmiyorum tatlım 28
bilmiyorum ama 31
bilmiyorum dostum 22
bilmiyor 92
bilmiyorum dedim 18
bilmiyorum işte 23
bilmiyorum 18446
bilmiyorum ki 83
bilmiyordum 699
bilmiyorum tatlım 28
bilmiyorum ama 31
bilmiyorum dostum 22
bilmiyor 92
bilmiyorum dedim 18
bilmiyorum işte 23
bilmiyorum efendim 100
bilmiyordun 27
bilmiyor musun 481
bilmiyor musunuz 98
bilmiyordu 23
bilmiyoruz 277
bilmiyorlar 33
bilmiyor muydun 125
bilmiyorduk 25
bilmiyor muydunuz 35
bilmiyordun 27
bilmiyor musun 481
bilmiyor musunuz 98
bilmiyordu 23
bilmiyoruz 277
bilmiyorlar 33
bilmiyor muydun 125
bilmiyorduk 25
bilmiyor muydunuz 35