Kalmak mı tradutor Russo
1,314 parallel translation
- Sen hayatın konusunda mızmızlanırken seninle aynı asansörde kapalı kalmak mı?
- Застрять в лифте вместе с тобой и выслушивать нытье о неудавшейся жизни?
Benim için en iyisi bu mudur, bu kahrolası var oluşa, tüm pisliği ve aldatmacasıyla ve de günahkarlığıyla katlanmak ve ayık kalmak mıdır?
Разве это лучшее для меня, выносить это чёртово существование со всем дерьмом, ложью и злобой и оставаться трезвой?
Hayatımızın sonuna kadar mahkum kalmak mı?
Бьıть здесь пленниками до конца жизни?
Burada sabah kadar sap gibi kalmak mı istiyorsunuz?
Пионеры-тимуровцы, вы чё, тут залипнуть решили до утра? !
Geç kalmak mı?
Опаздываешь?
Hadi kızlar, kiliseye geç kalmak mı istiyorsunuz?
Поторопитесь, девочки. Нельзя опаздывать на службу.
Ya da hala 2. Dünya Savaşında mahsur kalmak mı isterdin?
Вы бы предпочли застрять во Второй Мировой Войне?
Enfeksiyon hastalıkları bölümünün düzenlemelerini kontrol etmeliyim, biliyorsun hastanemin tepesinde kalmak zorundayım.
Я должен внести это в протокол. Ты знаешь, я должен держать на высоте эту больницу.
Cezaya mı kalmak istiyorsun?
Сразу же, после уроков жду объяснительную.
Tabii tabii, şu işi bedava yapmak mu istersin yoksa, beraber takıldığımız zamanlarda, sürekli bunu izlemek zorunda mı kalmak istersin?
Эм, да, как насчет делать это бесплатно или каждый раз, когда мы будем где-то тусоваться, тебе придется смотреть на это?
Oo Ike, seninle biraz yalnız kalmak ihtiyacım vardı. I like dada better. Aşk mektubunu aldım, sana karşılık yazdım.
ќу, јйк, я просто хотела провести секундочку наедине с тобой я написала тебе любовное письмо, и одно старое ќу, всего один поцелуй в тишине от класса.
Kalmak için herşeyi yaparım.
И я сделаю все, чтобы остаться.
Sanırım dünyada kimse yalnız kalmak istemiyor.
Ну, я полагаю, никому бы не понравилось такое чувство, когда ты постепенно остаешься один в целом мире.
Bu yüzden, düşünmüştüm ki bir sınıf arkadaşımın evinde kalmak benim için daha faydalı olur.
Поэтому я подумала что будет лучше пожить у друга.
Hayatta kalmak için yapmalıyım.
а иначе не выживу.
Sadece kendime yalnız kalmak zorunda olmadığımı anlatmaya çalışıyordum.
Я просто сказала себе, что я не хочу больше уживаться с одиночеством, понимаете?
- Burada kalmak için bir nedene ihtiyacım var.
- Эддисон... - Нет, мне нужна причина, чтобы остаться тут.
Frank'e, her ne kadar Billie'yi hayatında istese de, Billie'nin ihtiyacı olanın ondan uzak kalmak olduğunu, ve eğer onu gerçekten seviyorsa, istediği hayatı yaşaması için ona izin vermesi gerektiğini anlattım.
Я объяснил Фрэнку что... возвращение Билли в его жизнь, плохо скажется на ее, и если он ее действительно любит, он должен отпустить ее жить так, как она хочет. Ты прав.
Clark her ne kadar seni özlemiş olsam da, sanırım bir süre ayrı kalmak bizim için iyi oldu.
Кларк... я так по тебе скучала, но думаю, разлука пошла нам на пользу.
Dinle, geç kalmak istemiyorum ve bol şans, tamam mı?
Послушай, я не хочу опоздать, так что удачи, ладно?
Seveceğini biliyorum, çünkü futbol ve beyzbol var, ve anne de yarım gün işe gidiyor,... sen de evde yalnız kalmak istemezsin değil mi?
Конечно, потому что там и футбол и бейсбол, а мама будет на работе. Ты же не хочешь сидеть дома один?
Merhaba. Eğer eşinizle kalmak isterseniz çocuklarınız için bakıcılarımız var.
Мы может присмотреть за детишками, если вы хотите остаться с вашей женой.
Kalmak için kendime bir yer bulacağım.
Найду себе новое место.
Yagami-kun.. Bana söylediğin herşeyi, dediğin şekilde yaptım. Şu an için ilk önceliğim hayatta kalmak...
что моя жизнь важнее всего.
Geride kalmak istemiyorum. Onu kurtarmak için sizinle birlikte savaşacağım.
Я не останусь позади, я буду сражаться рядом с тобой что бы спасти его.
Bana sorarsanız, yeni planımız eski plana sadık kalmak.
Ну, если ты спросил меня, то новый план есть старый план!
Elbette. Ayrıca, bütün bu yaşadıklarımızdan sonra, seni öldüresiye dövmek zorunda kalmak istemem.
Вдобавок, мы столько пережили жалко тебя метелить.
- Kalmak zorunda değilsin. - Dalga mı geçiyorsun?
- Тебе не обязательно оставаться.
Bunu okuduktan sonra 1408'de kalmak istemeyeceğine kalıbımı basarım.
Даю гарантию, если вы хоть раз прочтете вам уже не захочется остановиться в номере 1408.
Biz kaçıp hayatımızı kurtarırken hangi aptal geride kalmak ister ki?
Какой идиот останется, пока мы будем спасаться?
Efendim, saygılarımla söylemek isterim ki bulunduğum yerde kalmak için o kadar da çok çalışmadım.
Со всем уважением, сэр но я так усердно работал не для того, чтобы оставаться здесь.
Stan, tatlım, gerçekten burada kalmak zorunda mı?
Стэн, милый, ему обязательно жить здесь?
Yalnız kalmak zorundaydım.
Мне нужно было побыть одному.
- Yalnız kalmak istiyorum, anladın mı?
- Мне сейчас нужно побыть одной, ладно?
Görevim takım buraya gelene kadar burada kalmak. Burada bekle.
Поднимай, не поскользнись.
Bir ezik olarak kalmak istiyorsan, sana engel olmayacağım.
унвеьэ ашрэ бяч фхгмэ месдювмхйнл - ъ реаъ ме депфс.
Tamam, sanırım kalmak zorundayım. Terkedilmiş bebeğin iyiliği için.
Ладно, полагаю, я должен остаться... для блага мусорного малыша.
Kalmak istiyorum sanırım.
Остаться, наверно.
Kalmak istiyorum sanırım.
Остаться наверно..
Hep böyle kalmak istiyorum. Gözlerinde, hayatım boyunca.
Я хотел бы остаться вот так... в твоих глазах... на всю жизнь.
Durumunuzu anlıyoruz. Yardım yolda. Fakat hayatta kalmak istiyorsanız olduğunuz yerde kalın.
Мы понимаем ситуацию, помощь уже в пути, но чтобы остаться в живых, просто оставайтесь внутри.
Bana bu odada kalmak zorunda olmadığımı söyle.
Чего? Просто скажи мне, что я... Что я не обязан быть в этой комнате.
- Ne? - Bu odada kalmak zorunda olmadığımı söyle.
Ты не обязан быть в этой комнате.
Artık arada kalmak istemiyorum, hatırladın mı?
Я больше не собираюсь разрываться между двух огней, понял?
Birini oyununu görmesi için çağırmak birisinden kendisini havaalanına götürmesini istemek ya da birisinin evinde bir gece kalmak istemek ya da birisinden taşınmak için yardım istemek gibidir.
Просить кого-то прийти посмотреть твое представление - это как просить кого-то отвезти тебя в аэропорт или вздремнуть на диванчике, или помочь тебе с переездом.
Jimmy'nin evinde kalmak rahat mı?
Как тут с Джимми?
Baba, bu torba kafamda kalmak zorunda mı? Henüz üye değilsin.
- Папа, должен ли я носить этот пакет на моей голове всё время?
Kusura bakma, Kim, direk eve geleceğimi söylemiştim ama birisinin yerine nöbete kalmak zorundayım.
Извини, Ким, я знаю, что обещал пораньше прийти домой, но я обещал рикрыть товарища.
Eğer huzurlu kalmak ve uzak durmak isterseniz anlarım.
Я пойму вас, если вам дороги мир и спокойствие.
Cristina'yla kalmak zorunda kaldım. Bana ihtiyacı vardı.
Я ночевала у Кристины, я была нужна ей.
- Yarın erken kalmak zorundayım.
- Мне завтра утром рано вставать.