Dışarıda mı tradutor Russo
2,558 parallel translation
Sam hâlâ babanla dışarıda mı?
Сэм все еще с твоим отцом?
Haberciler dışarıda mı?
Есть новость от команды на месте?
Müdür Yardımcısı hala dışarıda mı?
Заместителя президента до сих пор нет?
Düşmanlarım hâlâ dışarıda bir yerdeler ve benim ölmemi istiyorlar.
Мои враги всё ещё рядом. Они хотят меня убить.
Ya dışarı çıkarım ya da denerken ölürüm.
Я выберусь отсюда, или умру пытаясь выбраться.
Dışarıda bir telefon var, yardım çağırabiliriz.
Телефон в хранилище, так что мы можем... мы можем вызвать помощь.
Saxon dışarıda olduğuna göre Harrison'ın Jamie'yle kalması lazım.
Если Саксон где-то рядом, Гаррисон должен быть с Джейми.
Dışarıda olacağım.
Я буду на улице.
Her neyse, ben dışarıda bekleyeceğim. Çıkmana 5 dakika kala haber ver. Taksi çağıracağım.
В любом случае, я собираюсь подождать снаружи - просто предупредите меня за 5 минут и я вызову такси.
Ve hemen dışarıda kaçırdığım tüm o şeyleri duyabiliyordum.
И лишь снаружи... Я слышу все, что пропустил.
Dışarıda uyumaktan bıktım.
Я завязала спать на улице.
Kallie birkaç gece önce park alanında ana avrat düz gidiyordu ben de onu dışarı atmak zorunda kaldım. Şimdi ise ölü bir kız ile ilgim olduğunu söylemeye çalışıyor..... ki bu da kuyruklu yalan.
Kallie was cussing up a storm in the parking lot a couple nights ago, and I had to boot her out, and now she's trying to say I know some dead girl, which is a damn lie.
Çocuk oynasın diye dışarı çıkacağım ve krup için endişeleneceğim, o da neyse ve her "agu" suna ve "Lady Gaga" sına tutunacağım.
Я назначу дни для игр и я буду беспокоиться обо всех хрипах и... и я буду взлетать на небеса от счастья от всех его "Гуу-Гуу" и "Леди Гага".
Ben de devlet için dışarıda görevler yapmayacağımıza yemin etmiştim.
А я поклялся, что мы не будем заниматься миссиями для правительства.
Dışarıda yakayım en iyisi.
Я прикурю ее снаружи.
Lütfen Becky. Taslağı odadan dışarı çıkarma ya da senin o kafanı bir güzel koparırım.
Пожалуйста, Бекки, не выноси рукопись за пределы этой комнаты, или я отрежу тебе башку к хуям!
Rumplestiltskin'i dışarı çıkartmak için bana yardım et sonra da geri gidip...
Помоги мне уничтожить Румпельштильцхена, а потом мы вернемся...
Seni dışarı çıkarıp seni soyarım ya da ben soyunurum ama ikimiz de aynı anda soyunmayız, çünkü işler böyle yürümüyor.
Я веду тебя на встречу, и прищучат либо тебя, либо меня, но нас обоих точно не прищучат, так не бывает.
O dışarıda kadını küçük düşürürken bense onu burada bekliyor olacaktım.
Он бы там её унижал, а я была бы здесь, ожидая её.
Hiç dışarıda var mı?
А снаружи?
"Sanırım biz dışarıda oturacağız, teşekkürler."
- Я лучше посижу здесь, спасибо. - Отлично.
Danny'nin buraya gelmesinden önce ya da sonra dışarıda şüpheli birini gördün mü diye soracaktım.
Я просто хотел узнать, не видели ли вы вокруг кого-то подозрительного до или после того, как Дэнни был здесь?
Cumartesi günü öğleden sonra dışarı çıkmışken bir deri bileklik alayım dedim. O da şansıma deri bileklk satıyordu.
Я прогуливался в субботу и наткнулся на магазин кожаных браслетов, а она продавала эти браслеты.
Adamlarımız dışarıda ölüyor.
У нас там люди умирают, прикрывая нас.
Bize öğle yemeği menüsünü söyle, yeter. Dışarıda oynarken yiyebileceğimiz bir şeyler var mı?
Просто дай знать, что в твоем обеденном меню, и какие легкие закуски ты можешь подать, когда мы будем играть во дворе.
Arkady ya da başkası biriyle görüşmek için dışarı çıktı mı?
Аркадий или кто-то ещё ходил за пределы посольства на встречи?
İki kamyonum dışarıda. İzninle işimi kurtarmam lazım. Evet, iyi günler.
Слушайте, у меня парень в больнице, у меня два грузовика вышло из строя, так что, если вы мне позволите, я должен спасать мой бизнес.
Evet ama dışarıda bu tür şeyler için gerçek okul lazım.
Да, но в реальном мире нужно заканчивать колледж, чтобы заниматься такими вещами.
Dışarıda kimse saçımı bir Pepsi kutusu için yapmaz.
Знаешь, никто вне решетки не сделает то, что я могу за Пепси.
Dalga mı geçiyorsun? Karl öldü! Dışarıda birileri var.
Карл мёртв, кто-то бродит там они правы, они правы, Джонатан я знаю для тебя это важно, но мы должны идти человек мёртв, господи боже давай, мы должны идти сейчас
- Okulum dışarıda, ben buradayım. Ve yardım etmek istiyorum.
Колледж в другом городе, а я здесь и хочу помочь.
Normal şartlarda sormazdım ama dışarıda polis arabasını görünce...
Слушайте, обычно... обычно, я бы не стал спрашивать, но я увидел полицейскую машину перед домом, так что...
Bir kaç saat dışarıda olacağım...
Мне нужно уйти на пару часов.
Onsuz kim olduğumu da elimi kolumu nereye koyacağımı da bilmiyorum sanki ama Mellie beni kapı dışarı ediyor.
Просто.. Я просто не знаю, кто я без него. Это как..
Ama peki ben o kaltağı eve ihtiyacı olduğu günlerde dışarıda bıraktım mı?
Бац! Но выбросил ли я эту суку в сточную канаву, если бы она нуждалась в крове? Нет.
Arılardan korkardım ve dışarıda oynamaktan nefret ederdim.
В детстве я боялась пчел и ненавидела играть на улице.
Biz senin ofisinde toplantı yaptığımızda onu dışarıda bırakabilirsin.
Это мое здание. Когда мы встретимся в вашем офисе, вы сможете его выгнать.
Çünkü aslında burada olmamalıyım. Dışarıda kendi evinin önünde vurulan bir çocuğun soruşturmasını yürütmeliyim.
Так как дело в том, что мне нужно не здесь сидеть, а пытаться найти того, кто ранил десятилетнего пацана прямо на пороге его дома.
Dışarıda hâlâ muhabirler var mı?
На улице до сих пор репортёры?
Yani hala dışarıda bir yerde Quentin ve onu bulacağım.
Но она всё ещё там, Квентин. Я собираюсь найти ее
- Tanrım, dışarıda bir adam vardı.
- Боже, там снаружи мужчина.
- Dışarıda buluşalım demiştim.
Я же просил встретить меня снаружи.
Melekler dışarıda tamam mı?
Здесь повсюду ангелы, слышишь?
Yani dışarıda bir yerde bir kanepenin arkasında senin gelmeni bekleyen insanlar mı var?
Прямо сейчас, кучка людей спряталась где-то за диваном, ждет когда ты войдешь?
Yarın dışarı çıktığınızda dünyanızın küçücük bir bölümüne göz atın. Bahçenizin köşesine ya da bir parka hatta kaldırım çatlaklarında biten çimlere...
Поэтому, когда вы завтра выйдете на улицу, оглянитесь вокруг, присмотритесь к своему миру, к углолку сада, к дереву в парке, к травинке, прорастающей из трещины в тротуаре.
Dışarıda bir yerlerde olduğunu bildikçe ne hayatımı ne de Carly ile olan ilişkimi sürdüremiyorum.
I can't move on with Carly, I can't move on with my life knowing that he's still out there.
Dışarıda olacağım, hanımefendi.
Я буду снаружи, мэм.
Dışarıda gördüğüm Emniyet Müdürü Yardımcısının arabası mıydı?
Это была машина Ассистента Шеф Констебля, я видел которую чуть ранее?
Ya adam gibi buradan gidersin ya da seni o serseri hayatına uygun biçimde dışarı attırırım.
Ты можешь выйти как мужчина, либо тебя вышвырнут отсюда как ничтожество, каким ты и являешься.
Kızım dışarıda bir yerlerde. Tanrı bilir nerededir şimdi.
Речь идет о моей дочери, которая Бог весть где находится.
Dışarıda kızımı aramanız gerekiyor.
Вы должны искать ее.