Onları tradutor Russo
129,112 parallel translation
Onları nasıl bırakırım, Jack?
Как я могу их оставить, Джек?
Joel'in partisina onları bırakman lazım.
Их нужно отвезти на вечеринку к Джоэлю сегодня.
Ama öğrendiğim şey, onları serbest bırakman.
Но я знаю, что нужно выпускать их наружу.
Evet, sabah, onları gelir alırım.
Да, я... Я буду утром, чтобы их забрать.
Ayrıca o kuzenlerine söyle, seni örnek alsınlar, sakın sen onları örnek alayım deme.
И следи, чтобы твой хитрюга кузен следовал за тобой, а не наоборот.
Onları görmeni çok isterdim evlat.
Я очень хочу увидеть тех уток.
Yani, onları dolgunken seviyorum, pörsüdüklerinde değil, anladın mı?
Я люблю сочное, а не сухое.
Evet, onları gördüm.
Да, я вижу.
Onları buraya bir kez koydum, bunca yıl geçti ve hala buradalar.
Я спрятал их давным-давно, и спустя столько лет они всё ещё здесь.
Tamam ama onların hesaba katmadığı şey, iyi adamların da olduğu.
Откуда ты знаешь, что это слишком опасно? Это карточная игра.
Onları mahvedecek bu. Hayır.
Они с ума сойдут.
Biz onların ebeveynleriyiz, Bec. Yapabildiğimizin en iyisini yapıyoruz.
Мы их родители, Бек.
Eğer planlarınız varsa, onları iptal edin.
Если у вас были планы, отмените их.
Sizi de sorguladıkları için özür dilerim, ama bu onların oyunu oynama türüdür.
Мне жаль, что они втянули тебя, но это их приемчики.
Onların suçladığı adam masum olabilir.
Человек, которого они схватили, может быть невиновен.
Bu bulguları biliyorum ve doğal olarak onları da dikkate aldım.
Я знаю об этих обстоятельствах, и естественно, я их учла.
Farmer onları koparıp aldı, Yangında ölmesi için Hana'dan ayrılmadan önce.
Фармер вырвал их перед тем, как бросить Хану умирать в горящем доме.
Michael Farmer'ın onlara özel bir önem verdiğini, onları güvenli bir yerde ve temiz tuttuğunu, bu nedenle de halı elyaf sayısının azaldığı görüşündeyim.
Я считаю, что Майкл Фармер обращался с ними крайне бережно, хранил в укромном месте, чистил. Поэтому отсутствие ковровых волокон я не сочла атипичным.
Onları yazıya dökün.
Изложите их письменно.
Sanırım yapmalıydım, çünkü o telefon çağrılarından bahsetti, DS Arnott, aramızda onları araştıran kişiydi.
Я подумал, что, может, следует так сделать, потому что он упомянул разговоры по телефону, сержант Арнотт, наши разговоры, которые он изучал.
Ama AC-12, onların farklı bir hikayeleri var.
Но АС-12 - это совсем другое дело.
Birinin onları kapatma zamanı geldi.
Самое время, чтобы кто-то их прикрыл.
Onların güvenini sarsmayacağım.
И я не предам их доверия.
Çünkü düşüşünü Nick Huntley'le ilişkilendiremedik, "Biz onların peşine başka bir şey için gidiyoruz" diye iddiada bulunacaklar.
Раз мы не смогли повесить твое падение на Ника Хантли, то мы преследуем их обоих за что-то еще.
Sen onların cadı avının... bittiğini söyledin ama hâlâ peşimdeler.
Сказал, что с охотой на ведьм покончено, но они все еще у меня на хвосте.
Hey, hey, hey. - Sıhh. - Neden onları durdurmadın?
Почему ты их не остановил?
Neden onları durdurmadın?
Почему ты их не остановил? !
Sadece onları arayacağım.
Я позвоню им.
Onları ona bırak.
Пусть займутся им.
Onları yemek için topluyor.
Она расплачивается с ними едой.
Cumhuriyetçi partiye karşı, onların yardım reformuna ve ırk saçmalığına karşı siktiri çekmek.
Это посыл к Республиканской партии и их реформе в здравоохранении и расовой дискриминации.
Yani, onları geri getir ama al onları, belki notlar alırsın.
Только верни их, но.. но возьми, может даже законспектируй.
Ringe 17 çocukla gireceğim ve onların kıvırcık...
Войду на ринг с 17ю детьми с маленькими пейсами
İndir onları!
Круши их!
Bu onların fikriydi.
Это их идея.
Ama evet, çok düşündüm. Bir gece çok içtim, bütün ağrı kesicileri aldım yanıma ki onlar da diş tedavimden geriye kalan şeylerdi.
Я... просто сидел, напивался вдрызг и считал, сколько у меня осталось болеутоляющих с тех пор, как мне удалили зубы мудрости.
Bizi onlar davet etti.
Они нас пригласили.
Muhtemelen onlar bekler, ama ben bekleyemem.
Ну, они-то возможно и подождут, а я нет.
Onlar uyurken, zaten vedalaştım.
Я попрощался с ними, пока они были в кроватях.
Belki de onlar suç ortağıydı.
Возможно, они сообщники.
Onlar Hana'nın küpeleri.
Серьги принадлежали Хане.
Onlar iyi.
С ними все в порядке.
Elbette onlar güvende.
Конечно же они в безопасности.
Onlar komedi değil ki.
Я не комедии снимаю.
Onlar da gerçek madalyalarım.
А это мои медали.
Onlar büyük, aptal çocuklar.
Они большие и тупые.
Onlar ustadır.
Они мастера
Ruslarla sonuna kadar gidebilirdim, onlar...
Я могла быть всю дорогу русской..
Yani biz değiliz, onlar.
Так что это не мы, это они.
Pekâlâ, görünüşe göre Kara Panterler ya da her neyseler, onlar kazandılar.
Ну что ж, похоже, черные пантеры или как их там, победили
FLAŞ HABER 847 SEFER SAYILI UÇAK REHİNESİ Onlar... Bazen uçaktaki yiyeceklerden, bazen Lübnan yemekleri getiriyorlar.
Иногда нам приносят еду из самолета, а иногда нас кормят ливанской едой
onların 83
onları seviyorum 37
onları istemiyorum 21
onları tanımıyorum 26
onları gördüm 114
onları buraya getir 21
onları göremiyorum 34
onları öldüreceğim 28
onları görüyorum 24
onları tanıyorum 29
onları seviyorum 37
onları istemiyorum 21
onları tanımıyorum 26
onları gördüm 114
onları buraya getir 21
onları göremiyorum 34
onları öldüreceğim 28
onları görüyorum 24
onları tanıyorum 29