Onun gibi tradutor Russo
6,951 parallel translation
Yani, belki kitap yazar yada onun gibi bir şey yaparım.
Я имею ввиду, что может я напишу книгу или что-то в этом роде.
Onun gibi güçlü değilim.
Есть. Я не такой сильный, как он.
Aynı onun gibi konuşuyorsun.
Говоришь как он.
- Onun gibi bir şey.
- Вроде того.
Ama ya sonum onun gibi olsaydı bir mal, bir oyuncak?
Что если я закончила бы как она, просто... как его собственность или игрушка?
Kitty'nin insanların onun gibi görmesini sağlayan bir özelliği var.
У Китти есть способность убеждать окружающих людей в своём видении.
Onun gibi bir şey.
Типа того.
Evet, onun gibi bir şey.
Да, что - то похожее.
Onun gibi olmam. Ben bir yetişkin değilim.
Я - не из числа взрослых.
Onun gibi duran, onun gibi konuşan, onun gibi giyinen ve sikişen adamlar vardı.
Они были с ним одного калибра : одни костюмы, одни темы для разговоров, и одни сексуальные предпочтения.
Yani, delirmiş olan Branch, ama... onun gibi.
Я имею в виду, спятившим Бранчем, но... Звучит прямо как он.
Ama seçebilseydim... onun gibi John olmasını isterdim.
Но если бы я только мог Я бы хотел быть Джоном, как он.
Görev başında öldürülmüş gibi görünmesinden emin olman gerek çete çapraz ateşi, ya da onun gibi bir şey.
Ты должна сделать так, чтобы выглядело, будто она погибла на службе, в бандитской перестрелке или что-то вроде этого.
Onun gibi adamlara ihtiyacımız var.
Нам нужны такие люди, как он.
Ne diye onun gibi görünüyorsun?
И почему ты так похож на него?
Onun gibi konuştun.
Ты прямо как она.
Süper güçlerim veya onun gibi bir şeylerim olması konusunda mı?
Ты про суперсилы, что ли?
Onun gibi bir kadına senin o hassas ince adam ayakların sökmez. Yemez.
Для такой женщины милого чуткого парня, которого ты разыгрываешь, недостаточно.
Benim de onun gibi ölmemi istiyor.
Она хочет, чтобы я умерла, как она.
Onun gibi ölmemi istiyor.
Она хочет, чтобы я умерла, как она.
Onun gibi olduğumu öğrenmek beni büyük bir sıkıntıdan kurtarırdı.
Было бы облегчением узнать, что я, как она.
Onun gibi bir şey.
В некотором роде.
Onun için ölmüş, öldürmüştü. Bu yüzden saraya girip bir kardeş gibi, bir evlat gibi büyüdün.
Он умер за фараона, поэтому тебя взяли во дворец и воспитывали как брата, как сына.
Hayır ama ölümlerine kadar bir savaş olacak, onun da dediği gibi.
Нет, но бой будет до конца, как он и сказал.
Onun kanı olsa bile bir damla kan, boğuşmadan ziyade burun kanaması gibi.
Даже если это ее кровь, единственная капля не означает обильную кровопотерю, больше похоже на кровотечение из носа.
Bölge Savcısı, Alison'ı çok tehlikeli bir kız olarak betimliyor ve onun adam kaçırma olayının ucuz bir kurgu olduğunu sınıf arkadaşlarından biri biliyor gibi görünüyor.
Окружной прокурор описал Элисон как крайне подлую девушку, и, похоже, одна из её одноклассниц знала, что её похищение было чепухой.
Çok incesin. Ama ben onun olduğu gibi güçlü birisi değilim.
Приятно такое слышать, но я не такой сильный, как был он.
Basit bir oyunla onun dikkatini dağıtabilirdim. Pooh çubukları gibi.
Я мог запросто отвлечь её элементарной игрой.
Aah! Onun ölümü gibi mesela!
Например, его смерть!
Onun arasında gibi.
Между.
Bence onun da düşünen ve hisseden varlıklar gibi muamele görmesi gerekiyor.
И, таким образом, я думаю, что мы должны к нему относиться также, как к думающим и чувствующим существам.
İçinde melezlerin birkaç özelliğini taşıyor ve bu durum onun kendini bir melez gibi hissetmesini sağlıyor.
Она частично является гибридом... из-за чего она больше чувствует себя гибридом.
Belki de umduğumuz gibi onun lanet olası sınırlayıcılarını zamanında yükleseydin...
Может, если бы ты поставил эти чертовы ограничители, когда ты должен был это сделать...
İnancın çok güzel, bir şiirin güzelliği gibi ancak artık onun için yer yok.
Твоя вера прекрасна. Столь же прекрасна, как поэзия... Но ей сейчас нет места.
evet, ellerini onun üzerine koydu. İki gün içinde eskisi gibi koşturmaya başladı.
Уже через два дня после ее визита он бегает так, как и раньше.
- Onun gibi bir şey.
Что-то вроде того.
Onun kaltağı gibi davranırsan onun kız arkadaşı olmayı unutacaksın.
Ведёшь себя, как его сучка, не жди, что он будет относится к тебе, как к своей девушке.
Onun yarısı gibi görünüyorsun, iyi yarısı.
Ты будто часть его. Лучшая часть.
Ama nihayetinde, onun da söylediği gibi :
Но в итоге, как он обычно говорил,
Ben çocukken, annem çok hastalandı,... onunla zaman geçirmeme rağmen,... görmezden gelmek için herşeyi yaptım. Bak. En sevdiği çiçekleri topladım,... sevdiği çayı almak için çarşıya gittim,... ve onun için yapıyormuşum gibi rol yaptım,... ama onun için değildi.
Когда я был маленьким, моя мама сильно заболела, и вместо того, чтобы быть с ней, я избегал её, я выбирал её любимые цветы или ходил в город за чаем, который она любила, я притворялся, что делал это для неё,
Buraya geri taşınmak, umduğun gibi bir tür ilerleme olmayabilir. Pişmanlık olabilir onun yerine. Bilinenin verdiği güvene sığınma arzusu.
Этот переезд может оказаться не шагом вперед, которого ты ждешь, а шагом назад, возвращением на круги своя.
Yapmayın, sanki onun kaçırılacağını biliyormuşum gibi konuşuyorsunuz.
Перестаньте! Вы выставляете это так, как будто бы я знала, что его похитят.
Onun için birşeyler hissediyor gibi.
Кажется у него что-то есть на нее.
Yaşlıların isteği, babanın aynen planladığı gibi... onun Boston'daki işine devam etmen...
По воле старейшин Вы должны, как хотел Ваш отец, продолжить работу в северной Бостонской церкви.
Ölüm ; onun hayatında işi gibi bir motifti.
Смерть было движущей силой как в его жизни, так и в его творчестве.
Senin büyük bir kahraman olduğunu söylemişti. Ama ne onun ne de şehrin dediği gibi değerli biri değilsin.
Он говорил, что ты большой герой, но ты недостоин его или этого города.
Gördüğünüz gibi, onun sözleri sadece yasa değildi.
Его слово было не просто законом.
Belki de daha önce senin gibi iyi bir arkadaşı hiç olmamıştır ve büyük ihtimalle onun için çok değerlisindir.
Может быть, у нее раньше никогда не было такого друга и это, очень многое значит для нее.
- Lütfen söyle. Ama hatırlatayım, sizinle aynı seviyede değilim, onun için aşağılar gibi konuşun.
Только помните, я не на вашем уровне, так что говорите попроще.
Herhalde ilaçlarını falan almadı ama onun hakkında çok şey biliyor gibi.
Она, наверно, на каких-то лекарствах, но, она, похоже много о нем знает.
Şey, Onun varlığının beni hasta ettiği gibi deniz de onu hasta etmezse.
Если только он не страдает морской болезнью так же сильно как я страдаю в его присутствии
onun gibi bir şey 154
onun gibi birşey 22
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onun neyi var 30
onun gibi birşey 22
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onun neyi var 30
onun için 179
onun yerine 89
onun da 23
onun adı 76
onun babası 21
onun mu 44
onun yüzünden 27
onun nesi var 154
onun için endişeleniyorum 35
onun adı neydi 18
onun yerine 89
onun da 23
onun adı 76
onun babası 21
onun mu 44
onun yüzünden 27
onun nesi var 154
onun için endişeleniyorum 35
onun adı neydi 18