Bu şekilde tradutor Russo
17,826 parallel translation
- Toto'yu ancak bu şekilde geri alabiliriz.
Усыпляющая пыльца вырубала Зелену раньше. Сработает и сейчас.
Bu şansı kaçırmamalısın. Keşke bu şekilde olmasaydı ama haklısın.
Хотел бы я, чтобы все было иначе, но ты прав.
Ancak bu şekilde bitmesi gerektiği anlamına gelmez.
Но это не значит, что все должно закончится именно так.
Burada bir geleceğimiz var. Bu şekilde davranmalıyız tamam mı?
У нас есть здесь будущее, поэтому может уже начнём действовать, хорошо?
Amira bu şekilde kendini kanıtlamış olacak.
Об уничтожении американских угнетателей и о том, как Амира должна показать себя.
Kadınımı alıp beni ispiyonlayarak buraya bu şekilde gelebileceğini mi sanıyorsun?
То есть, ты увёл у меня девушку и отправился играть в бойскаута.
Hadi ama Rick! Ailemle bu şekilde konuşma.
Перестань, Рик, не говори так о моих родителях!
Bu şekilde unutmazsın.
Так проще запомнить.
Şehre gelmemiz bu şekilde konuşacağımız anlamına gelmez.
Успокойся, Куп. Только потому что мы в городе, не означает, что мы должны так разговаривать.
Kabarıyorum. Ancak bu şekilde iş pişirilir.
Набиваю себе цену, потому что я уже вот настолечко близок.
Max, bu şekilde davrandığım için özür dilerim.
Макс, извини за то, как я с тобой поступил.
Bu şekilde setin kenarında koşup kazayla trafiğin ortasına düşmezdi.
Он бы не стал бегать вдоль насыпи, не говоря уж о случайной встрече с грузовиком.
- Hayır, bu şekilde değil.
Нет, не так.
Yani Busquet'nin binasının planlarını alıp onları onun ofisine gizlice girmek için kullandın, bu şekilde Hull'un sızdırılan planlarını bir daha çaldın.
То есть, ты взял планы к зданию Буске и использовал их для взлома его кабинета, чтобы украсть планы здания Хула, которые были слиты.
Bu şekilde bir kahraman olacaksınız.
В этом случае, вы будете героем.
Bu şekilde olması gerektiği için üzgünüm.
Прости, что придётся так поступить.
Efendinle bu şekilde nasıl konuşursun?
Не так разговаривают со своим повелителем...
Bu şekilde Henshaw ile konuşmanı izleyebildim.
Вот откуда я узнал как найти тебя, из твоих разговоров с Хэншоу.
Bu şekilde belki büyüyü yapabilecek gücü bulabilirsin.
Таким образом, у тебя будет достаточно сил, чтобы использовать заклинание.
Ve eğer bu şekilde bitecekse demek ki olması gereken buymuş.
И если все закончится так... Значит, так должно быть...
Mülakata gitmesini bu şekilde sağlayacağım.
Именно так я и добьюсь, чтобы она пошла на прослушивание.
Eğer çarpılıp bu şekilde ölürsem bu çok utanç verici olur.
Если я загорюсь и вот так умру, это будет очень неловко.
Hef'in neden bizi bu şekilde çift olarak tanıtmaya devam ettiğini anlamıyorum.
Не понимаю, почему Хеф все еще раскручивает нас как пару.
Kliniğimiz bozuklukları tedavi etmek için tasarlandı ve tabii ki işimizin merkezinde bu, bu şekilde sürdürülmeli.
Наша клиника создана, чтобы лечить дисфункции. И это должно оставаться нашей главной целью.
Ayrıca işi bu şekilde büyütebiliriz, bir altın madeninin üzerinde oturuyoruz.
К тому же, успешная работа в этом направлении - это золотая мина.
Sadece bu şekilde olacağını hiç düşünmemiştim.
Я просто не думала, что это будет так.
Bu şekilde davranarak, Bay Tahan'ın Amerikan vatandaşı olduğunu söylemek için niye bu kadar beklediğimizi merak edebilirsiniz.
Вы можете удивиться, почему мы сделали это таким образом, не говоря вам сразу, что мистер Тахан - американский гражданин.
Elsbeth bu şekilde noktaları birleştirdi.
Элсбет просто соединила точки.
Bu şekilde kazanacağız.
И так мы победим.
- Niye burası bu şekilde?
Почему это здесь?
İşte sorun birbirinizi bu şekilde görmeniz.
Вот. Сам факт, что вы начинаете с того, что так друг друга воспринимаете.
Bu şekilde birbirinize nasıl saygı duyar veya bir konuda anlaşabilirsiniz?
То есть. Как вы вообще сможете друг друга уважать или хоть в чём-то согласиться?
Bir daha Sylvia'yla bu şekilde bugün yaptığın gibi konuşursan o sikik kafanı yerinden koparacak deli adam olurum.
Если снова посмеешь разговаривать с Сильвией как разговаривал сегодня, ещё хоть раз, то этот самый псих, оторвёт твою сраную голову.
Ne yazık ki bu şekilde görüşeceğiz.
Жаль, что при таких обстоятельствах.
Açıkçası bu şekilde devam edemem.
Учитывая, как всё идёт, я не могу...
Geçmişte olanları telafi etmeye çalışmanı anlıyorum ama bunu bu şekilde yapamazsın.
Я рада, что ты пытаешься исправить то, что произошло в прошлом, но это не лучший способ для этого.
Ben bu şekilde yapıyorum.
Ну, зато это мой способ.
Bu şekilde bunu yapabilirim.
И так — я могу.
Bu şekilde oynamak istediğine emin misin?
Уверен, что нужно так поступить?
Bu şekilde Yıldırım Atar yıldırım yükleyemez ve onlara saldıramaz.
Тогда Кривет не сможет использовать молнии и напасть на них.
Bu onu asil bir şekilde uyuz etmişti.
Это ужасно ее разозлило.
Bu toplantılardaki tüm insanlar aynı şekilde işkence görmüş.
Все люди на этих встречах мучаются похожим образом.
Bu aşamadan sonra, soruşturmamız iki şekilde devam edebilir.
А теперь, существует два пути.
Bilirsiniz bu kimliğimi gizleme durumunu düzgün bir şekilde düşünmemiştim.
Знаете, вся эта игра "под глубоким прикрытием" была... была чертовски плохой идеей.
Ve sen bir elektrikçinin zihnine sahipsin ki bu kafa karıştırıcı bir şekilde seksi, çünkü aslında seksi olmamalı...
И ты понимаешь электрику, что по непонятной причине сексуально, потому что это как бы и не сексуально...
Bu işi en iyilerine teslim etmek istiyoruz, maaşı da hatırı sayılır şekilde yüksek.
Нам нужно всё только лучшее, и мы платим соответственно.
Bu... Bariz şekilde işe yaramaz bir plan. Ayrıca bu oda bana lazım, tamam mı?
Это... это плохой... неосуществимый план, у меня уже есть идеи, что сделать из этой комнаты, ясно?
Hayır, bu doğru değil. O şekilde olmuyor.
Нет, нет, я не думаю, что это правильно.
Bayan Sadie, şunu söylemek isterim ki bu odadaki herkes özür dilerim, hepimiz buradayız çünkü hayatlarımıza özel bir şekilde dokundunuz ve hepimiz adına, size teşekkür etmek istiyorum.
Мисс СЭйди, я хотела бы сказать, что все в этом зале... Извините... мы все собрались, потому что вы затронули наши жизни своим участием, и от имени всех нас я хочу сказать вам "спасибо".
Ve bir yıl geçtikten sonra bu ikisi işletmeyi sabit şekilde zarara geçirdiği için ortak olarak kontrolü ele alma ve çözme hakkım doğuyor.
И что через год, из-за того что при них бизнес пришёл в упадок, Я как партнёр имею право забрать у них бизнес и ликвидировать его.
Hepiniz ona güzelce hizmet etmişken ben de düzgün bir şekilde birlikte çalışmayı gözlüyorum. Özellikle bu zor zamanlardan geçerken.
Вы все верно ему служили, и я с нетерпением жду продолжения работы, что вы начали, чтобы пройти через это нелёгкое время.
bu şekilde değil 53
bu şekilde olmaz 37
bu şekilde konuşma 22
bu şekilde mi 16
bu şekilde devam edemem 22
bu şekilde yaşayamam 23
bu sen misin 162
bu senin sorunun 70
bu senin mi 96
bu sensin 203
bu şekilde olmaz 37
bu şekilde konuşma 22
bu şekilde mi 16
bu şekilde devam edemem 22
bu şekilde yaşayamam 23
bu sen misin 162
bu senin sorunun 70
bu senin mi 96
bu sensin 203
bu sen değilsin 47
bu senin hayatın 30
bu senin 195
bu seninle benim aramda 18
bu senin için 282
bu seferlik 30
bu sefer 162
bu sebeple 59
bu senin düşüncen 27
bu seni ilgilendirmez 244
bu senin hayatın 30
bu senin 195
bu seninle benim aramda 18
bu senin için 282
bu seferlik 30
bu sefer 162
bu sebeple 59
bu senin düşüncen 27
bu seni ilgilendirmez 244