Gerceği tradutor Russo
11,201 parallel translation
Belki ona gerçeği anlatmıştır ve beni bu işe karıştırmak istememiştir.
Они когда-то вместе работали в банке. Может быть, она использовала его втёмную.
Şimdi bana gerçeği söyle.
Скоро выяснится, что я проник сюда обманом.
Niye gerçeği bana en baştan söylemediniz?
А почему Вы сразу не рассказали мне всю правду?
Madem Laura onlara gerçeği anlatacaktı, neden polisi aramadılar?
Почему они не пошли в полицию, когда Лаура им всё рассказала?
Sanırım artık hepimiz gerçeği söylüyoruz.
Думаю, теперь мы все говорим правду.
Stiles, gerçeği bilmezsem seni koruyamam.
Стайлз, я не смогу тебя защитить, если не буду знать правду.
Günün birinde, ona gerçeği söylemek zorunda kalacaksın.
Однажды тебе придётся сказать ей правду.
Barry, bana gerçeği bir yıl önce söylemiş olmanı isterdim.
Барри, хотела бы я узнать правду о тебе год назад.
Eğer birisi gerçeği öğrenecekse,... ona gerçekten güvenmem gerekiyor.
Я должен по-настоящему доверять человеку, чтобы рассказать правду.
Arkadaşlar önemli bu yüzden seninle konuşmak istedim Strix hakkında ve Davina'nın onların cadısı olduğu gerçeği hakkında.
Друзья важны, поэтому я хотел с тобой поговорить... о Стрикс... И что мы будем делать с фактом что Давина стала одной из этих ведьм.
Lütfen, sadece içeri git ve anneme gerçeği söyle.
Пожалуйста, просто иди туда и расскажи моей маме правду.
Ona gerçeği anlatmalısın.
Ты просто обязана сказать ему правду.
Bence doğru söylüyor yalnızca tüm gerçeği değil.
Я имею ввиду, она говорит правду, просто не всю.
Ama Camelot öldüğünde herkes acı gerçeği öğrenecek. Aşk beyne isabet eden mermi gibidir.
Но, когда Камелот падёт, все буду знать то, что знаю я..... любовь - пуля в голове.
Onlara gerçeği söyleyemeyiz.
Я бы не рассказал им правду.
Ve işin gerçeği yüksek irtifa kapasitesi var.
И учитывая то, что у него высотные возможности.
- Gerçeği öğrenmeye çalışıyorum.
- Я просто пытаюсь выяснить правду.
- Gerçeği mi söyleyeyim?
По-правде?
Pekâlâ. Gerçeği mi istiyorsun?
Хорошо.
Gerçeği öğrenmek istiyordun.
Тебе нужно было выяснить правду.
Benim aşırılıklarımdan o kadar korktun ki... en bariz gerçeği unuttun.
" ы так бо € лс € моего экстремизма, что забыл об одной очевидной истине :
Anlamıyorsun çünkü gerçeği söylememe izin vermiyorsun.
" ы не понимаешь, потому что не даешь мне сказать тебе правду.
Bense daima gerçeği isterim.
Чего я всегда хочу, это всей правды.
- Gerçeği mi istiyorsunuz?
Вы хотите правды?
- Evet, gerçeği istiyorum.
Да, я хочу правды.
Ben de kimseye yardım edemem çünkü kimseye gerçeği söyleyemem. - Ne gerçeği?
Что ж, я не могу помочь никому потому что я не могу никому сказать правду.
- İnsanların öldüğü gerçeği.
Какую правду?
Neden bilmiyoruz ama çok yanlış bir şey olduğu ve bunu kabullenmediğin gerçeği.
Что люди погибли, что мы не знаем почему, но это очень, очень нехорошее, и что ты не можешь этому противостоять. Говори тише.
Ama artık gerçeği söyle bana.
Но сейчас скажи мне правду.
Zamanda yolculuk yapma yeteneği bir gerçeği açığa çıkardı.
Эта способность путешевствовать во времени выявила правду.
Ve işin gerçeği yüksek irtifa kapasitesi var.
И учитывая, что он приспособлен для высоких полётов.
Dinle... Şartlarımızdan mutlu olmadığım gerçeği sana aşık olmadığım anlamına gelmiyor.
Погоди... только потому, что я была разочарована обстоятельствами, не означает, что я не влюблюсь в тебя.
- Gerçeği.
- Правду.
Ancak size gerçeği getirdiğimize inanıyoruz.
Но мы считаем, мы может принести вам истину.
Şimdi herkes için gerçeği doğruladım ben.
Сейчас я подтвердил истину для всех.
.. acı gerçeği söylemenin zamanı geldi.
- Клаусе Майклсоне.
"Ve gerçeği öğrendiğinde.. .. gerçek seni özgür kılacak."
"И ты должен знать правду, и правда должна освободить тебя".
Ve doğal olarak gerçeği bilmeden boşlukları doldurdunuz.
И, не зная фактов, вы, конечно, додумали остальное.
Gerçeği gördüğünü düşünmüştüm.
Я думал, ты это понимаешь.
Gerçeği istiyorum yoksa size karşı olan tüm iyi niyetim size olan borçlarım hepsi gider!
Мне нужна правда, или всё то доверие, что у нас установилось, услуги, которых ты ждешь, — исчезнут!
Sana gerçeği söyleyeyim.
Сказать тебе по правде...
Gerçeği söylemek gerekirse... bilmiyorum.
Если честно... Я не знаю.
Gerçeği bilmemelerini sağlamak mı?
Потому что часть нашей работы, как Сумеречных Охотников, это чтобы примитивные не...
- Ama ona gerçeği söylemeliyim.
Но я должна сказать ему правду.
Seelie'ler genelde gerçeği saklarlar.
Фейри часто скрывают правду.
Güvenlik ekibimiz var o yüzden gerçeği söyleyebilirsin.
так что расскажите.
Bir gerçeği paylaşıyorum.
ѕросто так всЄ устроено.
Gerçeği söyleyeceğim.
Тогда я скажу правду.
Sanırım bu gerçeği zor yolla öğrenmek zorunda kaldım.
Ну, полагаю, мне пришлось понять это на собственной шкуре.
Yaptım çünkü Frank'e yardım etmek gerçeği ortaya çıkarmak yapılması gereken doğru şeydi.
Я сделала это, потому что помочь Фрэнку добраться до истины - правильный поступок.
- Belki sadece gerçeği istiyordur.
- Может, он хочет правды.
gerçeği 152
gerçeği söylüyorum 42
gerçeği söyle 63
gerçeği söylemek gerekirse 94
gerçeği istiyorum 38
gerçeği bilmek istiyorum 23
gerçeği mi 28
gerçekten 4665
gercekten 18
gerçekten mi 5647
gerçeği söylüyorum 42
gerçeği söyle 63
gerçeği söylemek gerekirse 94
gerçeği istiyorum 38
gerçeği bilmek istiyorum 23
gerçeği mi 28
gerçekten 4665
gercekten 18
gerçekten mi 5647
gercekten mi 17
gerçek 469
gerçekten çok güzelsin 18
gerçekler 57
gerçekte 109
gerçekten çok üzgünüm 145
gerçekten çok güzel 132
gerçekten sen misin 47
gerçekten çok kötü 18
gerçek mi 111
gerçek 469
gerçekten çok güzelsin 18
gerçekler 57
gerçekte 109
gerçekten çok üzgünüm 145
gerçekten çok güzel 132
gerçekten sen misin 47
gerçekten çok kötü 18
gerçek mi 111