Sadece senin tradutor Russo
3,527 parallel translation
Dışarıda bedeller ödeyen herkes, sadece senin suçun.
Простые жители расплачиваются за это.
Bu sadece senin ve benim aramda.
Все только между нами.
- İtler sadece senin peşinde değil.
Они следят не только за тобой.
"Sadece senin için... Mahvolmuş hayller"
Была разрушенная мечта, посвященная тебе,
"Sadece senin olacağım"
Я хочу быть только твоей.
Şimdi sadece senin imzan gerekli.
Теперь нам нужна всего одна подпись.
Sadece senin için endişelendim.
Я просто беспокоюсь о тебе.
Bu konuda Beyaz Saray'ın bizi desteklemesi çok önemli, sadece senin değil.
Но нам крайне важно получить поддержку Белого Дома, не только твою.
Neden Bahçe olayındaki gibi sadece kendini düşünen ve sadece senin güvendiğin bir meleğe güveneyim?
И я должна поверить тебе и ангелу, который со времён Эдема думает только о себе?
Sadece senin iyiliğini istiyorum.
Я просто желаю для тебя лучшего.
Sadece senin sorumlu olduğunu hissediyorum ve bu benim istediğim şey değil. Tamam mı?
Просто мне кажется, что с тобой во главе, я не смогу сделать как сама хочу, понимаешь?
Sadece senin ve balığın var olduğu bir gerçeklik yaratmalısın.
Нужно создать реальность, в которой есть только ты и рыба.
Sadece senin gördüğün?
Кто-то, кого видите только Вы.
Ben sadece senin için en iyisini istiyorum.
Я просто хочу для тебя лучшего.
Sam, Deeks, sadece senin batısındadır.
Сэм, Дикс, к западу от вас.
Biliyorsun, onun mercek altına aldığı sadece senin ilişkilerin değildi.
Знаешь, не только твои отношения были тщательно изучены.
Sadece senin gelip benimle buluşmanı gerektiriyor.
Оно требует, чтобы ты пришел встретиться со мной.
Ona bağlanman bu işi sadece senin için daha zor bir hâle getirecektir.
Разговоры с ним лишь сделают процесс сложнее.
Ben sadece senin iyi biri olduğundan, gizlin saklın olmadığından emin olmak istiyorum.
Я хочу убедиться, что ты хороший парень, без скелетов в шкафу.
Howard Burgess sadece senin üvey baban değil.
Говард Бёрджес не только твой отчим.
Sadece senin hayatına oldukça müdahil gibi geldiler bana.
Просто похоже, что они слишком вовлечены в твою жизнь.
Bu sadece senin aslında ne yaptığını görmek istemediğim içindi.
Это потому, что я не хотела видеть, чем ты на самом деле занят.
Sadece senin daha iyi hissetmeni sağlamaya çalışıyorum.
Я просто пытаюсь сделать так, чтобы ты лучше себя чувствовал.
Jane, "London Bridge is Falling Down" şarkısının sadece senin için bir anlam ifade ettiğini söyledi.
Джейн понял, что вы были единственным, кто знал, что на самом деле означает "Лондонский мост падает".
İnsanlara, sadece senin panzehirine sahip olduğun ölümcül virüs bulaştırıp istediklerini yapmazlarsa, panzehiri onlara vermemek...
Инфицируете людей смертельным вирусом, антидот от которого есть только у вас, и затем говорите, что они не получат его, пока не сделают то, что вам надо.
Sen çocuk dediğinde aklıma sadece senin de yunuslar gibi doğuracağın geliyor.
А мне, когда ты говоришь о детях, представляется житье с половиной состава бейсбольной команды "Кабс"
Sadece bir ısırık ve senin kurtadam kraliçen olabilirim.
И я могла бы быть твоей королевой оборотней
Bu özgüven, senin için sadece bir maske, değil mi?
Эта уверенность — лишь прикрытие для тебя, верно?
Sadece, senin kurallarından hiç birine uymak istemiyorum.
Вот только я не хочу следовать никаким вашим правилам.
Ama, bak, sadece açık olabilmemiz için, bu demek oluyor ki benim eşyalarım senin odanın her yerinde, bu demek oluyor ki protein barlarım her yerde,
Да. Но что бы сразу все прояснить, это значит мои вещи розбросанны по всему полу твоей спальной, это значит мои протеиновые батончики повсюду,
Yalnız başına okumak Sadece can sıkar. Senin birlikte okuyacağın kimse yok, değil mi
Даже самый "мятный" комикс - просто кислятина, если тебе не с кем его почитать, верно?
Senin iş birliğini istemiyorum. Sadece alıyorum.
Ну, я не стану просить твоего пособничества, а просто получу.
Senin sadece fotoğrafı bizim için çektiğini onaylaman gerek.
Тебе просто нужно подтвердить, что ты сделал фото для нас.
Max, babanın yaptığı hataları senin de yapmanı istemiyorum sadece.
Макс, я просто не хочу, чтобы ты сделал те же ошибки что и твой старик
- Senin tahtanda sadece kırmızı var.
У тебя на доске все красные.
Ya da belki, sadece belki senin park yerini P2'ye taşımış olabiliriz.
Или возможно... может быть... у тебя поменяется парковочное место.
Sizi temin ederim ki, Bay Wells, size sahip olacaktır Senin telefon sadece biz düzeltmek kısa sürede gibi bir kaç şey.
- Я уверяю вас, мистер Уэлс, вы получите ваш телефонный звонок как только мы выясним несколько вещей.
Biz sadece bilmek isteyebileceğiniz düşünmüştüm bugün erken saatlerde, onlar giriş yaptığını senin Küresel Navigasyon Uydu Sistemi.
Мы подумали, что ты хотел бы узнать что ранее сегодня, они получили доступ к твоей глобальной навигационной спутниковой системе.
Senin hakkında ilk duyduğum şeyler sadece fısıltılardı.
Когда я впервые о вас услышал, о вас только шептались.
Her seferinde aile adını taşıması için sadece birini hayatta bırakmışsın böylece o senin katletmen için yepyeni bir nesil yaratmış. Aynen hücre arkadaşıyken söylediğin gibi yapmışsın.
и создать целое поколение новых жертв для твоих убийств, как ты и сказал, когда мы с тобой были сокамерниками.
Şimdi bir yere gitmeyeceğim ama ikimiz de senin sadece ana-kız kaynaşmasından çok daha fazlasını istediğini biliyoruz.
Я не уеду сейчас, но мы обе знаем, что ты хочешь не только провести время с дочерью.
Sadece Luke'u arıyorum, Luke biliyorsun seni ve Stefan'ı korumaya çalışan Luke senin ve Stefan'ın Enzo'nun nerede olduğu konusunda yalan söylediğiniz için neredeyse ölüyor olan ve şimdi ise gezginler seni bulabilirler, büyülerini yaparlar, ve bizi dünyanın her tarafından silerler.
просто ищу Люка знаешь, Люка, который был здесь чтобы защитить тебя и Стефана, Люка который теперь пропал потому что ты и Стефан лгали о том где Энзо, и сейчас старнники могут найти вас, наложить свое заклинание и стереть нас всех с лица земли.
Ben sadece, senin istediğin şeyi istiyorum.
Я хочу того же, чего ты хочешь.
Gariptir ki, sadece birkaç hafta evvel senin gibi insan evlatları şu anda önünde duran vampirlerin yoldaşlarını katletti.
Как не странно, пару недель назад группа людей, вроде тебя, убила здесь множество друзей-вампиров, которые сейчас стоят перед тобой.
Hayır. sadece biraz azaldı. Ama babamın olan senin zaten...
Ну не совсем.
Ben senin evine geldim, ve sen benim evime geldin, sadece içeriye girmeyi reddettin.
- Нет, нет. Я был в твоей квартире и ты подъезжала к моей, просто отказалась зайти.
Tüm bu kadınların ölmesi senin için sadece bir iş.
Для вас это только бизнес - все эти мертвые девушки.
Ben senin... Özel bir akşam için sadece tablo var.
У нас как раз подходящий столик для вашего...
Ben sadece bir önsezi diyecektim ama senin dediklerin de olur tabii.
Я бы назвал это всего лишь догадкой, но и так сойдет.
Ve diğer insanları zengin ettim, sadece zenginleri değil senin gibileri de.
И сделал других людей богатыми, причем не таких как эти, из высшего общества.
Ama senin için her şey sadece işten ibaretti.
Но для тебя, это просто работа.
sadece senin için 20
senin adın nedir 33
senin adın ne 311
senin 814
seninle 184
seninle olmak istiyorum 35
senin için çıldırıyorum 35
seninle konuşmak istiyorum 561
seninle evlenmek istiyorum 67
senin yüzünden 95
senin adın nedir 33
senin adın ne 311
senin 814
seninle 184
seninle olmak istiyorum 35
senin için çıldırıyorum 35
seninle konuşmak istiyorum 561
seninle evlenmek istiyorum 67
senin yüzünden 95
senin adına sevindim 78
senin için 556
seninleyim 95
senin derdin ne 338
seninle gurur duyuyorum 314
seninim 46
senin neyin var 538
seninle evleneceğim 47
senin adına çok sevindim 42
senin mi 196
senin için 556
seninleyim 95
senin derdin ne 338
seninle gurur duyuyorum 314
seninim 46
senin neyin var 538
seninle evleneceğim 47
senin adına çok sevindim 42
senin mi 196