Istemiyor tradutor Russo
9,836 parallel translation
- Tanrı sizi istemiyor!
Господь не хочет, чтобы вы жили!
Yeni avukat para istemiyor, sadece yardımcı olmak istiyor. - Neden?
А новый адвокат бескорыстна и хочет помочь.
Canım istemiyor.
Я не хочу.
Artık onun ölmesini istemiyor muydu?
Она больше не хотела его смерти?
Neden hapisteyim bilmek istemiyor musun?
- Не хочешь знать, за что я тут?
Bilmek istiyor musun, istemiyor musun, bir karar ver.
Зависит от того, нужны тебе детали или нет.
Sonu Shameek gibi olsun istemiyor.
Он не хочет, чтобы он закончил как Шеймик.
Hiç sıra dışı bir şeyler yapmak istemiyor musun?
И ты не хочешь сделать что-то реально крутое?
Bana devretti ve firmadan kimsenin vaktini buna harcamasını istemiyor.
Передала его мне и не хочет, чтоб фирма ему уделяла время.
Taksisinde erkekleri istemiyor.
Двое парней в машине ему не угодили.
Hava karardıktan sonra karım burada olmak istemiyor.
Моя жена не хочет оставаться здесь после захода солнца.
Gerçeği bilmek istemiyor musun?
Неужели ты не хочешь знать правду?
Sizinle konuşmak istemiyor.
Он не хочет говорить с вами.
Dışarıda tutuklanmak istemiyor.
Он не хочет, чтобы его арестовали снаружи.
Hamleleri azalıyor, Johnnie demek de LAPD'nin kanunsuzluğu demek ve Gil bu şehrin yeniden mahvolmasını görmek istemiyor.
Расовая карта выставлена, Джонни сравнялся в несправедливости с управлением полиции, а Гил не хочет, чтобы город опять лихорадило.
- Kimse o soyratıyı izlemek istemiyor.
Парень, да никто не хочет смотреть на этого клоуна.
İnsanlar şehirlerinde zencileri istemiyor.
Понимаешь, людям не нужны ниггеры в городе.
Aslında, hepimiz dünyada böyle insanların bitmesini istemiyor muyuz?
И вообще, хотим ли мы, чтобы на земле не осталось таких людей?
Ayrıldığımız güne geri dönebilmeyi sen de istemiyor musun?
- Ты бы хотел вернуться в день отъезда?
Lancel'ı geri istemiyor musun?
Хочешь вернуть Ланселя?
Benim fikrimi bilmek istemiyor musunuz?
Не хотите узнать, что я думаю?
Adamları onun için dövüşmek istemiyor.
Его люди не хотят за него сражаться.
Siz Yedi Krallık'ı istemiyor musunuz peki?
А Вы не хотите Семь Королевств?
Görünüşe göre kraliçe anne kendi duruşmasına katılmak istemiyor.
Похоже, королева-мать не желает присутствовать на собственном суде.
- Beni istemiyor ki.
- Она не хочет меня
Hatta benimle hiçbir ilgisi olsun istemiyor.
На самом деле, она не хочет иметь ничего общего со мной.
Basın toplantısında kimseyi istemiyor sonra artıklarla ben uğraşmak zorunda kalıyorum.
Это он не хочет, чтобы ребята общались с прессой. А разбираться мне.
Onu tekrar dışarı atmak ve neyden yapıldığını göstemek istemiyor musun?
Ты не хочешь вытащить его на задний двор и показать, из чего сделан?
Ben de sana soruyorum Prens Anatole Kuragin'in karısı olmak istiyor musun istemiyor musun?
Я спрашиваю хотите вы или нет быть женой князя Анатоля Курагина?
Sana tapıyor. Ama verdiğin söze esir kalmanı istemiyor.
Она обожает тебя, но не хочет, чтобы ты считал себя связанным словом.
- Gelmemi istemiyor musun?
- А ты не хочешь?
Ailesinin bilmesini istemiyor.
Она не хочет, чтобы семья узнала.
Çocuğu bile istemiyor.
Она не хочет ребёнка.
- Balayını böyle geçirmek istemiyor muydun?
Разве не так ты мечтала провести медовый месяц?
Bu adam benim iş yapmamı istemiyor.
Он не хочет, чтобы я шла служить в полицию.
Büyük pazarlardaki 14 radyo istasyonu albümlerimizi çalmak istemiyor.
- 14 радиостанций на основном рынке не будут играть наши альбомы.
Duyduğuma göre Ian, Chicago'dan bahsetmek istemiyor.
Я так понимаю, что Иэн не хочет говорить о Чикаго.
- Öyle olmasını istemiyor muyuz?
- А ты не того добиваешься?
Büyük sanatçılarda Richie etrafta dolanmanı istemiyor, onu gölgede bırakırız diye.
К большим артистам Ричи никого не подпускает, хочет быть в центре внимания.
Müdür olarak sana kıçına ataç taktığın için çok para ödüyorlar da pay istemiyor musun?
Тебе так много платят за то, что ты тут скрепки в задницу вставляешь?
Burada kimse senin yanlış düşüncelerini dinlemek istemiyor.
Никому не интересно слушать твой словесный понос.
Sanırsam sana eziğin teki olduğunu söylediğim zaman buradaki herkes adına konuşabilirim. Hem kimse senin o saçma mektubunu imzalamak istemiyor.
- Гэмби, думаю, я выражу общее мнение, если скажу что ты просто задротыш, и никто не подпишет твою тупую писульку.
- Yapmasını Ray istemiyor ki.
- При чем тут Рэй?
Konuşmak istemiyor musun?
- Ах, не хочешь об этом говорить.
Bizden Heidi'nin karakterini öldürmemizi istemiyor.
Ты не хочешь, чтобы мы убивали персонажа Хайди.
Kaçmak istemiyor musunuz?
Вы не хотите сбежать?
Barghati adamın pazarlığa karışmasını istemiyor.
Баргхати не хочет, чтобы он участвовал. Таково условие сделки.
Peki bana o kitabı okumak istemiyor musun?
- Значит... ты не хочешь мне это читать?
Benim çalışmamı istemiyor ; Ama ben istiyorum.
Он не хочет, чтобы я работала, а я хочу найти подработок.
Okumak, konuşmak, şarkı söylemek istemiyor.
Она не хочет читать, говорить или петь...
Kimse sizin mikrodalganızı falan istemiyor!
Да никому не нужна ваша микроволновка!
istemiyorum 1125
istemiyorsun 47
istemiyorsan 36
istemiyor musun 270
istemiyor musunuz 34
istemiyoruz 30
istemiyor mu 16
istemem 270
istemez 58
istemezdim 19
istemiyorsun 47
istemiyorsan 36
istemiyor musun 270
istemiyor musunuz 34
istemiyoruz 30
istemiyor mu 16
istemem 270
istemez 58
istemezdim 19