English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Russo / [ H ] / Havaalanı mı

Havaalanı mı tradutor Russo

651 parallel translation
Alo? Havaalanı mı?
Алло, аэропорт?
Alo, havaalanı mı?
Алло, аэропорт Ниццы?
Alo, havaalanı mı?
Аэропорт!
Yok, en iyisi havaalanında buluşalım.
Нет, лучше встретимся на аэродроме.
Havaalanında hala biri var mı bakayım?
Ладно, я отвезу вас на аэродром.
Chicago'dan gelmekte olan American Havayollarına ait... DC-7808 no. Lu uçak havaalanımıza inmiştir.
Прибыл самолёт компании "Американские авиалинии", рейс 808 Ди-си-семь из Чикаго.
- Havaalanına mı?
- В город, пожалуйста.
Havaalanında sizi uğurlayacağım.
Я получу ваш посадочный талон в аэропорту.
Seni havaalanına bırakamayacağım.
Я не смогу проводить вас до аэропорта.
Ben birde havaalanına bakacağım.
Нужно взглянуть на аэродром.
- Seni bir daha havaalanımın üzerinde zafer taklası atarken görmeyeyim.
- Чтоб я больше не видел... этих триумфальных бочек над моим аэродромом!
- Londra havaalanına mı efendim? - Evet, çabuk.
В аэропорт, сэр?
Seni havaalanından alırım.
Я встречу тебя в аэропорту.
Havaalanı doktorunun elinde bir göz cerrahı var mı diye sor.
Понимаете, кроме врача в аэропорте нужен еще хирург офтальмолог.
Havaalanının ucundaki depolarımızı vurmamaya dikkat edin.
Сделай прямое попадание в столовую.
Havaalanında bagajını taşımana yardım etmiştim.
Помните, я нес ваш багаж.
Havaalanını aradınız mı?
Вы звонили в аэропорт?
Seni alması için arabayı havaalanına geçen hafta yollamıştım.
Я посылал машину встретить тебя в аэропорту на прошлой неделе.
Az önce aldığım habere göre, hava ekibimizden Cal Long Beach havaalanından biraz önce havalanmış.
Из аэропорта Лонг Бич готовится взлететь вертолёт нашей радиостанции.
Tamam mı? Eğer uçakla geleceksen, havaalanından seni alması için araba yollayacağım.
Если ты полетишь, как сказала, я пришлю за тобой машину в аэропорт.
- Havaalanı mı?
- В аэропорт?
Kenndy havaalanına bir jet geliyor, tamam mı?
Самолёт будет ждать в аэропорту Кеннеди, ясно?
Sonra havaalanına gideceğim. Uçağa bineceğim ve uçağı kontrol edeceğim. Ve herşey yolundaysa, hepsini bırakacağım.
И когда я поднимусь на борт, и удостоверюсь, что всё нормально... тогда смогут уйти остальные.
Los Angeles Havaalanı'ndayım.
Я в аэропорту в Лос Анжелесе. Я прилетел.
Onu havaalanından aradım.
Теперь все доложит жене.
Merkezin haberlerine göre Stapleton Havaalanına yalnızca bir kaç iniş mümkünmüş ve fırtınanın gidişine bakılırsa sanırım havaalanı yakında kapanacak.
Нам сообщили из отдела новостей в аэропорту Стэплтон примут всего несколько рейсов и из-за такой снежной бури я думаю, весь аэропорт будет закрыт в течение этого часа.
Saat 8'de havaalanında olmam lazım.
Я должна быть в Росси в 8.
Havaalanı için taksi çağırmıştım.
Прости, Джон. Я думал, это моё такси в аэропорт.
Hadi polisi arayıp, kayıp ihbarı yapalım. Belki eve dönmeye çalışıyordur. - Havaalanını kontrol edellim.
Надо заявить о пропаже человека, проверить аэропорты.
Ve ajanlarım bu dökümanları kullanarak havaalanı 1 boyunca serbestçe dolaştılar.
И благодаря этим подделкам... мои агенты свободно перемещались по терретории Айэрстрип Уан... содействуя организации восстания и мощного контрзаговора...
Diğer ajanlarla birlikte sahte para bastım... Endüstri makinelerine zarar verdim, su kaynaklarını kirlettim... Avrasya roket bombalarına Havaalanı 1 i vurmaları için radyo sinyali kodlarıyla rehberlik ettim.
Вместе с другими агентами, я подделывал банкноты... ломал производственную технику, загрязнял воду... возил ракетные бомбы Евразии на территорию Айрстрип Уан... посредством закодированных радиосигналов.
Valizlerimizi alalım ve doğruca havaalanına gidelim.
Давай пойдем возьмем сумки а потом прямиком в аэропорт.
- Havaalanında bağlantım var.
- Есть связи в аэропорту.
Ben havaalanında olacağım.
Я буду в аэропорту.
Anladın mı? İki saat sonra Serrano yalnız başına Dük'ü McCarran Havaalanı'na getirsin. Dük'e karşılık disketler.
Передай Серрано, что я хочу встретиться с ним и Герцогом через два часа в аэропорту МакКэррена, где мы совершим обмен.
Ne yani, havaalanının ortasında bağırmamı mı istiyorsun?
Хочешь, чтобы я орал на весь аэропорт?
Havaalanındayım.
Я в аэрпорту.
Şu sırada havaalanında olmalı. Havaalanında mı?
– Сейчас он должен быть в аэропорту.
Üç saat sonra Los Angeles Havaalanı'nda olacağım.
Я буду в Лос-Анджелесе через три часа.
Beni havaalanından alır mısın?
Встречай меня в аэропорту.
Selam. - Havaalanındayım, hatırladın mı?
Помнишь?
Sana havaalanında söylediğim her şeyi kendim yazdım.
Я сама его написала...
Sor bakalım, havaalanında olayı görenler olmuş mu?
Зададите вопросы начальнику полиции? Да. В аэропорту были свидетели?
Havaalanındaki adam mı bu?
Разве этот, парень, не из аэропорта?
Yani, J.F.K. havaalanında zorla uçaktan çıkarılıp, tecavüze mi uğrayacağım?
Ну, я не думаю, что на меня нападут в аэропорте Джона Ф. Кэннеди и изнасилуют и ограбят, правда?
Seattle havaalanındaydık,... oradan kaçtım.
Мы были... Мы были в аэропорте Сиэтла. И я просто сбежала.
Hadi tüm siktiğimin havaalanını kapatalım!
Давайте закроем весь этот хренов аэропорт!
Bana kalsa, her lanet basın mensubunu havaalanının dışına atarım. Ama o zaman, basın özgürlüğü diyerek propaganda yapmaya başlarlar.
Лично я не пустил бы ни одного репортёра в аэропорт, но они поднимут хай насчёт свободы слова.
Şu anda havaalanında 15.000 kişi olmalı. Ve paniğe ihtiyacımız yok.
В этом аэропорту должно быть 15 тысяч человек, и нам не нужна паника.
Adamlarıma tüm havaalanını baştan sona araştırtacağım.
Мои люди разберут аэропорт по винтику.
Bu park cezasını benim havaalanımın önünde mi aldın?
Ты получил этот штраф за парковку перед моим аэропортом?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]